Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1524
KARAR NO : 2023/1339
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2023
NUMARASI : 2022/1028 Esas 2023/573 Karar
DAVANIN KONUSU : Kıymetli Evrak İptali
KARAR TARİHİ : 02.10.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.10.2023
İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.07.2023 tarih 2022/1028 Esas 2023/573 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili, müvekkili bankanın … … şubesi tarafından … … şubesine kargo ile gönderilen borçlusu … San ve Tic. Ltd Şti olan 2 adet senedin kargodan çıkmadığını ve kaybolduğunu ileri sürerek senetlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama iddia ve toplanan tüm delillere göre, davacı tarafından dava konusu yapılan senetlerin dava dışı üçüncü kişiler tarafından takibe konulduğu, davacı tarafça verilen süreler içerisinde her bir senet için istirdat davası açıldığı ve buna göre bonoları elinde bulunduranların tespit olunup davaların da açıldığı görülmekle davanın konusuz kaldığı sonucuna varılarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF BAŞVURU NEDENLERİ: Davacı vekili, senet iptali davası devam ederken üçüncü kişiler tarafından takiplerin yapıldığı ve taraflarınca senet istirdatı davası açıldığını, her ne kadar dava açılmış ise de davaya konu edilen senetlerin gerçek hak sahibinin tespit edilmesinin yargılama sürecinin bitimini beklemesi gerektiğini, senedin gerçek alacaklısının kim olduğu konusunda kuvvetli bir şüphe söz konusu olduğundan diğer davaların beklenmesi gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE: Dava 2 adet senedin kaybolması sebebiyle iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda, dava açıldıktan sonra her iki senet yönünden de ayrı ayrı üçüncü kişiler tarafından icra takipleri yapıldığı basittir. Senetlerin takip başlatılmak suretiyle icra takibine konu edilmesi üzerine ilk derece mahkemesince davacı tarafa mehil verilerek davacı tarafın verilen süre içerisinde yetkili yer ticaret mahkemelerinde istirdat davası açtığı dosya kapsamından açık olup bu konuda ihtilaf bulunmamaktadır. TTK’nın 758. maddesinde poliçeyi eline geçiren kişi bilindiği takdirde, mahkeme, dilekçe sahibine iade davası açması için uygun süre verileceği, dava açılmaz ise ödeme yasağının kaldrılacağı düzenlenmiştir.TTK’nın anılan hükmüne ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, yapılan yargılama sırasında çek hamilinin ortaya çıkması durumunda, çek iptali davasını açan davacıya, mevcut çek hamiline karşı çek istirdadı davası açması konusunda süre verilmesi, istirdat davasının açılması halinde, çek iptali davasının konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına, dava açılmaması halinde ise çek iptali davasının reddi yönünde hüküm kurulması gerekmektedir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2016/8764 Esas 2017/5619 Karar). Hasımsız olarak açılan senet iptali davaları, üçüncü kişilerin davaya müdahaleleri halinde çekişmeli hale gelemeyeceğinden, alacağın varlığına ve hukuki ilişkiye yönelik inceleme yapılamaz.Bu nedenlerle ilk derece mahkemesince, davacıya çeki elinde bulunduran fer’i müdahile karşı istirdat davası açmak üzere kesin süre verilmesi ve fer’i müdahilin alacağının kaynaklandığı hukuki ilişkiye yönelik araştırma yapmaması doğru olup, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere 02.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.