Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1510 E. 2023/1289 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1510
KARAR NO : 2023/1289

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14.07.2023
NUMARASI : 2022/580 Esas

TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbire İtiraz
KARAR TARİHİ : 27.09.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27.09.2023

Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.07.2023 tarih 2022/580 Esas sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili, müvekkilinin müteveffa babasının mirasçısı sıfatıyla davalı şirketin ortağı olduğunu, babasının vefatından sonra müvekkili ile diğer mirasçılar arasında anlaşmazlıklar çıktığını, davalılardan …’ın dava dışı şirketin yetkilisi ve müdürü sıfatıyla şirkete ait taşınmazı muvazaalı olarak eşi …’a sattığını, bu işlemin gerçek dışı muvazaalı bir satış olduğunu, satışın eşler arasında ve bedelin son derece düşük olup, satış bedelinin şirkete ödenmediğini, satıştan sonra borçların ödenmemiş olmasının muvazaanın karinesi ve ispatı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davalı şirket adına tescili ve devrinin önlenmesi için tefrik kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece tedbir isteminin kabulüne karar verilmiş, yargılama aşamasında davalı tarafın itirazı üzerine bu defa 14.07.2023 tarihli gerekçeli ara karar uyarınca taraf beyanları alındıktan sonra davanın tapu iptali ve tescili istemine ilişkin olup, yargılama aşamasında üçüncü kişilere devri halinde davalı açısından telafisi güç veya imkansız zararların oluşacağı, davacının haklılığının bu aşamada yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği kanaatine varılarak itirazın reddine karar verilmiştir.

Karara karşı ihtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … vekili, davacının ileri sürdüğü savunmaların tamamının hukuken gerçeği yansıtmadığını, mahkemece verilen veraset ilamı veya noterlikçe düzenlenen mirasçılık belgesinin tek başına ticaret sicili durumuna doğrudan etki eden hususlardan olmadığını, ölüme bağlı hisse devir işlemlerinde kişilere bu durumun tescil ve ilam edilebilmesi adına genel kurul kararıyla bir takım belgelerin sunulmasıyla gerçekleştiğini, ticaret sicil kayıtlarında da müteveffa ile …’ın ortak görüldüğünü, bu bakımdan ticaret sicil kayıtlarının tek başına yaklaşık ispatı gerçekleştiremediğini, ayrıca şirketin tek taşınmazının tapu iptal ve tescile konu taşınmaz olup olmadığının belli olmadığını, aynı şekilde şirketin mevcut borç durumunun araştırılması durumunda taşınmaza karşılık müvekkil tarafından ödenen piyasa borçları sebebiyle taşınmaz üzerinden mahrumiyet eklenmesi ihtimalini ortadan kaldırdığını, şirketin ortakları ile akrabalık bulunan kişiler arasında yapılan işlemin tek başına muvazaalı olarak görülmesinin yeterli olmadığını, üçüncü kişilere aldatma maksadıyla kurulmasına muvazaa denildiğini, müvekkili tarafından taşınmaz bedeline karşılık şirkete ait bir borcun ödenmesi başlı başına hukuki ilişkinin gerçekliğini sergilediğini, alınan bu hususları ispatlayacak herhangi bir kesin bir delil ortaya konulmadığından yaklaşık ispatın gerçekleşmediğini, yerel mahkeme tarafından itirazlarına yönelik duruşma açılmaksızın ve itiraz sebepleri incelenmeksizin diğer davalı adına verilmiş olan hükme bağlı red kararının verilmesinin başlı başına kaldırma sebebi olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir kararına itiraz istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Yasal düzenleme içeriğinden anlaşılacağı üzere dava konusunun ihtilaflı olması ve yaklaşık ispat şartının gerçekleşmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkündür.
Somut olayda davacı vekili, davalı şirketin hissedarı olan …’ın kızının yasal ortağı haline geldiğini, diğer ortak olan davalı …’ın şirket yetkilisi sıfatıyla şirket taşınmazının muvazaalı olarak, düşük bedelle eşi davalı …’a sattığını, satış bedelinin şirkete ödenmediğini ileri sürerek tapu iptal ve şirket adına tescil isteminde bulunmuştur. Her ne karar duruşma açılmaksızın karar verildiği ileri sürülmüş ise de, ilk derece mahkemesi istinafa konu kararın 14.07.2023 tarihli mürafaa duruşması üzerinde alındığı dosya kapsamından görülmüştür. Davalı şirkete ait iken, satış yoluyla davalı … adına tescil edilen taşınmaz dava ve uyuşmazlık konusu olup, dava konusu taşınmazın yargılama sırasında devri halinde davanın konusuz kalacağı, davacının dava konusu hakkını elde etmesinin imkansız hale geleceği ve ileride telafisi imkansız zarara ve ayrıca yeni uyuşmazlıklara da sebebiyet vereceği, bu nedenle mahkemece dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmakla; ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı yönünden istinaf karar harcı olan 444,60 TL’den peşin alınan 269,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 174,75 TL harcın ihtiyati tedbire itiraz eden davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbire itiraz eden davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27.09.2023