Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1480 E. 2023/1466 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1480
KARAR NO : 2023/1466

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23.06.2023
NUMARASI : 2019/380 Esas 2020/102 Karar
DAVANIN KONUSU : İpoteğin Kaldırılması
KARAR TARİHİ : 25.10.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.10.2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.06.2023 tarih 2019/380 Esas 2020/102 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, davacı …’ın davalı … Bankası Karşıyaka Nergiz Şubesinden 2013 yılında 50.000,00-TL kredi kullandığını, kredinin teminatı olarak davacıya ait … İli, … İlçesi, … Mahallesinde kain ve tapunun …/… pafta, … Ada, … Parselde kayıtlı bulunan …/… Arsa paylık , 3 kat (6) bağımsız bölüm numaralı taşınmaza ipotek konulduğunu, davacının bu kredi borcunu ödediğini ve kredi borcunu kapattığını, bu nedenle Karşıyaka 3. Noterliğinin 07324 yevmiye numaralı 08/04/2019 tarihli ihtarnamesi ile davalı bankadan belirtilen taşınmazın tapu kaydından ipoteğin kaldırılmasını talep ettiklerini, davalı bankanın 19.04.2019 tarihli cevabı ile talebi reddettiğini, davalı bankaya yeniden talepte bulunduklarını, sonrasında arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak sorunun çözülemediğini beyan ederek … İli, … İlçesi, … Mahallesinde kain ve tapunun …/… pafta, … Ada, … Parselde kayıtlı bulunan …/… Arsa paylık, 3 kat (6) bağımsız bölüm numaralı taşınmaz üzerindeki 50.000,00-TL’lik ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının davalı banka Nergis Şubesi müşterilerinden olup, anılan şubeden kullanan kredi/kredilerin teminatını teşkil etmek üzere mülkiyeti davacıya ait; … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel, 3.kat, 6 bağımsız bölüm nolu taşınmaz üzerine müvekkili banka lehine; davacı …’ın doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere 1. Derece 01.11.2013 tarih 26110 yev. nolu 350.000-TL bedelli; davacı … – … Şti. ve … A.Ş. firmalarının doğmuş doğacak borçlarının güvencesini teşkil etmek üzere 2. Derece 17.06.2015 tarih 15392 yev. nolu 350.000-TL bedelli ipotekler tesis edildiğini, söz konusu ipoteklerden 1. derece 01.11.2013 tarih 26110 yev. nolu 350.000-TL bedelli ipoteğin davacı …’ın talebi üzerine fek edildiğini, davacı tarafından, 2.derece 17.06.2015 tarih 15392 yev. nolu 350.000-TL bedelli ipoteğinde fek’i talep edilmişse de; söz konusu ipoteğin teminatını teşkil ettiği kredi taksitlerinin bir kısmının kefil/kefiller tarafından ödenmesi ve ödeyen kefil/kefillerden ipoteğin fek’i hususunda muvafakat alınamadığından ipoteğin fek edilmediğini, davacı vekili aracılığı ile mahkeme nezdinde açmış olduğu dava ile; mülkiyeti davacıya ait … İli, … İlçesi, … Mahallesi, …. ada, 1 parsel, 3.kat, 6 bağımsız bölüm nolu taşınmaz üzerindeki 50.000-TL bedelli ipoteğin -gerektiğinde iddia olunan riski karşılayacak miktarının tespit edilecek bir banka şubesine vadeli olarak depo edilmek sureti ile kaldırılmasının talep ve dava edildiğini, davacının davanın açılması sırasında dava değerini 50.000,00-TL gösterdiğini ve bu miktar üzerinden nispi harç yatırdığını, kaldırılması istenilen ipoteğin 350.000,00-TL değerinde olduğuna göre, bu miktar üzerinden nispi peşin harç noksanlığının Harçlar Kanununun 30-32. maddeleri gereğince tamamlattırılmasını, harcın tamamlanması halinde işin esasının incelenmesi gerektiği göz önüne alınarak davacının öncelikle eksik yatırılan harcın tamamlatılmasına karar verilmesini, davalı bankanın Yeni Girne Bulvarı/İzmir Şubesi ile dava dışı … A.Ş. firması arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmelerini … ve …’ün müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, davaya konu taşınmazın kaydında malik …’ın doğmuş doğacak borçlarının güvencesini teminen 1.derecede; … Şti. ve … A.Ş. firmalarının doğmuş doğacak borçlarının güvencesini teminen 2. derecede ipotek tesis edildiğini, gelinen aşamada 1.derecede ipotek fek edildiğini, 2. derecede tesis edilen ipoteğin ise halen devam ettiğini, söz konusu 2. derece ipoteğe konu … A.Ş.’nin 25/04/2018 tarihinde kullandığı yapılandırma kredisinin (taksitli ticari kredi) bir kısım ödemelerinin kefiller … ve … tarafından yapıldığını, Türk Borçlar Kanunu’nun 596. maddesi uyarınca, kefilin borcu ödediği nispette asıl alacaklının haklarına kanundan dolayı halef olmakta ve alacaklının teminatı ile alacağın fer’ileri kanunen asıl alacakla birlikte kefile geçtiğini, anılan hüküm karşısında alacak hakkının, ödediği miktar oranında kefile kanun hükmü gereği geçeceğini, kredi borcunun ödenmesi sonrasında, ödediği borç miktarınca alacak ve teminatında bulunan rehni takip hakkının, ödediği tutarla sınırlı olarak, doğrudan hak sahibi olan kefile/kefillere intikali söz konusu olacağını, fekki istenilen ipotek ile güvence altına alınmış kredi borçlarına mahsuben, teminatlar üzerinde hak iddiasında bulunabilecek kefilin, garantör vb. borçtan sair surette sorumlu olanlar ya da üçüncü kişiler tarafından ödeme yapılmış olması halinde, ödeme yaptıkları oranda hak sahibi olan bu kişilerden alacağın teminatını oluşturan ipoteğin fekki öncesinde muvafakatname alınmadan, fek yapılmasının hukuken uygun bulunmadığını, davaya konu olayda ipoteğin teminat oluşturduğu krediye istinaden kefil tarafından bir kısım ödemeler yapıldığını, bu kapsamda, ipoteğin kefilden muvafakatname alınmadan fek edilmesi durumunda; davalı banka tarafından kefil/kefiller aleyhine işlem yapıldığı ve zarara uğratıldığı kefilin halefiyet hakkından yararlanamadığı vb. iddialarla bankaya husumet yöneltilebileceği ve ihtilaf yaşanabileceği dikkate alınarak, anılan kanun hükmü çerçevesinde davacının ipotek fek talebinin kabul edilmediğini, anılan Kanun hükmü karşısında davacının ipotek fek talebi gerçekleştirilememiş olup davanın reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle; davalı banka aleyhine açılan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 17.06.2015 tarih-15392 yevmiye numaralı ipotek belgesinde, 17.06.2015 tarihinde davacı …’a ait …, …, …, …/… pafta, … ada, … parselde kayıtlı Kat 3-6 Bağımsız Bölüm numaralı mesken üzerinde fekki bildirilinceye kadar 2. derecede yıllık %27 faiz oranı üzerinden davalı … Bankası A.Ş. Yeni Girne Bulvarı/İzmir Şubesi lehine 350.000 TL bedel üzerinden ipotek tesis edildiği, bu ipoteğe ait, resmi senet incelendiğinde … Bankası A.Ş. Merkez ve Yeni Girne Bulvarı/İzmir ‘ Şubesi ile diğer tüm Şubeleri tarafından …-… A.Ş.- … Ltd.Şti.namına açılmış açılacak her türlü kredi, bankaya teminata herhangi bir kişi tarafından verilecek senetlerden, teminat cirosuyla verilecek senetlerden, her türlü sözleşmeden kefaletlerinden, haksız fiilden, sebepsiz zenginleşmeden, alacağın devri yoluyla devralmasından , her türlü nedenden, Bankaya karşı doğmuş doğacak tüm borçlarını karşılamak üzere ipotek verildiği hükmünün bulunduğu görülmekle fekki talep edilen ipoteğin bedelinin 350.000,00 TL olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde 50.000,00 TL miktarındaki ipoteğin kaldırılmasını talep ettiği ve harcın bu miktar üzerinden alındığı, dava değerinin buna göre belirlendiği ,resmi senette ipoteğin davalı … Bankası lehine 350.000,00 TL bedel üzerinden ipotek tesis edildiği, ipotek belgesinde davacı …-… A.Ş.- … .Şti.nin bankaya karşı doğmuş doğacak tüm borçlarını karşılamak üzere ipotek verildiği anlaşıldığından davacı vekilinin tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, yerel mahkeme tarafından tavzih talebinin reddedildiğini, bu kararın usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğunu, mevcut kararın icrasının mümkün olmadığını, icrası mümkün olmayan, hatta 50.000,00 TL’lik olmayan bir ipoteğe ilişkin bir kararın mevcut olduğunu, harcın 50.000,00 TL üzerinden yatırıldığını, eksik harçların ve giderlerin her zaman tamamlanmasının mümkün olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davacı vekilinin tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı tarafından davalı aleyhine 31.05.2019 tarihinde ipoteğin kaldırılmasına yönelik dava dilekçesinde 50.000,00 TL değer gösterilerek bu bedel üzerinden harçlandırılan davada, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 06.03.2020 tarihinde davanın kabulüne, … ili, … ilçesi, … Mah., …/… pafta, … ada, … parselde kayıtlı bulunan …/… arsa paylı 3.kat, 6 nolu bağımsız bölüm üzerindeki 50.000,00-TL miktarlı, davalı … Bankası tarafından konulmuş ipoteğin kaldırılmasına dair karar verildiği, verilen karara yönelik olarak davalı vekilinin istinaf başvurusu nedeniyle İzmir BAM 17. Hukuk Dairesi’nin 14.10.2021 tarih 2021/1101 – 1395 E.K sayılı kararı ile istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine yönelik kararına istinaden verilen hükmün kesinleşmiş olduğu, bilahare 12.12.2022 tarihinde davacı vekilinin tavzih talebine istinaden yerel mahkemece 21.12.2022 tarihinde tavzih talebinin reddine yönelik ek kararın verildiği, bu kararın davacı vekili tarafından istinaf olunması üzerine Dairemizin 14.04.2023 tarih 2023/638 – 602 E.K sayılı kararımız ile 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca verilen ek kararın HMK 305 ve 306.maddelerine uygun tavzih usulüne uyulmadığından kaldırıldığı, bilahare tavzih istemine yönelik olarak davalı banka vekilince beyanlarını içerir dilekçenin sunulmasını müteakip, İDM tarafından tavzihe yönelik istinafa konu red kararının verildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde ipoteğin kaldırılmasına yönelik istemin 50.000,00 TL olarak gösterilerek işbu bedel yönünden davanın harçlandırıldığı, 31.05.2019 tarihinde açılan davada bugüne kadar süregelen süreçte de davacı vekili tarafından herhangi bir ıslah talebinde bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
Davaya konu 17.06.2015 tarih-15392 yevmiye numaralı ipotek belgesinde, 17.06.2015 tarihinde davacı …’a ait …, …, …, …/… pafta, … ada, … parselde kayıtlı Kat 3-6 Bağımsız Bölüm numaralı mesken üzerinde fekki bildirilinceye kadar 2. derecede yıllık %27 faiz oranı üzerinden davalı … Bankası A.Ş. Yeni Girne Bulvarı/İzmir Şubesi lehine 350.000 TL bedel üzerinden ipotek tesis edildiği, bu ipoteğe ait, resmi senet incelendiğinde … Bankası A.Ş. Merkez ve Yeni Girne Bulvarı/İzmir ‘ Şubesi ile diğer tüm Şubeleri tarafından …-… A.Ş.- … Şti.namına açılmış açılacak her türlü kredi, bankaya teminata herhangi bir kişi tarafından verilecek senetlerden, teminat cirosuyla verilecek senetlerden, her türlü sözleşmeden kefaletlerinden, haksız fiilden, sebepsiz zenginleşmeden, alacağın devri yoluyla devralmasından , her türlü nedenden, Bankaya karşı doğmuş doğacak tüm borçlarını karşılamak üzere ipotek verildiği hükmünün bulunduğu görülmekle fekki talep edilen ipoteğin bedelinin 350.000,00 TL olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde 50.000,00 TL miktarındaki ipoteğin kaldırılmasını talep ettiği ve harcın bu miktar üzerinden alındığı, dava değerinin buna göre belirlendiği ,resmi senette ipoteğin davalı … Bankası lehine 350.000,00 TL bedel üzerinden ipotek tesis edildiği, ipotek belgesinde davacı …-… A.Ş.- … Şti.nin bankaya karşı doğmuş doğacak tüm borçlarını karşılamak üzere ipotek verildiği anlaşıldığından, öte yandan davacı vekili tarafından dava dilekçesinde ipoteğin kaldırılmasına yönelik istemin 50.000,00 TL olarak gösterilerek işbu bedel yönünden davanın harçlandırılması ve gelinen süreçte davacı vekili tarafından herhangi bir ıslah talebinde bulunulmaması dikkate alındığında tavzih talebinin reddine dair verilen ek kararda herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL maktu harçtan, peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25.10.2023