Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1388 E. 2023/1404 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1388
KARAR NO : 2023/1404

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22.06.2023
NUMARASI : 2023/443 Esas

TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 11.10.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11.10.2023

Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.06.2023 tarih 2023/443 Esas sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili, davalı şirketin 21.03.2007 tarihinde kurulduğunu, şirket bünyesinde toplam 4.000 paydan, davacı … 780, davacı … 940, davalı … ‘un 1680 ve davalı … 600 paya sahip olduğunu, davalı şirketin 2008 yılından itibaren 2022 yılı dönemi de dahil olmak üzere, zeytinyağı sıkım alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkil … , davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili tek kişi olduğunu, şirket faaliyetlerine ilişkin yapılan tüm işlemler, alınan tüm kararlar bütün ortakların tamamının katılımı ile sağlanmakta olduğunu, şirketin faaliyette bulunduğu zaman diliminde şirketin kurucusu … , davalı … ve … ‘un eşi … tarafından işletildiğini, 23.01.2017 yılında … , 30.08.2017 yılında ise … vefat ettiğini, şirketin 2017, 2018 ve 2019 faaliyet dönemlerinde davalı … , davalı … ve bizzat tarafınca işletildiğini, 2019 yılı sonunda davalı … şirketi terkettiğini, sonrasında Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nde aleyhlerine tasfiye davası ikame ettiğini, dava Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2022/239 Esas numarası ile halen derdest olduğunu, şirketin uzunca bir süredir genel kurul toplantısı ve kar dağıtımı yapmadığını, 2022 yılı zeytin sezonunda şirket, o anda şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olan … tarafından işletildiğini, … tarafından 2022 yılı sezonunda şirket aleyhine olarak yapılmış olan bir takım faaliyetler sonucunda yapılan 2023 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında oy birliği ile … ‘ün imza yetkisi sona erdirildiğini, davalı şirketin 2022 yılı sezonunda 943.442,13 TL net kar ettiğini, davacı … tarafından çağrılı olarak yapılan ve gündem maddelerinin içinde şirketin 2022 yılında etmiş olduğu karın tüm ortaklara dağıtımına ilişkin 30.05.2023 tarihli 2023 yılı olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda; davacıların 2022 yılı sezonunda elde edilen net karın dağıtılması yönündeki oylarına karşılık, davalılar … ve … tarafından ret oyları sonucunda oy çokluğu ile şirketin kar dağıtımı yapılmaması yönünde karar verildiğini, davalı … tarafından Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ikame etmiş olduğu davanın sebeplerini şirketin Genel Kurul Toplantısı ve kar dağıtımı yapılmaması durumunun oluşturulduğunu, 30.05.2023 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda davacılarca kar dağıtımı yapılması yönündeki iradelerine karşılık … tarafından bunun aksine oy kullanılarak kar dağıtımı yapılmaması yönünde bir karar alındığını, davalı … tarafından yapılan bu hareketler, hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 2021 yılı faaliyet döneminde 40 TL olan zeytinyağının 2022 yılı faaliyet döneminde 80TL’ye yükseldiğini ve 2021 faaliyet dönemine kıyasla 2022 yılı faaliyet döneminde zeytin meyvesinin bir hayli fazla olmasından dolayı, davalı şirketin ilk kez 2022 faaliyet döneminde diğer dönemlere kıyasla büyük oranda kar elde etmiş olduğunu, şirketin Kurumlar Vergisi Beyannamesi verilerine göre elde edilen net kar 943.442,13 TL olduğu, 30.05.2023 tarihli toplantıda, şirketin 2022 yılı sezonunda işleten … , edilen karın ne şekilde nereye harcandığını beyan etmediğini, şirketin 2022 yılı faaliyet sezonundaki cirosu sonucunda Soma Vergi Dairesi’ne 2023 Nisan ayı itibariyle taahhuk eden 281.807,39 TL kurumlar vergisinin ödenmediğini, 16.03.2023 tarihinde davalı … tarafından, şirketin … Bankası Soma Şubesi’nde bulunan hesaptan 78.600,00 TL para çekildiğini, bu meblağın davalı tarafından ne şekilde nereye harcandığına dair bir bilgilerinin bulunmadığını, bu meblağın 15.03.2023 tarihinde şirket hesabına yatırılmış olması ve hemen akabinde acele bir biçimde çekilmiş olduğunun, davalı … ‘ün kötünyetini net bir biçimde ortaya koyduğunu, bu hususta … aleyhine olarak Soma Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, şirketin uzunca bir zamandır resmi ve gayri resmi borçlardan dolayı kar edemeyen şirketin, 2022 faaliyet dönemi sonucunda yüksek bir kar etmiş olduğunu, şirketin kar dağıtımı yapılmasının davalılar tarafından engellenmesinin çelişkili bir davranış olduğu, hayatın olağan akışına da ters düştüğünü, mahkemece şirkete idari bir kayyım-kayyım heyeti atanmaması durumunda, 2023 yılı zeytin sezonunda aynı şekilde bir yaklaşımın ortaya çıkmasının kuvvetle muhtemel olduğunun, bu durumun telafisi imkansız sonuçların ortaya çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu, şirketin 2022 yılı Vergi Beyannamesi’nde net karının 943.442,13 TL olduğu belirlenmiş ise de, halihazırda ne şirketin banka hesaplarında, ne de şirketin mevcut kasasında böyle bir meblağ bulunmadığını iddia edere, davalı şirketin feshi ile tasfiyesi’ne şirket açısından ve dolaylı olarak müvekkilleri açısından hak kaybına sebebiyet verilmemesi amacıyla şirkete ait tüm banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, bu süreçte mal varlıklarının 3. kişilere devrini önlemek amacı ile davalılar üzerindeki taşınır yahut taşınmaz tüm mal varlığı üzerine teminatsız bir biçimde ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirkete idari kayyım/kayyım heyeti atanmasına, müvekkillerin payına düşen miktarın taraflarına ödenmesine ve her türlü yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davacı vekilinin dava süresince davalı şirketin tüm iş ve işlemlerini yürütmek üzere davalı şirkete tedbiren yönetim ya da denetim kayyumu atanmasını, davalı şirketin taşınmazlarına, banka hesaplarına, üçüncü şahıslara devri önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği, davalı şirketin tüzel kişiliğine sahip Ticaret Kanunu’n hükümlerine uygun olarak kurulmuş bir şirket olduğu, TMK’nın 427/4 maddesi gereğince ancak organlarından yoksun kalmış yahut başka yolla yönetilemeyen tüzel kişiler hakkında kayyum atanabileceği, dosyada ve dava dilekçesinde bu yönde bir delil ve iddianın bulunmadığı gibi ihtiyati tedbirin dava konusu hususlarda verilebileceği, HMK’nın 389. Maddesi gereğince ancak gecikmesinde sakınca olacak veya hakkın elden edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada imkansız hale geleceği durumlarda ciddi bir zararın oluşabileceği kanaati uyandığında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, davalı şirketin hesaplarına, taşınır ve taşınmazlarına tedbir konulmaması durumunda dava sonucunda verilebilecek hükmün infaz kabiliyetinin bulunamayabileceği gibi davacı açısından önemli ölçüde zarara yol açılabileceği, davanın niteliği dikkate alındığında davacının şirketteki paylarının gerçek değerinin davalı şirketten tahsiline ilişkin hüküm kurma ihtimalinin (ispat durumuna göre) gerçekleşmesi halinde taşınır, taşınmaz ve banka hesaplarının devredilebileceği üçüncü şahısların zararına da yol açılabileceği, yaklaşık ispat şartının bu aşamada bu talep bakımından sağlandığı anlaşıldığından, davacılar vekilinin tedbiren davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına ilişkin talebinin reddine, ihtiyati tedbir talebinin 100.000,00 TL nakdi veya devlet bankasından alınmış kesin ve süresiz teminat mektubu karşılığı kabulü ile, davalı şirket üzerine kayıtlı taşınır ve taşınmazlar ile davalı şirketin banka hesaplarına üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirketin dava dilekçesi kapsamına göre … Bankası, … Bank ve … Bankası Soma Şubelerinde hesapları bulunduğu anlaşıldığından teminat yatırıldıktan sonra bu banka şubelerine ara kararının gönderilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili, söz konusu davada ileride telafisi imkansızlaşacak olan olguların önüne geçilmesi amacı ile davalı şirkete kayyım/kayyım heyeti atanması talep edildiğini, ancak mahkemece bu talebin reddedildiğini, davalı şirketin 2022 yılı sezonunda 943.442,13TL net kar elde etmiş olması ve davacıların 2022 yılı faaliyet sezonunda elde edilen net karın dağıtılması yönündeki oylarına karşılık, davalılar … ve … tarafından ret oyları sonucunda oy çokluğu ile şirketin kar dağıtımı yapılmaması yönünde karar verilmiş olması durumları bir arada düşünüldüğünde, her ne kadar dava dilekçesinde somut bir biçimde şirketin organlarından yoksun olduğu belirtilmemiş ise de, alınan karar ve ileride alınması muhtemel kararlar göz önünde bulundurulduğunda şirketin genel kurulunun davacılar açısından işleyemez bir hale geldiğinin açık olduğunu, şirkete yönetim kayyımının atanmaması durumunda elde edilecek karın, davalılar tarafından oy çokluğu ile davacılara dağıtılmayacağının muhtemel olduğunu, davalılar tarafından şirketin içerisinin boşaltılma riskinin de oldukça yüksek olduğunu, şirketin 2022 yılında zeytinyağı sıkım sezonunda kazanılan 943.442,13 TL karın nerede olduğunun bilinmediğini, şirket hesaplarında da bir para bulunmadığını, 16.03.2023 tarihinde … tarafından, şirketin … Bankası Soma Şubesi’nde bulunan hesaptan 78.600,00TL para çekilmiş olup, bu meblağın da davalı tarafından ne şekilde nereye harcandığının bilinmediğini, o dönemde şirketi ilzama yetkili bulunan … ‘ün imza yetkisi, yaşanan bu olaydan sonra, 2023 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında davalıların yokluğunda oy birliği ile elinden alındığını, her ne kadar davacı … şirketi ilzama tek başına yetkili olsa da, mevcut durumda şirketin yönetim kurulu da organ olarak işletilemez hale geldiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle talebin davacılar vekilinin tedbiren davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına ilişkin talebinin reddine, ihtiyati tedbir talebinin 100.000,00 TL nakdi veya Devlet bankasından alınmış kesin ve süresiz teminat mektubu karşılığı kabulü ile, davalı şirket üzerine kayıtlı taşınır ve taşınmazlar ile davalı şirketin banka hesaplarına üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.

Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsüdür. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi için yaklaşık ispatın varlığı şarttır.
Esas olan şirketlerin yetkili organları aracılığı ile yönetilmesi olup hakimin şirket yönetimine müdahalesi haklı bir nedene dayalı ve istisnai bir yetkidir. Gerek esas dava gerekse geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati tedbir yolu ile ancak haklı sebeplerin varlığı ve uyuşmazlığın konusunu oluşturması halinde şirket yöneticilerin yönetim hakkı ve temsil yetkileri sınırlandırılabilir.
Somut olayda, davalı … Şirketi’ni temsil ve ilzama yetkili kişinin mevcudiyeti dikkate alındığında, Yerel Mahkemece davalı şirketin tüzel kişiliğine sahip Ticaret Kanunu hükümlerine uygun olarak kurulmuş bir şirket olduğu, organlarından yoksun kalmış yahut başka yolla yönetilemeyen tüzel kişiler hakkında kayyum atanabileceği, dosyada ve dava dilekçesinde bu yönde bir delil ve iddianın bulunmadığı gibi ihtiyati tedbirin dava konusu hususlarda verilebileceğinden davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına ilişkin verilen red kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 444,60 TL’den peşin alınan 269,85 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 174,75 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacılardan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbir isteyen davacıların yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.11.10.2023