Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1382
KARAR NO : 2023/1712
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08.12.2022
NUMARASI : 2019/953 E. – 2022/858 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 29.11.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.11.2023
İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.12.2022 tarih 2019/953 E. – 2022/858 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, tapuda davalı Kooperatif adına kayıtlı olup, müvekkiline tahsis edilmiş olan konutun, müvekkili adına kayıt tescili ile davalı Kooperatif’in 11.05.2019 tarihli Genel Kurul toplantısının 11. maddesinin iptalini istemiştir.
CEVAP : Davalı vekili davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacının müvekkili kooperatife yapması gereken ödemeleri yapmadığını, müvekkili kooperatifin uzun süre parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacıya Urla Noterliği’nin 18.10.2019 tarihli 12659 yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek, borcunu ödemesi aksi halde üyelikten çıkarılacağının ihtar edildiğini, davacının ödemelerini yapmadığını, davacıya ikinci kez Güzelbahçe Noterliği’nin 04.11.2019 tarihli 7791 yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini bir ay içinde kooperatife olan borcunu ödemesi gerektiği aksi durumda üyelikten çıkarılacağının bildirildiğini, davacının ödemeleri yapamaması üzerine müvekkili kooperatifin yönetiminin, kooperatif ana sözleşmesinde verilen yetki gereği 05.02.2020 tarihinde davacıyı üyelikten çıkarma kararı aldığını ve Urla Noterliği’nin 06.02.2020 tarihli 1618 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kooperatif ortaklığından çıkartıldığının bildirildiğini, tebliğden itibaren 3 ay süre geçerek kararın kesinleştiğini, davacının, müvekkili kooperatifin ortağı olmadığını, dava açma hakkı bulunmadığını, 2015 yılından beri hiçbir genel kurul toplantısına katılmayan davacının, 11.05.2019 tarihli genel kurula çağrılmasına rağmen toplantıya katılmadığını, davacının 11.05.2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına çağrılmadığı hatta toplantıya katılmasının fiilen engellendiği iddiasının gerçek olmadığını, genel kurul tutanağının 11.maddesinin davacı ile ilgili olmadığını, genel kurul tutanağının 11.maddesinin … isimli ortak ile ilgili olduğunu, davacının 11.05.2019 tarihli genel kurul toplantı tutanağının 11.maddesini iptal ettirmesinde hukuki bir yararı bulunmadığını, ferdi mülkiyete geçişin kasıtlı olarak geciktirildiğini ve tapu devirlerinin yapılmadığı iddiasının gerçeklik payı olmadığını, Kooperatifler Kanunun 81/2. maddesine göre konut yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayıldığını ve dağıldığını, ana sözleşmede gösterilen işlerin halen sonuçlanmadığını, 11.05.2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, gündemin 9.maddesinde “Kooperatifin, tasfiye sonrasında site yönetimine dönüştürülmesi” 10. maddesinde, ‘Kooperatifin iç yollarının düzenlenmesi’ 12.ve 13. maddelerinde ise kooperatife ait taşınmazların değerlendirilmesi hususları görüşüldüğünü, Kooperatifin amacına ulaşmadığını, hiçbir hissenin üyelere devredilmediğini, zira genel kurulun tapu devirlerine henüz karar vermediğini ve kooperatifin amacını tamamlandığını onaylamadığını, dolayısıyla kooperatifin devam ettiğini, davacının ek ödeme borçlarını ödemediğini, işbu davada Medeni Kanun 716. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını, zira en başta belirttiğimiz üzere davacının kooperatif ortağı olmadığını, ayrıca malik müvekkilinin mülkiyetini ortaklığa geçirmekten kaçınmadığını, ana sözleşmesinde yazılı faaliyetlere devam ettiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu 11.05.2019 tarihli genel kurul toplantısına ilişkin çağrı yazısının davacıya 04/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davacının 11/05/2019 tarihli genel kurul toplantısına katılmadığı ve karara muhalif kalarak keyfiyeti tutanağa geçirmediği gerekçesiyle Kooperatifler Kanunu’nun 53. madde kapsamında davaya konu genel kurul toplantısının iptaline yönelik talep yönünden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle; tapu iptali ve tescil talebi yönünden ise ferdi mülkiyete geçilerek tapuların ortaklara devredildiği ve ortaklıktan doğan parasal yükümlülüklerin de noksansız yerine getirilmiş olması gerektiği, ancak davacının dava tarihi itibariyle üyelikten doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemiş olması ve davalı kooperatif tarafından ferdi mülkiyete geçilmediği gerekçesiyle yasal şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davacı vekili, davalı …’ın Urla Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 16/01/2019 tarih, 2018/730 Esas-2019/43 Karar sayılı kararı ile kısıtlanarak kendisine vasi olarak kızı …’in atandığını, ancak 11.05.2019 tarihli genel kurul toplantısına ilişkin çağrı yazısının vasi …’e tebliğ edilmemesi nedeniyle usulsüz olduğunu, davalı yapı kooperatifinin temel amacının ortaklarının konut ihtiyacının karşılanması olup, yapılacak inşaatların tamamlanmasını takiben, taşınmaz tapularının ferdileşme ile ortaklara devredilmesi ile gerçekleşeceğini, uyuşmazlığa konu olayda davalı kooperatif tarafından yapılan inşaatların tamamlandığını, konutların üyelere tahsisinin gerçekleşmesine karşın Davalı Kooperatifin yalnızca üyelik aidatlarının yanı sıra ek ödemelerde bulunan ortakların konutlarda ikamet etmesine izin verdiğini, Kooperatif yetkililerinin, ferdi mülkiyete geçişi kötüniyetli olarak geciktirdiğinden, müvekkiline tahsis edilen ve tamamlanan konutun Kooperatif yetkilileri tarafından ferdi mülkiyete geçişinin engellendiğini, davalı Kooperatifin uyguladığı gecikme faizinin yasal sınırın çok üstünde olduğunu, davacının 27.08.1990 tarihinden bu yana söz konusu kooperatifte ortak olup, bu tarihten itibaren tüm yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, İlk derece mahkemesince yapılacak keşifle davalı Kooperatifin üyelerine konut tahsisini gerçekleştirdiği tüm konutların tamamlandığı ve ayrıca bir eksikliğin kalmadığı ve kötü niyetli bir şekilde ferdi mülkiyete geçilmediğinin tespitinin yapılması gerekmesine karşın, bu taleplerinin göz ardı edildiğini, 24.12.2022 tarihinde düzenlenen Davalı Kooperatifin Olağanüstü Genel Kurul toplantısına çağrı kağıdında “Gündem”in 3.maddesinde; “Kooperatif evlerinin elektriklerinin bireysel aboneliğe çevrilmesi için … A.Ş.’nin kooperatifimize sunduğu üç ayrı bağlantı seçeneklerinin ayrı ayrı görüşülmesi, oylanarak karara bağlanması” hususunun yer aldığını, elektrik aboneliği konusunda da bireysel aboneliğe geçileceğinin anlaşıldığını, davaya konu taşınmazın ve kooperatif bünyesinde olan dava dışı diğer taşınmazların tamamlandığını ve konutlarda ikamet edildiğini gösteren bu hususun ilk derece mahkemesince araştırılmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE :Dava, davalı Kooperatif Genel Kurulunun 11.05.2019 tarihli toplantısının 11. maddesinin iptali ve davalı Kooperatif adına kayıtlı taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tescili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı, genel kurul toplantısına usulüne uygun olarak davet edilmediği gerekçesiyle, 11.05.2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, gündemin 11. maddesinde alınan kararın iptal edilmesini talep etmiştir.
Eldeki davada, davacının taleplerinden birinin kooperatif genel kurul kararının iptaline ilişkin olup, genel kurul kararlarının iptalinin istenebilmesi için ortağın dava tarihi itibariyle ortak olması yeterli olmayıp, ayrıca ortaklığının dava süresince de devam etmesi gerekir. Davada, davacının davadan önce ihracına karar verildiği ve açılan ihraç kararının iptali davasının sonuçlanmasına karşın, mahkemece söz konusu kararın kesinleşmesinin beklenmediği anlaşılmaktadır. Esasen davacının ortaklığının dava süresince de devam edip etmediği hususunun mahkemece re’sen de nazara alınarak, davacının ortaklıktan çıkartılmasına ilişkin kararın iptaline ilişkin davanın sonucu beklenip neticesine göre davacının aktif husumeti haiz olup olmadığı değerlendirilerek neticesine göre bir karar verilmek gerekirken, anılan husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle sair istinaf itirazları incelenmeksizin kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. (aynı yönde Yargıtay 11 HD’sinin 2008/2505 E-2009/7663 K sayılı kararı)
Kabule göre de; davacının usulünce toplantıya çağrılmaması kendisine iptal davası açma hakkı verir ise de, alınan kararların iptaline karar verilebilmesi için Yasa’nın 53 ncü maddesi uyarınca Yasa’ya anasözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırı olduklarının kanıtlanması veya çağrılmama hususunun nisaplar bakımından neticeye müessir bulunması gerektiği nazara alınmadan ve davacıya usulünce çağrı yapılıp yapılmadığı hususu araştırılmadan hüküm tesis edilmiş olması da isabetli olmamıştır. (aynı yönde Yargıtay 11 HD’sinin 2008/2505 E-2009/7663 K sayılı kararı) Zira davacıya yapılan tebligatların usulsüz olduğunun tespit edilmesi halinde artık muhalefet şerhinin tutanağa geçirme şartının davacı açısından aranmaması gerektiği kabul edilmelidir. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.12.2022 tarih 2019/953 E. – 2022/858 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.