Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/138 E. 2023/479 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/138
KARAR NO : 2023/479

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22.12.2022
NUMARASI : 2021/918 E. 2022/926 K.
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 30.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30.03.2023
İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.12.2022 tarih 2021/918 E. 2022/926 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, Tarım Kredi Kooperatiflerinin ortağı olan çiftçilere tarımsal faaliyetlerini sürdürebilmek amacıyla,ürün ve ilaç desteğinde bulunduğunu, ihtiyaç duyulan tarımsal ürünleri satmakta, piyasada diğer kredi veren kuruluşlardan çok daha düşük faizlerle üyelerine kredi verdiğini, davacı kooperatif ile davalılar arasında 06/06/2018 tarih 1752 sayılı sözleşme ile Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye dayanarak davalılardan senetler ile davacıdan çeşitli ürünler ve kredi aldığını, ancak vade tarihinde borçlarını ödemediklerini, davalılar aleyhine Menderes İcra Müdürlüğünün 2019/1196 -sayılı takip dosyası ile ilamlı takip başlatıldığını, davalıların takibe karşı şikayet yoluna başvurmaları üzerine menderes İcra Hukuk mahkemesinin 2019/122 E.-2019/118 K.sayılı kararı ile muhtar ve azlarını tasdik ve imza şartı yerine getirilmediğinden ilamlı takip yapılamayacağı yönünde karar ile takibin iptaline karar verildiğini, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesinin 2020/414 E.-2020/2143 K.sayılı kararı ile istinaf taleplerinin reddedildiğini, istinaf kararının temyiz edilmesi sonrasında Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 2021/3116 E.-2021/7868 K.sayılı kararı ile temyiz isteminin reddedilerek kararın kesinleştiğini, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını, davalıların sözleşme ve senetler nedeniyle davacıya 27/12/2021 tarihi itibariyle, 385,608.16TL borçlu olduğunu, açıklanan nedenlerle; davanın kabulü ile ne, fazlaya ilişkin alacak talep hakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihi itibariyle -385,608.16- TL toplam alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %29 – genelge faizi ile davalılardan tahsilini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, davalıların mallarını kaçırarak davacı kooperatifin alacağını alamama riski olduğundan davalıların mallarına tedbir konulmasını talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili, dava konusu kredi sözleşmesindeki ve dava dayanağı yapılan senetlerdeki imzayı kabul etmediklerini, senetlerdeki miktarları karşılayacak fatura, depo çıkış fişi ve ihtiyaç cetveli olmadığını, senetlerde belirtilen mal ve hizmetlerin kendilerine teslim edilmediğinin davacı kooperatif kayıtlarıyla da sabit olacağını, senetlerde geçen kredilerin davalılara ödendiğine dair banka makbuzu veya ödeme aracının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın işlemden kaldırıldığı (başvuruya bırakıldığı), 21.09.2022 tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içerisinde yenilenmediği anlaşılmakla davanın HMK 150.maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, 1581 S.Y gereği davacı kooperatifin her türlü harçtan muaf olduğunu, yerel mahkemece esasa ilişkin bir karar verilmemiş olmasına rağmen davalılar lehine 9.200,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, davanın açılmasına sebebiyet veren davalıların evvelce kendileri hakkında yapılan icra takibini semeresiz bırakmaları nedeniyle davacı yanca arabuluculuğa başvurularak işbu davanın açılmak zorunda kalındığını, borcu olmadığını iddia eden davalıların yapılandırma konusunda yayınlanan genelge sonrasında borçlarından indirim yapılacağı için ödeme talebi ile yapılandırma başvurusunda bulunduklarını, ayrıca ekte sundukları yapılandırma başvurusu esnasında alacak davası nedeniyle herhangi bir vekalet ücreti taleplerinin olmadığını kabul ettiklerini, tarafların aralarında sulh olduklarını, davaya devam etmemek yönünde davalıların avukatlarına talimat vereceklerini yazılı olarak beyan ettiklerini, bunun üzerine davacının da davaya devam edilmemesi yönünde talimat vermesi üzerine davaya devam etmediklerini, davanın kredi kullanılarak davacı kooperatiften mal alınması sonucu oluşan borcu inkar ederek ödemekten kaçınan tarafların yapılandırma sonrasında borçlarını ödedikleri, taraflar arasındaki mahkeme dışı sulh gereğince davaya devam edilmeyeceğinin tutanak altına alındığını, davalılar lehine vekalet ücreti ve arabuluculuk ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını, davanın açılmasına sebebiyet veren dava nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama giderlerini kabul eden davalılar üzerinde vekalet ücreti ve arabuluculuk ücretinin bırakılmasına yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Kredi Sözleşmesi ve bu sözleşmeden kaynaklı tanzim kılınan senetler nedeniyle alacak istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İDM’nin 21.09.2022 tarihli oturumunda taraflarca takip edilmeyen davanın 3 ay içinde takip edilinceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 22.12.2022 tarihinde verilen karar ile HMK 150.maddesi gereğince 3 aylık süre içerisinde yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, yargılama giderleri ve AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücreti ile 1.360,00 TL arabuluculuk ücretine davacı taraf aleyhine hükmedildiği, davacı yanca dosyaya sunulan 15.09.2022 tarihli “Tutanaktır” başlıklı belgeye istinaden davacı tarafın vekalet ücreti, arabuluculuk ücreti ve yargılama giderleri yönünden istinaf yoluna gidilmiş ise de, HMK’nın 150.maddesinde tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması hususlarının yasa koyucu tarafından düzenlendiği davacının aralarında sulh olduklarına ilişkin beyan ve tutanaklarını dosyanın müracaata bırakıldığı tarihten karar tarihine değin dosyaya sunmadığı, bu nedenlerle verilen açılmamış sayılması kararında ve dosyada yapılan yargılama giderlerinin, vekalet ücretinin, arabuluculuk ücretinin davacı aleyhine hükmedilmesinde herhangi bir usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Bu nedenle davacı tarafın istinaf istemleri yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.