Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1284 E. 2023/1195 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1284
KARAR NO : 2023/1195

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19.06.2023
NUMARASI : 2023/340 Esas

TALEBİN KONUSU : İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ : 15.09.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.09.2023

İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.06.2023 tarih 2023/340 Esas sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati haciz isteyen davacı vekili dilekçesinde özetle;davalı ile davacı … A.Ş. arasında 22/12/2021 tarihli yazılı hisse devir sözleşmesi uyarınca 39.000 adet hissenin davalıya devredildiği halde davalının söz konusu hisse devir bedelini müvekkili şirkete ödemediğini, pay defterine işlenen ancak bedelinin tamamı davalı tarafından ödenmeyen hisse senetlerinin satışa çıkarılacağına dair davalının göndermiş olduğu mail ile de sabit olduğu üzere davalının satış işlemlerine giriştiği davalıya 22/12/2021 tarihli yazılı hisse devir sözleşmesi devri sağlanan 39.000 adet pay senedinin üçüncü kişilere devri ile müvekkilinin şirketlerin alacağına kavuşmasını önemli ölçüde zorlaştırabileceğini, davalının mal kaçırma tehlikesi göz önüne alındığında pay senetlerinin üçüncü kişilere devrinin önlemesi için tedbir konulmasına karar verilmesini ve davalının mal kaçırma ihtimali göz önüne alınarak adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İTİRAZ :İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalı vekili dilekçesinde özetle; ihtiyati hacze karar verilebilmesi için borcun vadesinin geçmiş olması yerektiğini, oysa iş bu davaya konu olan hisse satışı sözleşmesinde, hisse bedelinin bir kısmının peşin ödenmesini, bir kısmının ise davalı müvekkilinin alacağı prim vb. ödemelerden tahsil edilmesinin söz konusu olduğunu, sözleşmede müvekkili ile davacı arasındaki iş sözleşmesine de atıfta bulunulduğunu, müvekkilinin iş sözleşmesini haksız bir şekilde fesheden davacının iş sözleşmesinin sona erdiğinden bahisle alacağın muaccel hale geldiği iddiasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, müvekkili ile davacı ve … A.Ş. arasında İzmir 19. İş Mahkemesinde 2022/391 esas numarası ile derdest olan bir alacak davası mevcut olduğunu, bu davada haksız fesih nedeniyle doğan prim vb. işçi alacaklarının ödenmesinin dava konusu edildiğini, bu dava sonuçlanmadan hisse satışı sözleşmesinden kaynaklanan alacakların vadesinin geldiğinin iddia edilemeyeceğini, bu nedenle ihtiyati haczin kaldırılmasını talep ederek, ihtiyati haciz kararına itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :Mahkemece duruşma açılarak yapılan inceleme neticesinde, itiraz edenin itirazındaki hususların, İİK 265’te düzenlenen şartları taşımaması gerekçesiyle itirazının reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili, ihtiyati haciz kararının verilmesinde aranan yaklaşık ispat kuralının oluşmadığını, davalının muaccel bir borcunun bulunmadığını, davalının, davacı Şirket ile … A.Ş. ve … A.Ş’nin sahibi olduğu … ‘nda 01/01/2022 tarihinde “Genel Müdür” sıfatı ile çalışmaya başladığını, iş akdinin 29/08/2022 tarihinde haksız ve kötüniyetli olarak feshedildiğini, yapılan haksız fesihten sonra müvekkilin alacaklarının ve zararının tazmini için İzmir 19. İş Mahkemesi’nde 2022/391 E. numaralı dava açıldığını, söz konusu davanın derdest olduğunu, taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinin “Prim” başlıklı 8.Maddesi uyarınca davalıya aylık 250.000 TL’den az olmamak üzere her bir kurumun dönem net karının %5’i oranında primin ödeneceğinin taahhüt edildiğini, 22.12.2021 tarihli hisse devir sözleşmesi gereğince 39.000 pay senedinin toplamda 975.000,00 TL bedelle davalıya devredildiği, devir bedelinin kalan kısmı olan 675.000,00 TL’nin ise taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 8.maddesi uyarınca davalıya ödenecek olan primlerden tahsil edilecekken; haksız fesih ile devredilen hisse bedelinin muaccel olmasının söz konusu olmadığını, hisse devrine ilişkin ödemenin nasıl yapılacağı hususunu içeren iş sözleşmesini haksız olarak fesheden davacının kendi kusuruyla alacağını muaccel hale getirerek kendine vadesi gelmeyen bir alacak yaratmasının kabulünün mümkün olmadığını, İİK 257. maddesindeki yasa metnine göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için; öncelikle muaccel ve vadesi gelmiş bir borcun somut bir şekilde var olması gerektiği, vadesi gelmemiş bir alacak söz konusu ise borçlunun yerleşim yerinin belli olmaması ya da mal kaçırma amacı ile hareket edilmesi şartı gerektiği, davalının yerleşim yerinin belli olduğu, muaccel olan ve vadesi gelen bir alacak olmadığı, somut olayda yasanın 257. Maddesinde aranan şartların gerçekleşmediği tam anlamıyla uyan bir durumun varlığından söz edilemeyeceği, muacceliyet ve yaklaşık ispat şartı gerçekleşmeksizin, ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati hacize itiraza ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İhtiyati haciz, 2004 sayılı İİK’nın 257. vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, bir para alacağının zamanında ödenmesini temin etmek için, mahkeme kararı ile borçlunun mal varlığına geçici olarak el konulması halidir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, talepte bulunanın alacaklı olması, bu alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması gerekir. İhtiyati haciz talep tarihi itibarıyla henüz muaccel olmayan alacaklar yönünden ise İİK’nın 257/2. maddesindeki koşulların varlığı aranacaktır. Anılan madde uyarınca muaccel hale gelmiş olan ve rehinle temin edilmemiş olan alacaklar için ihtiyati haciz kararı verilebilecektir. Buradaki ispat, esas davadaki gibi tam bir ispat değildir. İİK’nın 265. maddesinde de ihtiyati hacze itiraz sebepleri tahdidi olarak belirtilmiş olup bunlar; ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkindir.
İhtiyati haciz esasen geçici bir hukuki koruma olup, geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsüdür. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmemektedir.
Davalının, davacı Şirket nezdinde 01/01/2022 tarihinde “Genel Müdür” sıfatı ile çalışmaya başladığı, iş akdinin 29/08/2022 tarihinde feshedildiği, taraflar arasında düzenlenen iş sözleşmesinin “Prim” başlıklı 8. maddesi uyarınca davalıya aylık 250.000 TL’den az olmamak üzere net prim ödeneceğinin kararlaştırıldığı, yine 22.12.2021 tarihli hisse devir sözleşmesi gereğince 39.000 pay senedinin toplamda 975.000,00 TL bedelle davalıya devredilmesine ve devir bedelinin 675.000,00 TL’sinin taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 8.maddesi uyarınca davalıya ödenecek olan primlerden tahsil edilmesine karar verildiği, ancak davalının iş akdinin davacı tarafça 29/08/2022 tarihinde feshedilmesiyle birlikte hisse devir bedelinin davalıya ödenmesi kararlaştırılan primlerden karşılanma imkanının kalmadığı, davalı tarafça feshin haksız olduğunun tespiti hususunda İzmir 19. İş Mahkemesi’nin 2022/391 E. Sayılı dosyasında açılan davanın derdest olduğu, bu şekilde fesihle birlikte talep konusu alacağın çekişmeli hale geldiği, somut olayda esas itibarıyla İİK 257. maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için aranan muaccel ve vadesi gelmiş bir para borcunun varlığından söz edilemeyeceği gibi, yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğinin de söylenemeyeceği, yerel mahkemenin 05.05.2023 tarih ve 2023/340 E sayılı ara kararıyla dava konusu hisselerin 3. kişilere devir ve temlikinin engellenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verildiği, borçlunun yerleşim yerinin belli olduğu, mal kaçırma amacı ile hareket ettiğinin kanıtlanamadığı, dolayısıyla ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nun 257, maddesinde aranan şartların gerçekleştiğinin de kanıtlanamadığı, bu yönüyle davalı vekilinin istinaf itirazının haklı ve yerinde olduğu, ancak bu hususun da yeniden yargılamayı gerektirmediği sonucuna varılarak, yerel mahkeme karanın HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına ve talep konusunda yeniden karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.06.2023 tarih 2023/340 Esas sayılı ihtiyati hacze itirazın reddine dair ara kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin ihtiyati hacze itirazının KABULÜ ile İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.04.2023 tarih 2023/340 Esas sayılı ihtiyati haciz kararının KALDIRILMASINA, davacının ihtiyati haciz talebinin REDDİNE,
3-İstinaf yoluna başvuranın ödediği istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati hacze itiraz eden davalı tarafından yapılan 738,00 TL istinaf yoluna başvuru harcı istinaf yargılama giderinin ihtiyati haciz talep eden davacıdan alınarak, ihtiyati hacze itiraz eden davalıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 15.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.