Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1214 E. 2023/1105 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1214
KARAR NO : 2023/1105

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25.05.2023
NUMARASI : 2022/171 Esas
TALEBİN KONUSU : İhtiyat Tedbir
KARAR TARİHİ : 19.07.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19.07.2023

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 25.05.2023 tarih 2022/171 Esas sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, davalının müvekkili şirketin tanınmış olan marka ibaresini kendi ticaret unvanında en başta çekirdek olarak adlandırılan kısımda kullanmakta olup, tescilli markalarına tecavüz oluşturduğunu, doğrudan müvekkili şirket markasını çağrıştırdığını ileri sürerek tecavüze tespitin durdurulması ve ticaret sicilden iptali ve terkini, alan adlarının iptali ve ilanına ilişkin davada ayrıca davalı şirkete ait ticaret unvanının kullanılmasına yönelik olarak hizmet temini, pazarlaması, satış ve dağıtımı, tanıtımı, reklamının yapılmaması yönünde tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, mevcut delil durumu, rapor ve dosya kapsamından tedbir kararı verilmesi için yaklaşık ispat koşulları çevresinde kanaat oluşmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, müvekkiline ait markanın tanınmış bir marka olduğunu, davalının hukuka aykırı bir şekilde kullanılan … ibaresinin müvekkili şirket ile birebir özdeşleşip ve çağrıştırdığını, internet sitesi kullanımlarının sahip oldukları marka ile karıştırma ihtimali yaratacak ve intibasa yol açacak şekilde olduğunun bilirkişilerce tevsik edildiğini, yazılım ve indikatör ibarelerinin kullanımlarının markalar arası araştırmayı engellememekte olduğunu , davalının müvekkili şirketin hiçbir şekilde şirketten izin almaksızın tescilli markalarının sanki müvekkili şirkete bağlı kuruluşmuş gibi faaliyet gösterdiğini ve dava dilekçesindeki diğer hususları tekrar ederek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159/1. maddesi ile bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişilerin, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbir talep edebileceğine işaret edilmiştir. HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsüdür. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmemektedir.
Açıklandığı üzere ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi için yaklaşık ispatın varlığı şarttır. Ancak, 6769 sayılı kanun metninden de açıkça anlaşılacağı üzere; bu kanuna tabi uyuşmazlıklara özgü ihtiyati tedbir verilebilmesi için HMK’da kabul edilen yaklaşık ispat ölçütünün de üzerinde daha güçlü bir ispat şartı aranmaktadır.
Somut olayda, tescilli markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve giderilmesi, şirket unvanında yer alan ibarenin silinmesi, ticaret unvanının iptali ve terkini istemi ile açılan davada ihtiyati tedbir istenmiş olup, dosyanın bulunduğu aşama ve delil durumu itibariyle talep edenin haklılığına ilişkin karar tarihi itibariyle kanun ile aranan yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada oluşmadığından davacının ileri sürdüğü hususların varlığının yaklaşık ispat şartları çerçevesinde yargılamayı gerektirdiğinin anlaşılması karşısında, ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir isteminin reddine dair kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 444,60 TL’den peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 264,7‬0 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbir isteyen davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 19.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.