Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1190 E. 2023/1159 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1190
KARAR NO : 2023/1159

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16.01.2018
NUMARASI : 2015/364 Esas 2018/30 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 14.09.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.09.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16.01.2018 gün ve 2015/364 Esas 2018/30 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı tarafından ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı aracın karıştığı kazada davacının yaralanarak iş gücü kaybına uğradığını, kusurun sigortalı araç sürücüsünde olduğunu, zararın karşılanmadığını, belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, zamanaşımı süresinin dolduğunu, davalının poliçe kapsamında gerçek zarar nispetinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, geçici iş görmezlik tedavi ve bakıcı giderlerinden davalının sorumlu tutulamayacağını, kusur, maluliyet ve aktüerya raporu alınması gerektiğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; işlemden kaldırıldığı tarihinden itibaren geçen 3 aylık süre geçmesine rağmen yenilenmediği, belirtilerek; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, yargılama sırasında davacı asilin vefat ettiğini, davacının mirasçılarına tebligat yapılmadığını, davanın mirasçılara ihbar edilmesi gerektiğini, belirterek; kararın kaldırlmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, ZMMS poliçesi kapsamında maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır
2. 6100 sayılı HMK’nin 150. maddesi gereğince usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır.
3. Somut olayda, davacı …’ın 30.04.2016 tarihinde vefatı üzerine nüfus aile kayıt tablosundan geride mirasçı olarak anne, baba ve kardeşlerinin kaldığı, anlaşılmaktadır.
4. Türk Medeni Kanununun 28. maddesinde, gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği belirtilmiştir. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişi taraf ehliyetini yitirir. Diğer yandan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 513. maddesi gereğince,ölüm ile vekalet ilişkisi son bulacağından ölen kişi adına davaya devam da edilemez. Kural olarak vekalet sözleşmesi, vekilin veya vekalet verenin ölümü ile kendiliğinden sona erer. Vekilin davaya devam etmesi mümkün olmayıp sadece bu kişinin mirasçıları tarafından davaya devam edilebilir.
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 50. maddesinde ancak medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların, davada taraf ehliyetine de sahip olduğu düzenlenmiş, 114/1-d. maddesinde ise taraf ehliyeti dava şartları arasında sayılmıştır. Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi için gerekli olan şartlar olup mahkeme dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince kural olarak davanın esası hakkında inceleme yapamaz. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracak, taraflar da dava şartı noksanlığını yargılamanın her aşamasında ileri sürebilecektir. Bir başka ifade ile taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerekir.
6. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiştir. Buna göre, davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Hakim tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez.
7. Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemenin, dava dilekçesini ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun amir hükmü gereğidir.Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların davadan ve duruşma gününden haberdar edilmesi ile mümkün olur. Kişinin hangi yargı merciinde duruşması bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilmesi, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun şekilde tebligat yapılması ile sağlanabilir.
8. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 599. maddesi gereğince mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar. Bu kapsamda yargılama aşamasında vefat eden davacının vefatından sonra yargılamaya devam edilebilmesi için mirası bir bütün olarak kazanan mirasçıların tamamının davaya katılımının sağlanması, bunun mümkün olmaması halinde tüm mirasçılardan izin alınması veya terekeye temsilci atanması yoluyla taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerekmektedir.
9. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; İDM tarafından ölüm ile kişilik hakları ve vekillik ilişkisi son bulduğundan yargılama sırasında öldüğü anlaşılan davacının tüm mirasçılarının davaya dahil edilmesi veya mirasçılarından alınan vekaletname ibraz edilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması suretiyle yargılamaya devam edilerek oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek dosya kapsamına uyğun düşecek şekilde davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince anılan tebligat eksiklikleri giderilmeden davanın esası hakkında karar verildiğinden istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-4 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.01.2018 tarih 2015/364 Esas 2018/30 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-4 maddesi gereğince kesin olmak üzere 14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.