Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1189 E. 2023/1097 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1189
KARAR NO : 2023/1097

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29.03.2023
NUMARASI : 2022/946 E. 2023/289 K.
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 18.07.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18.07.2023

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.03.2023 tarih 2022/946 Esas 2023/289 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, müvekkili şirketin dava dışı tasfiye edilen … Şti’nden faturaya dayalı ticari ilişkiden kaynaklanan haklı alacağının tahsili için İstanbul 32 İcra Müdürlüğünün 2016/39183 Esas sayılı dosyasında takip başlattığını, dava dışı şirketin 01.06.2018 tarihli borca ve yetkiye itiraz dilekçesi lehine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına ve dosyanın İzmir İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, İzmir 22.İcra Müdürlüğüne 2019/2585 Esas sayılı takip dosyasını alıp takibin kesinleştiği ancak takip borçlusu şirketin tasfiye sürecinin tamamlanıp kesinleştiğinin öğrenildiğini, müvekkilinin kaydı silinen şirketin iflasını istemekte hukuki yararının bulunduğunu, bu şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiğini, tarafı olduğu tüm uyuşmazlıkların sonuçlandırılıp icra takiplerinin infazının sağlanması gerektiğini, bu nedenle ihya talebinde hukuki yararları bulunduğunu, 5 yıllık zaman aşımının bu davada uygulanamayacağını ileri sürülerek dava dışı … Şti’nin ihyasına diğer davalı tasfiye memuru olan …’ın tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili vasıtasıyla sunduğu cevap dilekçesinde, müvekkilin tasfiye memuru olduğu … Şti’nin taraf olmadığını, bu dosyayı inceleme imkanlarının bulunmadığını, davacının dilekçesinde belirttiği İstanbul 32. İcra Müdürlüğünün 2016/39183 esas sayılı takip dosyasında borca ve yetkiye itiraz ettiklerini, takibin durdurduğunu henüz doğmuş bir alacak olmadan 24.12.2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girildiğini, İstanbul 32. İcra Müdürlüğündeki dosyanın yetkili İzmir İcra Dairelerine gönderildiğinden haberdar olmadıklarını, alacak kesinleşmeden şirketin tasfiyeye girdiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur
Davalı … şirketin tasfiyesinin kanuna uygun olarak gerçekleştirilmesi ve sona erdirilmesinden tasfiye memurunun sorumlu bulunduğunu, müdürlüklerinin yasal hasım konumunda olup davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini ve bu nedenle aleyhe yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmemesini beyan ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, ihyası istenen şirketin İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2019/2585 Esas sayılı takip dosyasında şirket aleyhine takip başlatıldığı ihya davası açmak için davacıya yetki verildiği, icra takip dosyası yönünden infaz ve ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması bakımından ihyanın gerektiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyaya sundukları beyanlarının ilk derece mahkemesince incelenmediğini, İstanbul 32 İcra Müdürlüğünün 2016/39183 esas sayılı takip dosyasında borca ve yetkiye itiraz ettiklerini, doğmuş bir alacak olmadan 24.12.2019 tarihinde ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girişildiğini, dosyanın yetkili İzmir İcra Dairsine gönderildiğinden haberdar olmadıklarını, bunların yanında dosya yetkili icra dairesine geldikten sonra takip alacağı kesinleşmeden şirketin tasfiyeye girdiğini, doğmuş bir alacak olmadan bu davanın açılması yetkisinin bulunmadığını ve bu nedenle reddi gerektiğini savunarak kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, ortaklar kurulu kararı ile tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilen şirketin TTK’nın 547. maddesi uyarınca ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile … Şti’nin İzmir 22.İcra Müdürlüğünün 2019/2585 Esas sayılı dosyasıyla sınırlı olarak ihyasına tasfiye memuru olarak …’ın atanmasına karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 547/1. maddesinde; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davacı vekili, tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilen şirket aleyhine başlatılan İstanbul 32. İcra Müdürlüğünün 2016/39183 Esas sayılı dosyasında davalının yetkiye itirazı üzerine İzmir 22. İcra Müdürlüğüne gönderilerek 2019/2585 Esas sayılı dosyasından takip borçlusu şirketin takip devam ederken sicilden terkin edildiğinden taraf teşkilinin sağlanması başka bir anlatımla takip borçlusu olarak dava dışı terkin edilen şirketin aleyhine takibe devam edebilmesi için o takip dosyası ile sınırlı olarak ihya kararı verilmesini istemiştir. Davacı, başlatılan takiple sınırlı olmak üzere şirketin ihyasını isteme hakkına haiz olup tasfiye nedeni ile sicilden terkin edilen şirket aleyhine başlatılan takipte taraf teşkilinin sağlanması ve takibin gereğini yapabilmesi için şirketin ihyasını istemekte davacının hukuki yararı da mevcuttur. TTK 547. maddeye göre açılan ihya davalarında süre söz konusu değildir. Davacının başlattığı takip dosyasında takibin kesinleşip kesinleşmediği, ya da tasfiye memuru atanan davalı …’ın ileri sürdüğü cevap ve istinaf nedenlerinin ihya davasında dinlenemeyecek hususlardan olduğu, başka bir anlatımla davalı tasfiye memurunun henüz doğmuş bir alacak söz konusu olmadığı yönündeki hususlar ihya davasında değerlendirilecek hususlardan değildir sonuç itibariyle davacı tarafın dosyaya celp olunan icra takip dosyası suretine göre davacı şirketçe ihyası istenen şirket aleyhine henüz tasfiye işlemlerine girilmeden İstanbul 32. İcra Müdürlüğü 2016/39183 Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığı, yetki itirazı üzerine 01.03.2019 tarihinde İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2019/2858 Esas sayılı dosyasında takibe devam olunduğu, takip devam ederken ihyası istenen şirketin tasfiye sürecine gidilerek terkin edildiği hem celp olunan icra dosyası suretinden anlaşılmış hem de bu konularda bir ihtilaf bulunmadığı belirlenmiştir. Aynı şekilde …dan celp olunan yazı cevaplarına göre dava dışı şirketin ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girdiği davalı …’ın da tasfiye memuru olarak görev yaptığı belirlenmiştir. İhya kararı verilebilmesi için tasfiye memurlarının tasfiye işlemlerinde kusurlarının bulunması ve icra takip dosyasının tasfiye işlemleri tamamlanmadan önce açılması gerekmez. Kaldı ki somut olayda takibin başlangıcı tasfiye işlemlerinin öncesine dayanmaktadır. TTK’nın 547/2. maddesinde “Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmüne yer verilmiş olup, ek tasfiyeye ilişkin prosedür emredici ve kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemece şirket hakkındaki derdest icra takip dosyası ile sınırlı olarak ihya ve ek tasfiye işlemlerinin yapılması için tasfiye memuru atanmasına dair verilen karar yerindedir.
Tasfiye sürecinde tasfiyenin eksik bırakılmasından ve gereği gibi yapılmamasından davalı tasfiye memurunun sorumlu olması ve 6100 sayılı HMK’ nın 326. maddesinde yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlemesi nedeniyle mahkemece davalı tasfiye memuru aleyhine harç, yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davalı tasfiye memuru …’ın istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …’ın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL harçtan peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalı …’ın yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18.07.2023