Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/113 E. 2023/393 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/113
KARAR NO : 2023/393

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05.04.2022
NUMARASI : 2021/937 E. – 2022/315 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 09.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.03.2023

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.04.2022 tarih 2021/937 E. – 2022/315 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, taraflar arasında acentelik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında davalıya yapılan 276.092,68-TL hak ediş ödemesinin idaesiistemi ile yapılan takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini, belirterek; şimdilik 10.000,00-TL üzerinden borçlu/davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davalının acente değil işçi olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmesinin muvazaalı olup aslında iş akdi olduğunu, görevli mahkemenin İş Mahkemeleri olduğunu, itirazın iptali davasının kısmi dava olarak açılamayacağını, hak edişlerin şubenin rutin kargo giderleri olduğunu, belirterek; davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmesilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, tüm dosya kapsamına göre, görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğu belirtilerek; davanın usulden reddine, dava dosyasının görevli izmir iş mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davalının, acente olduğunu, davalının hak ediş ödemelerinden kaynaklı elde ettiği haksız kazancın iadesi gerektiğini, davalının acentelik sözleşmesini dayanarak 6 yıl boyunca davacı şirkete fatura kestiğini, davcı şirketinin acentelik faaliyetini yürüttüğünü, taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemsi olduğunu, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde davacının istinaf başvurusunun reddini talep eetmiştir.
GEREKÇE :Dava, ödenen hak ediş alacaklarının tahsili istemine ilişkin yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle iş mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı, taraflar arasındaki sözleşmenin acente ilişkisinden kaynaklandığını ileri sürmekte davalı ise işçi işveren ilişkisi bulunduğunu savunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 19 ve 6100 sayılı HMK.’un 33. maddeleri gereğince hakim tarafların hukuki nitelendirmesi ile bağlı değildir. Hakim tarafların gerçek ve ortak iradelerini esas alarak taraflar arasında ilişkiyi yorumlar. Taraflar arasındaki sözleşmenin iş, vekalet, eser veya acentelik sözleşmesi olduğunu nitelendirilmesi hakime aittir. İş yerinin acenteye devrinde, devralan belirli bir organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa sahip değilse, kısaca üretim ya da hizmet sunumuna ilişkin ekonomik faaliyetin bağımsız yönetimini üstlenmemişse bir devirden sözedilemez. Zira, muvazaa olgusu iddia edilmese de bu husus resen araştırılması gereken bir olgudur. Acentelik sözleşmesinde devredenin devralan acente üzerinde denetim ve kontrol yetkisinin bulunması, çalışma şartlarını belirlemesi, çalışan üzerinde yönetim hakkını kullanması acente ilişkisinin kayıt üzerinde kaldığının ve acentenin bağımsız bir işveren olmadığının göstergeleridir.
Eldeki davaya konu somut uyuşmazlıkta da davalının acente olarak kabul edilebilmesi için; davalının belirli bir yer veya bölge için sürekli olarak faaliyet icra etmesi ve bu faaliyeti meslek edinmiş olmasının gerektiği, davacı işverenin şubelerini acenteye çevirdiği ve şube müdürleriyle muvazaalı şekilde acente sözleşmesi imzaladığı, davacı şirket ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin de bu kapsamda muvazaalı olduğu, gerçekte şube müdürü olan kişiye acente sıfatı verilmek suretiyle davacı işverenin iş yerindeki faaliyetini sürdürdüğü, bu değişikliği kabul etmeyen işçilerin işten çıkarıldığı, davalının da davacı şirket işçisi olduğu, keza davacı tarafından açılan işçilik alacağı davasında da işçilik alacakların tahsiline karar verildiği ve kararın İstinaf ve Yargıtay incelemesini müteakip kesinleştiğinin anlaşılması karşısında davaya bakmakla görevli mahkemenin İş Mahkemesi olduğunun kabulü isabetlidir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, davacının istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90-TL’den peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-c maddesi uyarınca kesin olmak üzere 09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.