Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1074 E. 2023/1060 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1074
KARAR NO : 2023/1060

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03.03.2023
NUMARASI : 2022/435 D. İş 2022/436 Karar
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 13.07.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.07.2023

Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.03.2023 tarih 2022/435 D. İş 2022/436 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati haciz isteyen vekili, 13.04.2022 düzenleme 30.09.2022 vade tarihli 2.500.000,00-TL bono nedeni ile alacaklı olduğunu belirterek; ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde ihtiyati haciz talebi kabul edilmiştir.
İTİRAZ : İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili, yetkili mahkemenin Kütahya Mahkemeleri olup senedin teminat senedi olduğunu; belirterek; ihtiyati haciz kararına itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece duruşma açılarak yapılan inceleme neticesinde, yetkili mahkemeinin Kütahya Mahkemeleri olduğunu belirterek; itirazın kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı, ihtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, borçlulardan …’ün 2021 yılı gelir vergisi beyannamesine göre hasılatının 1.619,51-TL olması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, alacaklı ile borçlular arasında geçen alışverişlerin cari hesap dökümlerine göre …’un sadece 2022 yılında alacaklıya 2.093.350,00-TL tutarında satım, 444.450,00-TL tutarında alım işlemi yaptığını, sadece alacaklı ile aralarında olan ticari alışverişlerin gayri safi hasılatı bile 2.093.350,00-TL olan davacının VUK m.177/2 düzenlemesi uyarınca birinci sınıf tüccar sınıfına dahil olması ve tacir sayılması gerektiğini, alacaklının ticari defterleri ile birlikte bilirkişi incelemesi yapılmasını, borçluların tacir sayılmaları gerektiğini, borçlular tarafından sunulan sözleşmenin yaklaşık 900 dekarlık bir arazinin ekip biçilmesi amacı ile akdedildiğini, borçlulardan … üzerine kayıtlı bir biçerdöver ve iki traktör bulunduğunu, bilanço esasına göre veya işletme hesabına göre defter tutan bir kimsenin esnaf ve sanatkar sayılmasını gerektiren koşullar mevcut değil ise tacir sayılması gerektiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati hacize itiraza ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle itirazın kabulüne karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. İhtiyati haciz, 2004 sayılı İİK’nın 257. vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, bir para alacağının zamanında ödenmesini temin etmek için, mahkeme kararı ile borçlunun mal varlığına geçici olarak el konulması halidir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, talepte bulunanın alacaklı olması, bu alacağın muaccel bulunması ve rehinle temin edilmemiş olması gerekir. İhtiyati haciz talep tarihi itibarıyla henüz muaccel olmayan alacaklar yönünden ise İİK’nın 257/2. maddesindeki koşulların varlığı aranacaktır. Anılan madde uyarınca muaccel hale gelmiş olan ve rehinle temin edilmemiş olan alacaklar için ihtiyati haciz kararı verilebilecektir. Buradaki ispat, esas davadaki gibi tam bir ispat değildir. İİK’nın 265. maddesinde de ihtiyati hacze itiraz sebepleri tahdidi olarak belirtilmiş olup bunlar; ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkindir.
3. İİK’nın 258. maddesinde ihtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiş, aynı Kanunun 50/1. maddesinde ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmakla birlikte ayrıca akdin yapıldığı yer icra dairesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir. İİK’nun 50.maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri uyarınca; bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak 6102 sayılı TTK’nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun düzenlenme yerinde icra takibi yapılabilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17.maddesinde ise; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de yetki sözleşmelerine ilişkin olup, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Madde metninde tacirden anlatılmak istenen, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır. Sözleşmenin konusunun ticari olması, gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir. Aksi kararlaştırılmadıkça, dava yalnız yetki sözleşmesinde belirlenen mahkemede açılır. Taraflar, yetkili kıldıkları mahkemenin yanında, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam etmesini isterlerse, bu durumun yetki sözleşmesinde ayrıca belirtilmesi gerekir. ( Yargıtay 12. HD’nin 30.06.2021 tarih ve 2021/2570 E. – 2021/7182 )
4. Somut olayda, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular tacir olmadığından yetki sözleşmesinin geçerli olmadığını belirterek mahkemenin yetkili olmadığını itirazını ileri sürmüştür. İDM tarafından usulünce yapılan araştırmadan borçluların tacir sıfatına haiz olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, senet içerisindeki yetki sözleşmesi hüküm ve sonuç doğurmayacağaından yetkili mahkeme borçluların ikametgahı ve bononun ödeme yeri olan Kütahya mahkemeleri olduğunun anlaşılması karşsısında ilk derece mahkemesince itirazların reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla alacaklının istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati haciz isteyen alacaklının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati haciz isteyen alacaklı yönünden istinaf karar harcı olan 296,40-TL’den peşin alınan 179,90-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 116,5‬0-TL’nin ihtiyati haciz isteyen alacaklıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati haciz isteyen alacaklının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 13.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.