Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/1008 E. 2023/1048 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1008
KARAR NO : 2023/1048

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12.04.2023
NUMARASI : 2023/232 E.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ : 13.07.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.07.2023

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.04.2023 tarih 2023/232 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden davalı … Sigorta A.Ş vekili, davalı … A.Ş. vekili, davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati haciz isteyen davacı vekili, dava dilekçesi ile davalıların işleteni ve sigortacısı olduğu aracın karıştığı trafik kazası neticesinde davacıların desteğinin ölümü nedeniyle davacıların maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek; ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde talebin kabulüne karar verilmiştir.
İTİRAZ : İhtiyati hacze itiraz eden davalılar vekilleri ayrı ayrı ihtiyati haczin yasal koşullarının oluşmadığını, belirterek; ihtiyati hacze itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davalılar … Sigorta A.Ş. ve … A.Ş’ nin itirazı üzerinde dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde davalıların menkul ve gayri menkul malları ile hak ve alacakları üzerindeki ihtiyati haczin kaldırılmasına dosyaya yatırılan nakit para ile teminat mektubu üzerine ihtiyati haciz konulmasına, duruşma açılarak yapılan inceleme neticesinde ise ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu belirtilerek; davalılar tarafından ihtiyati hacze yapılan itirazın reddine, karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati hacze itiraz eden davalı … Sigorta A.Ş vekili, davalı yönünden ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, davalının taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması yahut kaçması ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunması söz konusu olmadığını, yargılama sonunda hükmedilebilecek muhtemel tazminatı da ödeyebilecek güçte olduğunu, ihtiyati haciz kararının davalı için geri dönülmez , telafi edilmez zararlar doğuracak mahiyette olduğunu, belirterek; ihtiyati haciz kararın davalı yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden davalı … A.Ş. vekili, arabuluculuğa başvurulmadığını, davalının işleten sıfatına ahiz olmadığını, davalının kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, davalının kamu kurum ve kuruluşları denetiminde kamu hizmeti yerine getirdiğini, herhangi bir kaçma yahut mal kaçırma ihtimali söz konusu olmadığını, kesinleşmiş miktarı belli ve muaccel bir alacak bulunmadığını, belirterek; ihtiyati haciz kararın davalı yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden davalı … vekili ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, davalının taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması yahut kaçması ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunması söz konusu olmadığını, davalının uğrayacağı zararları karşılayacak miktarda teminat alınması gerektiğini, belirterek; ihtiyati haciz kararın davalı yönünden kaldırılmasını talep etemiştir.
GEREKÇE : Talep; ihtiyati haciz kararına itiraz istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle itirazın reddine karar verilmiştir.
1. Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2. İhtiyati haciz, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş para borcu alacaklarıyla muayyen ikametgahı bulunmayan, mal kaçıran yada kaçan, hileye başvuran borçluların vadesi gelmemiş para borcundan doğan alacakları temin bakımından alacaklıya talep hakkı tanıyan ve şartların varlığı halinde borçlunun yedinde yada üçüncü kişide bulunan malları ve hakları üzerine ihtiyati hacize karar verilebilir.
3. İhtiyati haciz esasen geçici bir hukuki koruma olup, geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsüdür. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmemektedir.
4. Davacıların davası trafik kazası nedeni ile desteklerinin ölümünden kaynaklı davacılarda oluşan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davaya konu olay nedeni ile davalıların sorumlulukları 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS poliçesi kapsamında sürücünün kusuru oranındadır. Davacının ileri sürdüğü zarardan davalıların sorumlu tutulabilmesi için kazaya karışan sigortalı araç sürücünün kazanın oluşumunda kusurlu bir davranışı bulunması, davacıların bir zararın oluşması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının varlığı gerekli olup ceza dava dosyası ve kaza tespit tutanağında karşı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun belirtilmiş olması karşısında muaccel bir alacağın varlığı hususunda yaklaşık ispat koşulları mevcut olduğu, İİK’nın 257. maddesi uyarınca rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu söz konusu olup, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yasanın aradığı yaklaşık ispat şartları oluştuğu anlaşılmakla, davalı … yönünden ihtiyati hacze itirazın reddi kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. İİK’nın 257/1. maddesi uyarınca muaccel bir alacağın tahsiline yönelik ihtiyati haciz kararı verilmiş olup ortada İİK’nın 257/2. maddesinde düzenlenen müeccel bir alacak bulunmadığı için borçluların mal kaçırıp kaçırmadığının incelenmesine gerek bulunmamaktadır.
5. 2004 sayılı İİK’nın 265/1. maddesinde borçlu dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararlarına itiraz edilebileceği, aynı yasanın 265/4. maddesinde mahkemece iki taraf davet edildikten sonra itiraz hakkında karar verilebileceği, söz konusu yasanın 265/5. maddesinde de itiraz hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 341. maddesinde ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir.
6. Kanun koyucu ihtiyati tedbire ilişkin kararlara karşı başvurulabilecek kanun yollarını da özenle, açıkça ve ayrıntılı şekilde düzenlemiş olup HMK’nun 391. ve 394. maddelerinde yer alan kanun yollarına ilişkin düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, ihtiyati tedbire ilişkin tüm kararlara karşı kanun yolu açık değildir. Kanun koyucu bu yöndeki iradesini hem kanun yoluna başvurulabilecek tedbir kararlarını açıkça belirterek, hem de bunların dışındaki kararlara karşı kanun yollarına başvurulmasını yasaklayarak düzenlemiştir. HMK’nun 391. maddesinde sadece ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulabileceği öngörülmüş iken HMK’nun 394. maddesinde ise sadece taraflar dinlenmeden verilen ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulacağı düzenlenmiştir. Teminat karşılığı tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına ilişkin 395. maddenin 3. fıkrası ile durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına ilişkin 396. maddenin 2. fıkrasında, kanun yollarını düzenleyen HMK’nun 394. maddesinin 5. fıkrasına bilinçli olarak atıf yapılmamıştır. Kanun koyucunun, ihtiyati tedbire ilişkin tüm kararlara karşı kanun yolunu açma gibi bir iradesinin olmadığı HMK’nun 395. ve 396. maddelerinin gerekçesinden de açıkça anlaşılmaktadır. Özellikle HMK’nun 396. maddesine karşılık gelen Hükümet Tasarısının 400. maddesinin gerekçesinde bu husus çok açık ve ayrıntılı şekilde ifade edilmiştir. Gerekçede belirtildiği üzere; ihtiyatî tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen bu maddede de, yukarıda belirtilen iki maddedeki ortak yönler dikkate alınarak itiraza ilişkin benzer hükümlere ayrıca atıf yapılmıştır. Ancak, itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulması hakkındaki fıkraya atıf yapılmamıştır. Zira, hâl ve şartların değişmesi, hukukî bir değerlendirmeden daha çok, maddî şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı bir husustur. Ayrıca, aynı yargılama süreci içinde, bir çok kez hâl ve şartlarda değişiklik olması sebebiyle, tedbirde değişiklik yapılması veya kaldırılması, bu yönde talepte bulunulması ya da talebin reddi söz konusu olabilir. Her talepten sonra verilecek karar hakkında kanun yoluna başvurulması, ihtiyatî tedbirler için kanun yoluna başvurulmasında istenen amacı da sağlamayacaktır. Kanun yolunun açılmış olmasının amacı, ihtiyatî tedbirlerle ilgili temel hukukî ve prensip hatalarının önüne geçmektir. Bu sebeple, ihtiyatî tedbirin reddi ve ihtiyatî tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkânı getirilmiştir. Hâl ve şartlarda değişiklik bakımından o anda kanun yoluna başvurulamaması, daha sonra işin esasıyla ilgili kanun yoluna başvurulması durumunda, bu hususun incelenmeyeceği anlamına da gelmez. Kanun yolu incelemesinde bu husus da değerlendirilerek bir karar verebilme imkânı kapalı değildir.(Yargıtay 11. HD’nin 04/06/2012 tarih ve 2012/6529 E. -2012/9660 K., 30/10/2013 tarih ve 2013/14149 E. – 2013/19141 K. )
7. İİK 257 ve devamı maddelerinde belirtilen ihtiyati haciz de ihtiyati tedbirin bir türü olup HMK’da belirtilen bu hükümlerin ihtiyati haciz yönünden de uygulanması gerekmektedir.
8. Bu durumda, istinafa konu edilen davalılar … Sigorta A.Ş. ve … A.Ş’nin ihtiyati haczin değiştirlmesi itirazın reddi tarihli tedbirin kaldırılması kararın istinaf yoluyla incelenmesi HMK’nın 396. maddesi kapsamında istinafı kabil bir karar niteliğinde olmamakla, davalıların istinaf kanun yolu başvurularının reddine, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına ve İİK’nın 257. maddesindeki şartların somut olayda bulunmamasına göre, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden davalı …’ın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati hacze itiraz eden davalılar … Sigorta A.Ş. ve … A.Ş’nin ihtiyati haczin değiştirlmesi itirazın reddi tarihli tedbirin kaldırılması kararın istinaf yoluyla incelenmesi HMK’nın 396.maddesi kapsamında istinafı kabil bir karar niteliğinde olmamakla, davalıların istinaf kanun yolu başvurularının REDDİNE,
3-İhtiyati hacze itiraz eden davalılar … Sigorta A.Ş. ve … A.Ş’nin istinaf harçlarının talep halinde kendilerine iadesine,
4-İhtiyati hacze itiraz eden davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 296,40-TL maktu harçtan, peşin alınan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 116,50-TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati hacze itiraz eden davalıların yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 13.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.