Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/959 E. 2022/908 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/959
KARAR NO : 2022/908

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22.03.2022
NUMARASI : 2019/621 E. 2022/271 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 10.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10.06.2022

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.03.2022 tarih 2019/621 E. 2022/271 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 01.02.2019 tarihinde meydana gelen kazada … plakalı araca kusuru ile çarparak maddi hasara sebebiyet verdiğini, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk ettiğini, karşı aracın müvekkilince yapılan ödemenin bu nedenle rücu edilmesinin gerektiğini, başlatılan takibe haksız itirazda bulunulduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili vasıtasıyla sunduğu cevap dilekçesinde davacı iddialarının asılsız olup, tek taraflı beyana göre hazırlandığını, müvekkilinin böyle bir kaza ile ilgisinin bulunmadığını, haberi olmadığını, kaldı ki Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre sürücünün kaza mahallini terk etmesinin tek başına rücu sebebi olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, Trafik Sigortası Genel Şartlarının B.4/f maddesine göre, sigortacının bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde sigortalıya rücu edebileceğini, davacı sigorta şirketince ödenen sigorta bedelinin, bedeni zararlara ilişkin olmayıp, araç hasarına ilişkin olmakla ZMSS Poliçesi Genel Şartları uyarınca sürücünün olay yerini terk etmesi veya kazanın oluşunda tam kusurlu bulunması iddialarına ve nedenlerine dayalı olarak sigorta ettirene rücu hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, ilk derece mahkemesince rapora itirazları değerlendirilmeden zmms genel şartlarının B.4/F maddesine yanlış anlam yüklenerek karar verildiğini, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk ettiğinin tutakta belirtildiğini, zmms genel şartlarının B.4/F bendinde yalnızca bedeni hasara neden olan trafik kazalarında olay yeri terkin rücü sebebi olduğu anlamı çıkmadığını, olay yeri terk halinin bedeni / maddi hasarlı trafik kazası fark etmeksizin sigorta şirketine rücu hakkı verdiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile kazaya neden olduğu ve olay yeri terk sabit olduğundan rücu imkanları bulunduğundan davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, davacıya zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu davacı şirketçe zarar gören üçüncü kişiye yapılan araç hasar ödemesinin davalı sigortalıdan rücuen tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Sigortacı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 95/2. maddesi ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının B-4. maddesi gereğince, tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri, üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden, zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir. Somut olayda, üçüncü kişiye ödenen araç hasar tazminatının rücuen sigortalıdan tahsili istenmekte olup, davacı rücu sebebini sigortalısı olan davalı taraf sürücüsünün kazadan sonra olay yerini terk etmesi olgusuna dayandırmıştır. Poliçe düzenleme tarihi olan 03.04.2018 tarihinde yürürlükte bulunan 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı” başlığını taşıyan B.4. maddesinin f bendinde “bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması” hali rücu sebebi olarak düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere yeni genel şartlarda olay yerini terk sadece bedeni hasara neden olan trafik kazalarında rücu sebebi olarak öngörülmüştür. Bu nedenle maddi hasarlı trafik kazalarında olay yerini terk, gerçekleşen rizikonun teminat dışı olmasını gerektirmeyip davacının trafik poliçesi ile üstlendiği sorumluluğunu ortadan kaldırıcı bir etkisi bulunmadığından ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.10.06.2022