Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/787 E. 2022/981 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/787
KARAR NO : 2022/981

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08.04.2022
NUMARASI : 2022/240 E.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 21.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.06.2022

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.04.2022 tarih 2022/240 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 12.02.2022 tarihinde davalı kooperatifin 2021 yılı olağan genel kurul toplantısının yapıldığını, toplantının kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkiline usulüne uygun çağrı yapılmadığını, gündem maddelerinin usulüne uygun olarak bildirilmediğini, genel kurul toplantısında 7 nolu gündem maddesi olarak davalı kooperatifin alım hakkı sahibi olduğu 2B vasfındaki iki adet taşınmazın Milli Emlak Müdürlüğü’nden satın alınması hakkının dava dışı üye …’ya 1.000.000,00 TL bedelle devredilmesine karar verildiğini, 19 üyenin kabul, müvekkilinin red oyu verdiğini, müvekkilinin oylamadan önce söz alarak, öncelikle Milli Emlak Müdürlüğü ile görüşülerek satış bedelinin belirlenmesi gerektiğini belirttiğini ve gündemin 7. maddesine muhalefet şerhi düştüğünü, çoğunluk pay sahiplerinin şahsi çıkarları için ve azınlığı zarara uğratmak amacıyla bu kararı aldıklarını, bu nedenle iptali gerektiğini, TTK’nın 446 ve 447. maddeleri çerçevesinde de anılan kararın iptalinin gerektiğini, davalının bir konut yapı kooperatifi olduğunu, amacının üyelerine konut edindirmek olduğunu, arazi alım-satımı yaparak ticari faaliyette bulunamayacağını, ana sözleşmenin “Kooperatifin Amacı” başlıklı 3. maddesine göre kooperatifin, genel kurul kararı ile dahi olsa herhangi bir taşınmazı, hakkı, menfaati satmasının, devir ve temlik etmesinin mümkün olmadığını, bunun aksine alınan kararların butlan ile malul olduğunu, müvekkilinin vazgeçilmez ve bertaraf edilemez pay sahipliği haklarının ihlâl edildiğini; bir taşınmazın veya taşınmaz üzerinde öncelik sağlayan bir hakkın satışı-devrinin kooperatifin tasfiyesi anlamına geldiğini, yaklaşık 100.000.000,00 TL değerinde olan parsellerin 1.000.000,00 TL gibi bir bedelle üçüncü kişiye devrine karar verildiğini, bağımsız bir gayrimenkul değerleme kuruluşuna değerleme dahi yaptırılmadığını iddia ederek; davalı kooperatifin 12/02/2022 tarihli genel kurul toplantısında alınan 7 numaralı kararın iptaline, yargılama sonuna kadar 7 numaralı kararın uygulamasının tedbiren durdurulmasına, devir hususunda herhangi bir işlem yapılmaması için Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne ve Menderes Tapu Sicil Müdürlüğü’ne yazı yazılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, ihtiyati tedbir isteğinde bulunan tarafın davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık ispat kuralı çerçevesinde kanıtlaması gerektiği, davacı tarafın dava konusu genel kurul toplantısında alınan 7 numaralı kararın kooperatif üyelerinin genel çıkarlarına ve iyi niyet kurallarına aykırı, iptali gereken bir karar olduğunu ispatlaması gerektiği, davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarının haklı olup olmadığı hususunun yaptırılacak bilirkişi incelemesi ve diğer delillerler birlikte değerlendirilerek belirlenebileceği, dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerden ve getirtilen kayıtlardan yaklaşık ispat kuralı çerçevesinde dava konusu 7 numaralı kararın icrasının geri bırakılması gerektiği yönünde yeterli düzeyde kanaat oluşmadığı, dava konusu kararın toplantıya katılan 20 üyenin 19’unun kabul oyuyla verildiğini, verilecek ihtiyati tedbir kararı ile davalı kooperatifin ve dolayısıyla üyelerin zarara uğrama ihtimali bulunduğu gerekçesiyle, 12/02/2022 tarihli genel kurul toplantısında alınan 7 numaralı kararın uygulamasının tedbiren durdurulması yönündeki talebin reddine karar verilmiştir.
Ara karara karşı, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, ana sözleşme 6/4. maddesinde kooperatifin satış yetkisinin yalnızca konut ihtiyacını karşılama amacını gerçekleştirmek ile sınırlı olduğunu, ana sözleşmeye aykırı olarak alınan karara ilişkin tedbir taleplerinin hangi gerekçelerle reddedildiğinin mahkemece ortaya konmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte; bir boşluk söz konusu olsa dahi, yapılacak yorumda kanunun 6/2. maddesi hükmüne göre amaç doğrultusunda yorum yapılması gerektiğini, kooperatifin amacına aykırı olarak verilen bu kararın uygulanması halinde, kooperatifin amacının ortadan kalkacağını ve zararın meydana geleceğini, kooperatifin 20 üyesinden davacı hariç 19 üyesinin, cüz’i rakamlarla üyelik/ortaklık haklarının sembolik-çok düşük rakamlarla devrine ikna edildiklerini, yaklaşık 100.000.000,00 TL değerinde olan parsellerin, 1.000.000,00 TL gibi bir bedelle, 19 üye tarafından danışıklı olarak kendi aralarında karar verilmek suretiyle, … isimli kişiye devrine karar verildiğini, çoğunluğun, azınlığın hakkını gasp ettiğini belirterek, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın kaldırılmasına ve tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Talep, kooperatif olağan genel kurul toplantısında alınan kararın iptali istemiyle açılan davada tedbiren kararın uygulanmasının durdurulması istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzenine ilişkin nedenlerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olayda, dosya ve mevcut delil durumu birlikte değerlendirildiğinde yasanın aradığı yaklaşık ispat şartlarının belli ölçüde oluşmadığı, yargılama aşamasındaki toplanan delil ve dosya kapsamına göre konunun tekrar değerlendirilebileceği, özellikle alım hakkı devredilen taşınmazların değer tespitinden sonra her zaman yeniden ihtiyati tedbir istenebileceği kanaatine varılarak, bu aşamada ihtiyati tedbir isteminin reddine dair kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 52,30 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyen davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.21.06.2022