Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/786 E. 2022/912 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/786
KARAR NO : 2022/912

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16.03.2022
NUMARASI : 2018/189 Esas
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 10.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10.06.2022

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.03.2022 tarih 2018/189 Esas sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden davacı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı …, davalı şirketin sermaye arttırımına ilişkin genel kurul kararının tarafınca imzalanmadığını, davalı …’in İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/498 Esas sayılı dosyasında davalı şirketin sermaye artırım kararında kendisinin imzasını sahte atması sebebiyle yargılandığını, ceza dosyası getirtitlip incelendiğinde bu durumun görüleceğini, yapılan sermaye arttırımı işleminin hukuka aykırı ve geçersiz olduğunu, davalı şirketin % 25 hissedarı olan annesi …’in akli melekelerinin zayıflaması nedeniyle vasi atanması istemiyle 19.06.2020 tarihinde İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/655 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, bu dosyada düzenlenen bilirkişi raporunda “annesinin akıl zayıflığı yaşadığı ve akli melekelerinin yerinde olmadığı” hususunun belirlendiğini, annesinin bu hastalığının uzun süredir devam ettiğini, İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde 2020/655 Esas sayılı davanın açıldığı tarihten sonraki 29.06.2020 tarihinde annesinin imzasının sahte olarak atılması suretiyle davalı …’in davalı şirkete hukuka aykırı olarak müdür seçildiğini, davalı şirketin tüm malvarlığı olan “İzmir … … … Ada/…, …, …, …, …, …, …, …, … Parsel, … Ada/… Parsel ve … Ada/… Parsel” numaralı taşınmazların satışına ilişkin İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/135 Esas sayılı dosyasında görülen ortaklığın giderilmesi davasında malvarlıklarının değerinin çok düşük belirlendiğini, söz konusu 11 adet parsel için … Belediyesi tarafından 2013 yılında 5 katlı ticari konut imarı verilmiş olmasına rağmen … firmasının buna itiraz ettiğini ve idari dava açılması sonucu bu arazinin imarsız kaldığını, … tarafından açılan davanın Danıştay’da karar aşamasına yaklaştığını, bu dava sonucunda tekrar verilecek imar imkanlarıyla arazinin değerinin önemli ölçüde artacağının açık olduğunu, ancak davalı müdür … tarafından şirketin lehine olan bu hususun ortaklığın giderilmesi davasında belirtilmediğini ve şirket çıkarlarının, usulsüz olarak seçilen şirket yönetimi tarafından korunmadığını, şirketin alenen zararına sebebiyet verildiğini, İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/135 Esas davasında satış kararı verildiğini ve 2021/28 satış dosyasıyla satış işlemlerine geçildiğini, bu davada yapılan yargılamada, davacı tarafın “… A.Ş” olduğunu, bu şirketin müdürünün … olduğunu, mahkeme dosyasındaki davalı şirket ortaklarından …’nun ise, …’in yakın akrabası, yeğeni olduğunu, dayısı adına bu usülsüz muvazaalı işlemleri yaptığını, davalı tarafın şirket adına görevlendirdiği avukatlara mahkememizin dosyasında ve 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/3 Esas sayılı dosyasında kısıtlı adayı annesi aleyhine işlemler yaptırtması nedeniyle Adalet Bakanlığı tarafından soruşturma başlatıldığını ileri sürerek davalı şirketin feshi ve tasfiyesi davasında İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/28 sayılı satış dosyasındaki satış işlemlerinin acele ve teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesinde belirtilen koşulları var ise uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, eldeki davada davacı tarafça davalı şirketin haklı sebeple fesih ve tasfiyesine karar verilmesi istenmiş olup, ihtiyati tedbir isteğinde bulunulan İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/28 sayılı satış dosyası eldeki bu davada uyuşmazlık konusu olmadığından şirket taşınmazlarının satışının durdurulması ile ilgili isteğin ileri sürülebileceği yer şirketin feshi ve tasfiyesi davasına bakan asliye ticaret mahkemesi değil olsa olsa İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi olabileceği gerekçesiyle davacının ihtiyati tedbir isteğinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı …, yargılaması yapılan davadaki isteminin şirketin feshi ile şirket yetkilisinin temsil yetkisinin kaldırılmasına ilişkin olduğunu, davalı müdürün şirket yönetiminde ihmal ve ağır kusur boyutunda, kişisel çıkar sağlamak saikiyle işlemler yaptığını,eski müdürün TTK aykırı işlemlerine karşı yapılması ve alınması gereken tedbirleri almadığını, eski müdürün müdürlüğü sırasında davalı şirket adına kayıtlı taşınmazın hiçbir bedel ödenmeden, karşılıksız olarak yine eski müdürün çoğunluk hissesine sahip olduğu şirketine tapuda temlik edildiğini,ortaklıkla işlem yapılması yasağına aykırı hareket edildiğini, şirket ortaklarınca onanmadığını,03.07.2015 tarihli ortaklar kurulunda eski şirket müdürünün 2012-2013-2014 yıllarındaki görevi sebebiyle ibra edilmediğini, belirtilen işlemin TTK m. 395 ve TTK m. 396 hükümleri uyarınca batıl olduğunu, bu hususlarda davalı şirket müdürü tarafından bu hususta da hiçbir iş-işlem yapılmadığını ve şirketin zarara uğraması engellenmediğini, söz konusu sözleşmenin 24.07.2013 tarihinde davalı şirket adına … ve yüklenici şirket adına … tarafından düzenlendiğini, sözleşmenin şart ve koşullarının davalı şirket yararına/zararına olduğunu, sözleşmenin şart ve koşullarının davalı şirket yararına/zararına olduğunu, açıkça davalı şirket aleyhine olan işbu sözleşmenin batıl olması nedeniyle iptali gerekirken, bu sözleşme doğrultusunda işlem yapmaya devam eden davalı müdürün ağır ihmali bulunduğunu,davalı şirket adına kayıtlı belirtilen taşınmazların mülkiyetinin %72’si 5 Eylül 2013 tarihinde “Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat ve Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine Dair Ek Sözleşme” olmasına ve inşaat yapılmamasına rağmen gerekçesiz ve dayanağı olmadan devredildiğini, davalı müdür tarafından, kat karşılığı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshine ilişkin imzalanan 23.01.2019 tarihli Fesih Sözleşmesinin açıkça davalı şirket aleyhine olduğunu, davacı … adına kayıtlı üç taşınmazın inanç sözleşmesiyle şirkete yediemin olarak temlik edildikten sonra üçüncü şahıslara tapuda temlikinin açıkça güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğunu, davalı müdürün ağır ihmali ve kusuru bulunduğunu, davalı müdürün verdiği yetkiyle düzenlenen bu fesih sözleşmesindeki hukuka aykırılıklardan davalı müdürün sorumlu olduğunu, davalı müdürün şirket zararına 23.01.2019 tarihli fesih sözleşmesini imzalamasının organik bağı ve gerçekte taraflar arasında var olan ve gizlenen işlemleri bildiğini ve aynı doğrultuda işlem yaptığını açıkça gösterdiğini,bu durumun müdürün azli için yeterli bir sebep oluşturduğunu, taşınmazların davalı şirket tarafından üçüncü şahıslara tapuda temlikinin karşılıksız olarak yapıldığını, bu durumun açıkça şirket malvarlığının azaltılması anlamında olduğunu, buna ek olarak, bedelsiz yani bağışlama olan temliklerin tapuda satış gösterilmek suretiyle temlikinin açıkça muvazaa mahiyetinde olup hukuken korunmayacağını ve iptali gerektiğini, üçüncü şahıslara temlik edilen taşınmaz bedellerinin şirket kayıtlarında ve mal varlığında tespit edildiğine ilişkin bilirkişi tarafından hiçbir tespitte bulunulmadığını, davalı müdür tarafından şirket ortaklarına karşı eşit işlem yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, davalı şirketin sermaye arttırımına ilişkin genel kurul kararında sahte olarak yerinee imza atıldığını, sermaye arttırımı işlemi hukuka aykırı ve geçersiz olduğunu, davalı müdür tarafından özen yükümlülüğü yerine getirilmeden sahte imzalı genel kurul kararı yetkili merci ve kurumlara sunulmak suretiyle batıl genel kurul kararı doğrultusunda işlemlere devam edildiğini, hissedar …’in akıl sağlığı nedeniyle kısıtlanması istemiyle İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/655 E. sayılı dosyası, 19.06.2020 tarihinde dava ikame edildikten sonra dosyada düzenlenen bilirkişi raporuna göre hissedar …nün hukuki işlem yapma ehliyetinin bulunmadığını,kıısıtlı adayının oğlu olan müdür … tarafından, kısıtlı adayının sağlık durumu bilinmesine rağmen, dava tarihi olan 19.06.2020 tarihinden sonra şirket yönetimine ilişkin kararlar alınmaya devam edildiğini, bu durumun açıkça davalı müdürünün ihmali ve şirket yönetimindeki kötü niyetini kanıtladığını, vesayet davasından sonraki bir tarih olan 29.06.2020 tarihinde , annesinin sahte imzası atılmak suretiyle … davalı şirkete hukuka aykırı olarak müdür seçildiğini, kendisine hileli tebligat gönderdiğini,annesinin avukatını azlettirdiğini, annesinin temyiz kabiliyeti dikkkate alındığında yeterli çoğunluk olmadan kendisini müdür seçtirdiğini, hileli son genel kurul toplantısında fesih sözleşmesi”’ni kabul ettirtip satış yetkisi aldığını, davalı şirket aleyhine taşınmazlar için ortaklığın giderilmesi davası açıldığını haber vermediğini, genel kurul metnindede hiç bahsedilmediğini, annesi ve kendisi zararına işlemler yapılmasına calışıldığını, toplam %50 hisse iradesini yansıtmayan son genel kurulu kararları nedeniyle İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi 2021/28 sayılı satış dosyasının doğrudan mahkemedeki dosya ile ilgili olduğunu, TTK.nun sermaye arttırımına ilişkin 142. Maddesindeki koşullar oluşmadan yapılan sermaye arttırımı işleminin de ayrıca usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı şirketin kurulduğu günden bugüne aktif olmayıp, hiçbir ekonomik faaliyette bulunmamasına rağmen düzenlenen bilirkişi raporunda şirketin zarar ettiği tespitinde bulunulduğunu, üç taşınmazın satışı neticesinde şirket kasasında tespit edilmesi gereken para hakkında hiçbir tespitte bulunulmadığını, davalı müdür tarafından şirket yönetiminde yapılan usulsüzlüklerle ilgili başka davalar da bulunduğunu, bazı davalardan feragat ettirildiğini,davalı şirketin tüm malvarlığı olan taşınmazların satışına ilişkin İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/135 E. Sayılı dosyasında görülen ortaklığın giderilmesi davasında; malvarlıklarının değerinin çok düşük tespit edildiğini, söz konusu 11 adet parsel için … Belediyesince 2013 senesinde 5 katlı ticari konut imarı verilmiş olmasına rağmen, … firmasının buna itiraz ederek idari dava açılması sonucu bu arazinin imarsız kaldığını,… tarafından açılan idari davanın Danıştayda karar aşamasına yaklaştığını, bu dava sonucunda tekrar verilecek imar imkanlarıyla arazinin değerinin önemli ölçüde artacağını, halen imarsız bulunan dava konusu arazinin değerinde … ve Belediye arasında olan davanın kesinleşmesinden sonra önemli artışlar olması mümkün olacağı bilinmesine rağmen İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi 2020/135 E. yürütülmüş olan ortaklığın giderilmesi konulu davada şirket menfaatlerinin korunmadığını İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/28 satış dosyasındaki işlemlere devam olunması halinde, usulsüz sözleşmeler ile şirket malvarlığından çıkan taşınmazların satışı yapılarak, şirketin tüm malvarlıklarının satılacağını ve satış bedelinin davalı müdürün tasarrufuna geçeceğini, bu durumun açıkça davalı şirket ve hissedarların mağduriyetine neden olacağını, bu nedenle şirketin malvarlıklarına ilişkin satış dosyasının işbu yargılamanın konusunu oluşturduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/28 satış dosyasının tedbiren durdurulması isteminin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasını ve talebi doğrultusunda tedbir kararı verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Talep, şirketin haklı sebeplerle feshi ve tasfiyesi davasında, ortaklığının satış yolu ile giderilmesine karar verilen davalı şirket taşınmazlarının satışının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olayda davacılar, davalı şirkette müdür olan diğer davalının şirket yönetiminde ağır ihmali ve kusuru bulunduğunu, davalı şirkete ait taşınmazları usulsüz sözleşmeler ile şirket malvarlığından çıkarttığını ileri sürerek haklı sebeplerle davalı şirketin feshi ve tasfiyesi istemiyle açtığı davada, ortaklığının satış yolu ile giderilmesine karar verilen davalı şirket taşınmazlarının satışına dair İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/28 sayılı satış dosyasındaki satış işlemlerinin tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Haklı sebeplerle davalı şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin davada, ortaklığının satış yolu ile giderilmesine karar verilen davalı şirket taşınmazları dava ve uyuşmazlık konusu olmadığından HMK’nın 389. maddesindeki ihtiyati tedbir şartları bulunmadığı gibi şirketin feshi ve tasfiyesi davasına bakan mahkemece, davalı şirket taşınmazlarının ortaklığının satış yolu ile giderilmesine dair başka mahkemece verilen kesinleşen kararı bertaraf edici şekilde satış dosyasındaki satış işlemlerinin tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi de mümkün bulunmadığından mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı …’in istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı … yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 52,30 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacı …’den tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacı …’in yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.10.06.2022