Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/785 E. 2022/1914 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/785
KARAR NO : 2022/1914

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/01/2019
NUMARASI : 2015/21 Esas 2019/15 Karar
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 23.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.12.2022
Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.01.2019 gün ve 2015/21 Esas 2019/15 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacılar vekili, davalılar … ve … Şti. vekili ile (davalı … mirasçıları) dahili davalılar …, …, … ve davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, 21.05.2010 tarihinde, davalı … Sigorta A.Ş tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalanan, davalı … Şti.’ne ait, davalı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı … adına kayıtlı, davalılar … Sigorta A.Ş. ile … Sigorta A.Ş tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalanan, davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı minibüsün çarpıştıklarını, kaza sonucunda minibüs içinde bulunan yolcu davacı …’ın yaralandığını, trafik tespit tutanağında davalı …’un kavşaklarda geçiş önceliğine uymama asli kusurunu, minibüs sürücüsü davalı …’ın ise aracın hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmamak kusurunu işlediğinin tespit edildiğini, Aliağa Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/285 E. sayılı dosyasının derdest olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, davacı … için 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … için 80.000,00 TL manevi tazminatın, anne ve babası olan davacılar … ve … lehine 10.000,00’er TL’den 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar işleten … Şti., sürücü …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili, 17.11.2017 tarihli dilekçesi ve 19.12.2017 tarihli celsedeki beyanları ile davalı … Sigorta A.Ş. hakkında açtıkları maddi tazminat davasından feragat etmiştir.
Davacı vekili 15.10.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile, maddi tazminat talebini 28.399,04 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalılar … ve …. Şti. vekili, kaza tespit tutanağını kabul etmediklerini, kaza tarihinde yol çalışması olmasına ve tutanakta bu konuda tespit yapılmasına rağmen müvekkili …’a haksız yere kusur izafe edildiğini, yol çalışması nedeniyle konulması gereken işaret ve levhalarını koymayan Karayolları Genel Müdürlüğü’nün kazaya sebebiyet verdiğini, karşı araç sürücüsü davalı …’ın da kazada kusurlu olduğunu, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, … plakalı aracın ZMMS sigorta poliçesinden dolayı sorumluluklarının bedeni zararlarda azami 175.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacı tarafça müvekkili şirkete başvuruda bulunulmadığını, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu, müvekkili şirketin temerrüte düşmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili, kazaya karışan … plakalı aracın Karayolları Zorunlu Trafik Poliçesi ile müvekkili şirket tarafından sigortalandığını, müvekkili şirketin poliçe limitleri oranında sorumlu olduğunu, kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, poliçe gereğince müvekkilinin manevi tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Adli Tıp uzmanı tarafından düzenlenen 26.12.2012 tarihli raporda davacı …’ın yüzde sabit iz niteliğindeki mevcut lezyonlarının iyileşme süresinin 45 gün olduğunun tespit edildiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nin 01.03.2017 tarihli raporunda davacı …’ın dava konusu trafik kazası nedeniyle %2.l oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, Aliağa 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/285 E. sayılı dosyasında düzenlenen 12.08.2013 tarihli İstanbul Adli Tıp Kurumu raporuna göre davalı sürücü …’un %70, davalı sürücü …’ın ise %30 oranında kusurlu oldukları, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 04.04.2014 tarihli raporunda da aynı kusur oranlarının tespit edildiği, davacının olay sonrasında ulaşım için 110,00 TL, acil ilaç ve pansuman için 120,00 TL ve bakım gideri için 364,50 TL olmak üzere 594,50 TL tedavi amaçlı giderinin bulunduğu, plastik cerrahi açısından yapılması gereken harcama toplamının 11,947,00 TL olarak belirlendiği, bu rakamların Türk Tabipler Birliği asgari ücretine göre hesaplandığı, Adli Tıp Kurumu’nca belirlenen %2,1 maluliyet oranına göre belirlenen sürekli iş görmezlik ve kazanç kaybı toplamının 15.857,54 TL olduğu, davacı … tarafından davalı … Sigorta A.Ş. hakkında açılan maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar vermek gerektiği, davalılar … Şti., … Sigorta A.Ş., …, … mirasçıları … ve … ile …, … Sigorta A.Ş. ve …’ın davacı …’ın SGK tarafından karşılanmayan toplam 12.541,50-TL tedavi gideri ile 15.857.54-TL sürekli iş göremezlik tazminatından sorumlu bulundukları, tarafların sosyal, ekonomik ve ailevi durumları, duyulan elem ve üzüntü, eylemin ağırlığı ve sonucu, zarar verenin kusur oranı nazara alınarak, hak ve nesafete göre manevi tazminata hükmedilmesinin uygun görüldüğü gerekçesiyle, davacı … tarafından davalı … Sigorta A.Ş. hakkında açılan maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, davacı … tarafından diğer davalılar hakkında açılan maddi tazminat davasının kabulü ile 12.541,50 TL karşılanmayan tedavi gideri ile, 15.857,54 TL iş göremezlik tazminatı toplamı toplamı 28.399,04 TL maddi tazminatın, davalılar …, …. Şti., …, … mirasçıları … ve … ile …’ten kaza tarihinden itibaren, davalılar … Sigorta A.Ş. ile … Sigorta A.Ş.’den dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte, müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine; davacılar tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacı … için 20.000,00 TL, davacı anne … için 5.000,00-TL ve davacı baba … için 5.000,00-TL manevi tazminatın, davalılar …, … Şti., … ve … mirasçıları … ve … ile …’ten kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili, davalılar … ve … Şti. vekili ile (davalı … mirasçıları) dahili davalılar …, …, … ve davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, hükme esas alınan 16.01.2018 tarihli raporda hesaplanan 594,50-TL tedavi gideri, plastik cerrahi için harcanacak bedel 11.947,00 TL ve 15.857,54 TL sürekli iş gücü kaybı maddi tazminat bedellerini kabul etmediklerini, müvekkili …’nın küçük yaşta geçirdiği ağır kaza neticesinde sürekli olarak hastaneye tedavi ve kontrol amaçlı gidip geldiğini, olayın üzerinden yaklaşık olarak 5 yıl geçmiş olmasına rağmen müvekkilinin neredeyse her hafta hastaneye gidip gelmekte olduğunu, bu süre zarfında birçok yol gideri, SGK tarafından karşılanmayan ilaç giderinin olduğunu, bilirkişiler tarafından bu durumun değerlendirmeye alınmadığını, ulaşım harcamasının 110,00 TL olarak belirlenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, plastik cerrahi için hesaplanan bedelin piyasa koşullarına göre oldukça düşük olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle Ege Üniversitesinde birçok bölümde muayene olmasına, yüzünde sabit iz kalmasına rağmen 01.03.2017 tarihli Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda yalnızca burunda oluşan nazal kırık arızası yönünden değerlendirme yapıldığını ve %2.1 oranında işgücü kaybı oranı tespit edildiğini, müvekkilinin yüzündeki izlerin 45 gün gibi bir sürede iyileşmesinin mümkün olmadığını, müvekkili yararına hükmedilen manevi tazminat tutarının düşük olduğunu, dava konusu kaza sebebiyle …’dan başka ailenin diğer oğlu …’ın da yaralandığını, tüm ailenin maddi ve manevi olarak acılar çektiğini, davacı anne ve baba için hükmedilen manevi tazminatın da düşük olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar … ve … Şti. vekili, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalar ve müvekkili …’a yüklenen kusur oranını kabul etmediklerini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kazanın meydana geldiği yolun olay tarihinde asfaltlama çalışması sebebiyle trafiğe kapalı olduğunu, trafik akışının tek şeritten gerçekleştirildiğini, yol çalışması nedeniyle konulması gereken işaret ve levhaların Karayolları tarafından konulmadığını, kazaya asıl olarak Karayolları’nın sebebiyet verdiğini, meydana gelen kazada, kaza ile müvekkili şirketin sorumluluğu arasındaki illiyet bağının Karayolları Genel Müdürlüğü’nün ihmali ve zarar görenin içerisinde bulunduğu minibüs sürücüsünün ağır kusuru sebebiyle kesildiğini, davacı …’ın olay tarihinde çalışmadığını, bu nedenle iş göremezlik ya da kazanma gücünden kayıptan söz edilemeyeceğini, olay tarihinde 17 yaşında ve öğrenci olduğunu, bilirkişi raporlarına itirazlarının değerlendirilmediğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davalılar …, …, … ve davalı … vekili, bilirkişi raporlarına yaptıkları itirazlar dikkate alınmadan eksik araştırma ile hüküm verildiğini, kaza tespit tutanağının eksik olarak hazırlandığını, kazanın olduğu yolun kaza tarihinde asfaltlama çalışmaları nedeniyle trafiğe kapalı olduğunu, trafik akışının Aliağa-İzmir istikametindeki yolun bölünmesi sonucu tek şerit olarak sağlandığını, bu hususun kusur değerlendirilmesi yapılırken göz ardı edildiğini, trafik çalışmasının olduğu tarihlerde yolun tek şerit olması sebebiyle genelde trafik sıkışıklığı bulunduğunu, kazanın trafiğin en yoğun olduğu sıralarda meydana geldiğini, maddi tazminat miktarı olarak tedavi giderleri talep edilmiş olmasına karşın, bakım ve ulaşım gideri gibi talep dışı kalemlerin incelemeye konu edilmesi ve bu kalemler konusunda da karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tedavi giderlerinin tespitinde somut belgelendirilmeler yapılmaksızın, bilirkişi kanaati ile belirleme yapıldığını, yasa değişikliği ile tedavi giderlerinin SGK’ya geçtiğini, hükmedilen manevi tazminatın haksız olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle sürekli ve geçici işgöremezlik tazminatı ile ulaşım, ilaç, pansuman, bakım gideri ve plastik cerrahi masraflarının davacı …’ın yolcu olarak bulunduğu minibüsün işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı ile karşı aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili, ayrıca tüm davacılar için manevi tazminatın kazaya karışan araçların işleten ve sürücülerinden tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda davalı sürücü …’un sevk ve idaresindeki 35.21.09.02 plakalı vinç ile yol çalışması nedeniyle trafiğe kapalı yoldan gelerek, kavşakta sola dönüş için durup yolu kontrol etmekte olan başka bir vincin yanından geçip, duran vinç nedeniyle görüşü kapalı olduğu halde kontrolsüz şekilde iki yönlü kullanılan yolun şeridine girdiği, düz seyir halinde olan minibüse ilk geçiş hakkını vermediği, KTK’nın 84. maddesinde yer alan kavşaklarda geçiş önceliğine uymama kusurunu işlediği ve kazanın oluşunda %70 oranında asli kusurlu olduğu, davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı minibüsü ile yol çalışması nedeniyle tek şeride düşen yolda, kendi beyanına göre kapalı olan yol bölümünden kavşağa doğru seyir halinde olan ve birisi kavşak köşesinde durmuş olan iki vinci gördüğü halde, kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı, dikkatli ve tedbirli geçiş yapmadığı, KTK’nın 52. maddesine aykırı şekilde hızını azaltmadan seyir hızı ile dalgın ve dikkatsiz şekilde kavşağa girdiği kazanın oluşumunda %30 oranında tali kusurlu kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Alınan aktüerya asıl ve ek raporlarında davacı …’ın yaralanması nedeniyle ulaşım için 110,00 TL, acil ilaç ve pansuman için 120,00 TL ve bakım gideri 364,50 TL olmak üzere toplam tedavi giderlerinin 594,50 TL olarak belirlendiği, plastik cerrahi tedavisi yönünden Türk Tabipler Birliği Asgari Ücret tarifesine göre yapılan hesaplama uyarınca gerekli harcama tutarının toplam 11,947,00 TL olduğu, %2,1 maluliyet oranına göre sürekli iş görmezlik ve kazanç kaybı toplamının 15.857,54 TL olduğu tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince bu tutarlar dikkate alınarak davacı …’ın maddi tazminat davasının kabulüne, tüm davalılar yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince (Kapatılan 17. H.D) de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. (Yargıtay 4. H.D’nin 22.06.2021 tarih 2021/3089 E, 2021/3441 K). Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda PMF Yaşam Tablosuna göre hesaplama yapılması hatalıdır. Mahkemece usuli kazanılmış haklar gözetilerek TRH 2010 Yaşam Tablosuna ve progresif rant (%10 artırım %10 eksiltme esası) metoduna göre yeniden rapor alınarak hüküm kurulması icap etmektedir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacılar vekilinin sair, davalılar … ve …. Şti. vekili, dahili davalılar …, …, … ve davalı … vekilinin tüm istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.01.2019 gün ve 2015/21 Esas 2019/15 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacılar vekilinin sair, davalılar … ve …. Şti. vekili, dahili davalılar …, …, … ve davalı … vekilinin tüm istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran davacılar, davalılar …, … Şti., dahili davalılar …, …, … ve davalı … tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine ayrı ayrı iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23.12.2022