Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/752 E. 2022/1668 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/752
KARAR NO : 2022/1668

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24.09.2019
NUMARASI : 2014/504 E. – 2019/933 K.
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 11.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11.11.2022
İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.09.2019 tarih 2014/504 E. – 2019/933 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … T.A.Ş.vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin ve davalı …’in, “… Şirketi- …, …” unvanlı şirketin eşit nispette ortağı olduğunu, şirket ana sözleşmesi ve davalı bankaya ibraz edilen imza sirküleri ve banka ile yapılan hesap sözleşmesi gereği davacı ve davalı ortağın birlikte atacakları imza ile bankadan para çekebildiğini, şirketin davalı banka nezdindeki hesabındaki paraların müvekkilinin imzaları taklit edilmek suretiyle sahte imza kullanılmak suretiyle diğer davalı tarafından çekilerek zimmetine geçirildiğini, çekilen bu paraların amaç dışı kullanıldığını, bu şekilde şirketin zarar görüntüsü içine girmesi sonucu müvekkilinin 22.03.2005 tarihinde ortağı olduğu şirketteki hisselerinin tamamını, bu olayın yarattığı panik hali içinde üç ay gibi kısa bir sürede davalıya devretmek zorunda kaldığını, devirden sonra bir rastlantı sonucu şirketin zarar görüntüsü içine girmesinin müvekkilinin sahte imzaları ile şirket hesaplarından para çekilmesinden kaynaklandığının öğrenildiğini, müvekkilinin ayrıca manevi zarara uğradığını ileri sürerek, 10.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini toplam 17.209.36 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının, müvekkiline başvurarak 22.03.2005 -30.06.2005 tarihleri arasında imzası taklit edilerek zarara uğratıldığını bildirdiğini, yapılan incelemede firma hesabından 23 adette 68.365,00 TL nakit ödeme. 6 adet 134.472,97 TL havale işlemi gerçekleştiğini, işlemlerin tamamının şirket ortaklarına ait çift imzalı talimatlara istinaden yapıldığını, nakit ödemelerin tamamının şirket çalışanı …’nya imza karşılığı yapıldığını, her ödemede ayrıca telefonla firmadan teyit alındığının tespit edildiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, talimatlardaki imzaların gözle bakıldığında davacıya ait imza kartonundaki imzalarla bire bir aynı olduğunu, davacının bu işlemlerden haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı …’in davacının imzasını taklit ederek sahte imza oluşturarak kendi imzası ile birlikte çift imza olarak davalı bankaya talimatlar vererek … Şirketinin hesabından para çektiği, bu şekilde şirketi zarara uğradığı, şirketin kollektif şirket olması sebebiyle şirket zararının doğrudan ortaklara yansıdığı, usulsüz çekilen para miktarının 33.356,00 TL olduğu, davacının şirketteki hissesi itibariyle zararının 17.209,36 TL’ye denk geldiği, İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/210 E-2011/246 sayılı kararında davalı sanık …’in davacı adına sahte imzalar atarak çek ve talimat belgeleri düzenlediği ve bu sebeple cezalandırılmasına karar verildiği, ceza mahkemesindeki yargılamada v bu doslada yapılan yargılamada davalı …’in sahte imza atmak suretiyle ilgili şirket hesabından çekmiş olduğu nakit alımlar sebebiyle davacıya karşı sorumlu olduğu, davalı banka ise; …’in talimatlarındaki davacı imzasının yeterli ve özenli bir şekilde kontrol etmemesi sebebiyle sorumluluğunun tespit edildiği, davacının manevi olarak zarar görmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 17.209,36 TL maddi tazminatın (10.000,00 TL’lik kısmının dava tarihinden itibaren, 7.209,36 TL’sinin 31.05.2019 ıslah tarihinden itibaren) yasal faizi ile birlikte davalılar … T.A.Ş ve …’den alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … T.A.Ş. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … T.A.Ş. vekili, davacının 12.07.2015 tarihinde hisselerini diğer davalıya ve eşine devretmek suretiyle ortaklıktan ayrıldığı, bu devir yapılırken tüm bankalar gidildiğini, hesap görüldüğünü, bu hususun ceza dosyasında net olarak yer aldığını, devir tarihinden 2 ay sonra davacının, imzasının taklit edilerek hazırlanmış talimatlara istinaden bilgii ve teyitdi olmadan şirketin banka hesabından para çekildiğini ileri sürdüğünü, şirketin hesabından 30.03.2005-30.06.2005 tarihleri arasında 23 adet 68.365,00TL nakit ödeme, 6 adet 134.472,97 TL havale işlemi gerçekleştirildiği, işlemlerin tamamının firma ortaklarına ait çift imzalı talimatlara istinaden yapıldığı, nakit ödeme işlemlerine ait dekontlar üzerinde geçerli imzaların bulunduğu, nakit ödeme ve havale işlemlerine ait talimatların firma kaşesi, firma yetkililerini müşterek imzaları ve paranın ödeneceği kişiye ait tatbik imzayı içerecek şekilde hazırlandığı, şube personeli tarafından talimatların teyidinin alındığı, nakit ödemelerin tamamının firma çalışanı …’ya imza karşılığında yapıldığını, dosyada imza bilirkişisi tarafından bir inceleme yapılmadığını, davacı yan adına talimatlar üzerine imzalar şayet kendisine ait değilse bile ilk bakışta gerçek-sahte ayrımına imkan vermeyecek şekilde birbirine benzeyen ve herhangi bir karakteristliği bulunmayan imzalar olduğunu, şube personelinden bir grafoloji uzmanı gibi tespit beklemenin mümkün olmayıp çıplak gözle imzaların benzer olduğunun tespitinin yeterli kabul edilmesi gerektiğini, talimatlar hep aynı kişi tarafından getirilmekle banka personelinin kusurundan söz edilemeyeceğini, bilirkişinin avukat olduğunu, bilirkişi raporunda da ıslak imzalı bu evrakta yer alan imzalar davacıya ait olmasa bile banka personelinin çıplak gözle yaptığı kontrollerde orijinal imza ile benzerlik gösteriyorsa artık bankanın sorumlu olup olmayacağı konusunda bir tetkik yapmadığını, raporlarda ödemeden 7 adedinin şirketin çalışanına, 1 adedi ise … Gruba havale suretiyle yapıldığı belirtilmiş olmasına rağmen raporda havale alıcısının şirket kayıtlarında yer alıp almadığı incelenmediğini, oysa bu ödemeye dayanak talimattaki imzalardan biri sahte bile olsa bu ödemenin alıcısı şirketin kayıtlarında yer alıyorsa daha önce de ticari bir ilişki varsa bu ödemenin şirket zararı ya da usulsüz bir ödeme olarak kabul edilmemesi gerektiği değerlendirilmediğini, davacının müterafik kusuruna hiç irdelenmediğini, davacının şirketteki payını devretmeden önce diğer davalı ile birlikte tüm bankalara gidip hesap kontrolleri yaptığının ceza davasında sabit olduğunu, davacının hesapları kontrol etmiş olmasına rağmen hesaplarda bir sorun olduğunu fark etmemesinin hayatın olağan akışına aykırılık bulunduğunu isitnaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, banka nezdindeki hesaptan sahte imza ile hazırlanan talimatla para çekilmesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle maddi tazminat isteminin kabulüne manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda davacının 22.03.2005 ile 30.06.2005 tarihleri arasında kollektif şirket hissedarı olup bu dönemde davalı … ile birlikte müşteren imza yetkisine haiz olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece bankacı, ticaret hukuku öğretim üyesi ve mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda ağır ceza mahkemesince alınan bilirkişi raporunda davacının imzasının taklit edilmek suretiyle bankalara verilen talimatlar başlığında davalı banka yönünden 33.356,00 TL olmak üzere toplam 226.177,00 TL paranın gizlendiği, ödemelerin 7 tanesinin …’ya bir tanesinin … Oto hesabına havale olarak gönderildiği, yapılan incelemede yapılan işlemlerin şirketin defter ve kayıtlarında yer almadığı, banka görevlisi grafoloji uzmanı olmasa da imza sahibi banka şubesine gelmeksizin kimlik kontrolü yapılmaksızın veya en azından telefon vs ile imzanın kişi tarafından atılıp atılmadığını, ödeme yönünden bir talimat olup olmadığı araştırılmaksızın banka şubesi dışında atılmış imzalardan oluşan adi yazılı bir belgeye dayanarak ödeme yapmasının ağır kusur oluşturduğu, bankanın telefonla teyit aldığına dair her hangi bir veriye rastlanmadığ belirtilmiştir.
Ek bilirkişi raporunda davacının imzası taklit edilmek suretiyle toplam 33.356,00TL ve davacının şirketten ayrıldığı tarih itibariyle işleyen faiziyle toplam 34.418,73 TL zarara uğradığı, kollektif şirketler kişi şirketi özelliği gesteren ve sorumluluk sisteminde ortaklarını ikinci derecede müteselsilen sorumlu kılan bir yapıya sahip olduğu, kollektif şirketlerde ana sermaye veya payların nominal değeri gibi hususlar bulunmadığı, şirketi için ayrılması gerekli kanuni yedek akçe vs ggibi düzenlemelere kollektif şirketler tabi olmadığı, bu nedenle şirketin uğradığı zararın ortaklara etkisi sermaye şirketlerine oranla daha doğru oranlı olduğu, davacının hisselerini kaç paradan devraldığı ve sattığına ilişkin bir belge dosyada bulunmadığı, davacının, şirketin uğradığı zarar tarihi itibariyle % 50 hiseye sahip olduğu ve bu hisseyi devrettiği anlaşıldığından davacının dolaylı zararı toplam zararın en fazla şirketin uğradığı zararın % 50’si oranıda olacağı, davacı tarafından daha fazla bir zarara uğradığı ispatlanmadıkça dosya kapsamından davacının uğradığı doaylı zarar 17.209,36 TL olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinini 2006/210E sayılı dosyasında alınan 27.07.2010 tarihli mali müşavir, hukukçu bilirkişi kurulundan alınan raporda, iddia konusu banka talimatların şirketin defter kayıtlarında rastlanmadığı, sanığın zimmetinde kaldığı, 30.06.2005 tarihli davacının hisse devrine dair tadil sözleşmesinin altında son durumu gösteren bilanço ve gelir tablosunun bulunmadığı, hisse devri ve değişiklik sözleşmesinin şirketin son mali durumunu göstermediği, bu sebeple şirketin tüm kayıtlarının tek düzen hesap planına uygun olarak kayıtları yapılmadan ve detaylı mizan alınıp incelenmeden fark edilmesinin zor olduğu ifade edilmiştir.
İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/210E/2011/246K sayılı kararında adli tıp ve frafoloji uzmanından alınan rapora göre sanığın katılanın yerine bir kısım talimat belgelerini imzaladığı, sanığın yine katılanın yerine çok sayıda şirkete çek imzalamak suretiyle kullandığı, bu paraların zimmetinde kaldığı gerekçesiyle resmi evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından cezlandırılmasına karar verilmiş, karar Yargıtay 15. C.D’nin 2013/27330 E, 2014/6493K sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir.
Böylelikle ceza mahkemesince verilen ve kesinleşen karardaki hukuk hakimini bağlayan maddi olgular ve her iki dosyada alınan bilirkişi raporları karşısında mahkemece yukarıda yazılı gerekçeyle maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi doğru olup davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Davalı tarafça davacının müterafik kusuru da kanıtlanmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı banka yönünden istinaf karar harcı olan 1.175,57 TL’den peşin alınan 234,60 TL’nin mahsubu ile bakiye 940,97 TL’nin davalı bankadan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı banka tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 11.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.