Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/742 E. 2022/996 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/742
KARAR NO : 2022/996

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19.01.2022
NUMARASI : 2021/184 Esas 2022/122 Karar
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 23.02.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.06.2022

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.01.2022 tarih 2021/184 Esas 2022/122 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tasfiye memuru … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, … Şti arasında 19.04.2018 ve 23.07.2018 tarihli genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, kredilerin ödenmemesi üzerine borçlunun hesabının 06.08.2020 tarihinde kat edilerek noter ihtarnamesi gönderildiğini, İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün 2020/1650E ve 2020/16151E sayılı takiplerin başlatıldığını, şirketin 25.08.2020 tarihinde herhangi bir bildirim yapılmadan tasfiye sonucu sicilden terkin edildiğini ileri sürerek, şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Müdürlüğü, şirketin tasfiye sürecine girdikten sonra 25.08.2020 tarihinde sicilden terkin olduğunu belirtmiştir.
Davalı tasfiye memuru …, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin tasfiye işlemleri sonucunda 25.08.2020 tarihinde sicilden terkin edildiği, şirket aleyhine İstanbul 1. İcra Müdürlüğü’nün 2020/1650 Esas ve 2020/1651 Esas sayılı dosyalarının derdest olduğu, şirketin davacı bankadan kullandığı kredi borçları kapatılmadan ve terkin işleminden önce şirket hakkında hesabın kat edilip aleyhine takip yapılmasına rağmen, bu borçlar ödenmeden tasfiye memuru …’ın kusuru ile şirketin terkin edildiğinin anlaşıldığı, 6102 sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince usulüne uygun tasfiye işlemleri yapılmadan şirket ticaret sicilinden silinse de, şirketin ihyası ile birlikte tasfiye memuru atanması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile şirketin İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün 2020/16150E ve 2021/16151 E sayıl takipleri nedeniyle borçların tasfiyesiyle sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına, sicile yeniden tesciline, davalı …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı tasfiye memuru … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı tasfiye memuru …, ihya edilecek şirketin bu borcu ödeme kabiliyeti bulunmadığını, pandemi döneminde yıkıcı ekonomik şartlar nedeniyle ayakta kalamaz hale geldiğini, buna rağmen piyasadaki tüm borçlarını ödediğini, sadece bankacılık sistemi içerisinde borcun kaldığını, icra dosyalarına hiçbir itirazı bulunmadığını, ancak şirketin ihyasıyla ekstra Bağkur, Maliye ve Ticaret Odası masrafları gibi şu an ödeme kabiliyeti olmayan şirkete ayrı bir yük getireceğini, bankaya olan borcun dahada ödenemeyecek hal aldığını, bankanın hiçbir yararı bulunmadığını, icra takip dosyalarında ayrıca şahsi kefaletinin söz konusu olduğunu, şirketin menkul ve gayrımenkul herhangi bir malvarlığı bulunmadığını, bankanın şahsi kefaletine dayalı olarak şahsi mal varlığından tasfiye edebileceğini, şirketin ihyası ile Bağkurun tekrar başlamasının tarafının SGK emekliliği sonucu hem prim günü hemde bağlanacak emekli aylığı yönünden son derece olumsuz etkileyeceğini, yeniden 4B(Bağkurlu) olması halinde yaklaşık 2000 gün daha fazla prim ödemesine neden olacağını, yeniden 4B’li olması halinde Şekerbank Personel Sandığından emekli olma imkanının ortadan kalkacağını, Bağkurdan emekli olması durumunda yaklaşık 2000TL civarında aylık bağlanacağını, Banka Sandığından emekli olması halinde ise bugünkü şartlarda 7.000 TL civarında maaş bağlanacağını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasın istemiştir.
GEREKÇE : Dava, TTK’nın 547. maddesi uyarınca tasfiye sonucu sicilden terkin olunan şirketin ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Somut olayda davacı bankanın genel kredi sözleşmelerine istinaden ihyası istenen şirket aleyhine başlattığı iki takip dosyasıyla ilgili olarak tasfiye nedeniyle sicilden terkin olunan şirketin ihyası isteminde bulunmuştur. Derdest icra dosyalarında taraf teşkilinin sağlanması için davacı bankanın şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunmakta olup şirketin malvarlığının bulunup bulunmadığı, şirketten tahsilat yapılıp yapılamayacağı taraf teşkili sağlandıktan sonra devam edecek takip dosyasında değerlendirilebilecek bir husustur. Tasfiye memurunun kendi kefaletinin dikakate alınarak ihya kararı verilmemesi isteminin alacaklının takdirinde olduğu, ihya kararı sonucu şirketin yeniden ihyası nedeniyle doğabilecek sorunların davacı alacaklıyı ilgilendirmediği, alacaklı bankanın şirketin ihyasını istemekte haklı olduğu anlaşılmakla davalı tasfiye memurunun tüm istinaf itirazları reddedilmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı tasfiye memuru …’ın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık oy birliğiyle karar verildi. 23.06.2022