Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/731 E. 2022/918 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/731
KARAR NO : 2022/918

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07.02.2022
NUMARASI : 2022/100 E.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 13.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.06.2022

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.02.2022 tarih 2022/100 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili, davacıların murisi …’ın … AŞ Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu, 02.09.2021 tarihinde vefat ettiğini, vefatı akabinde 6102 Sayılı TTK amir hükümleri gereğince … Grup Şirketlerinde davacılara miras payları oranında intikal eden hisse hak sahipliğinin tespiti ve geçişinin sağlanması, müvekkillerin hak sahipliğinin şirket pay defterlerine işlenmesi, paydan kaynaklanan haklarının temini talebi ile davalı şirket de dahil olmak üzere … Grup Şirketlerine 20.10.2021 tarihli ihtarname ile müracaat ettiklerini, … firmaları tarafından 26.10.2021 tarihli cevabi ihtarnamesi ile bu talebin ret edildiğini, davacıların murisinin vefatının ardından hisse senetlerine ve diğer bilgilere uluşma konusunda zorluk ve sıkıntı yaşadıklarını, davalı şirkete hisse senetleri ibraz edilmesine rağmen diğer 4 şirket ait hisse senetleri kabul edilip pay defterine kayıt edilmesine rağmen davalı şirkette payların haksız ve sebepsiz olarak usulüne uygun tescil talebinin yerine getirilmesinden imtina edildiğini, pay devri kabul edilemeyen ve genel kurula katılma ve oy kullanma hakkı kabul edilmeyen davalı şirketin, doğrudan pay sahibi olunan dava dışı bir diğer şirket olan … AŞ’ nin en büyük hissedarı olduğunu, TMK madde 2’de düzenlenen iyi niyet ilkesi ve TTK 493/1 ‘de düzenlenen eşit işlem ilkesine aykırı olduğunu ve iptalinin gerektiğini, müteveffa …’ın doğrudan hissedar olduğu 4 şirketteki paylarının pay defterine kaydedilmesine rağmen davalı şirketteki hisselerin kısıtlama olmaksızın kaydedilmemesi ve davalı şirketin …’in % 73,5 oranı hissesiyle en büyük şirketlerinden biri olması gerçeği karşısında müvekkillerinin genel kurula katılma ve oy kullanma haklarının kanuna aykırı olarak ellerinden alındığını ileri sürerek davanın kabulü ile söz konusu Yönetim kurulu kararının iptalini ile hükümsüzlüğünün tespitine müvekkillerine genel kurula katılma ve oy kullanma hakkını haiz hisse sahibi bulunduğunun tespiti ile bu hali ile şirket pay defterine herhangi bir kısıtlama olmaksızın tesciline, aksi kanaat halinde müvekkillerine mirasen intikal eden davalı şirket hisselerinin gerçek değerinin belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, ihtiyati tedbir talebi olarak da karar verilene kadar davalı şirketin genel kurul toplantısı yapma ve karar alma gibi tasarrufi işlem yapma hakkı ve yetkisi devam edeceğinden, şirketin adına kayıtlı malvarlığının 3. kişilere ve/veya … bünyesindeki ana şirket-yavru şirketlere devredilmesi ihtimali ve tehlikesi doğacağını, yargılama neticeleninceye kadar davalı şirketin hisselerinin, taşınır veya taşınmaz mallarının değerinin altında veya müvekkilin onay vermeyeceği 3. kişilere ve/veya … bünyesindeki ana şirket-yavru şirketlere zararlandırıcı şekilde devri halinde şirketin içinin boşaltılmış olacağını, müvekkillerinin kanundan doğan mali haklarının da ellerinden alınmış olacağını belirterek davalı şirket adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar ile şirket hisselerinin 3. kişilere devrinin önlenmesi için dava neticeleninceye kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, dava konusu iptali talep edilen yönetim kurulu kararının hüküm ve sonuçları doğuracak şekilde geçerli olmadığı, müvekkili şirket tarafından … mirasçıları olarak davacılara intikal eden pay senetlerinin TTK’nun 493-494. Maddeleri gereğince gerçek bedeli karşılığından satın almak hakkı uyarınca satın alınmasına karar verildiğini, 28.03.2022 tarihli ihtarname ile satın alma teklifinin davacılara tebliğ edildiğini, dava konusu yönetim kurulu kararının iptal edildiğini, bu nedenle geçerli hüküm ve sonuçlarını doğuracak bir yönetim kurulu kararı bulunmadığından davanın konusuz kaldığını savunarak esas hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davanın konusunun miras yoluyla geçen payların devrine ilişkin olduğu, davacının tedbir talebinin ise şirketin zarara uğratılmasına ilişkin bir iddiaya dayalı taleplerde değerlendirilmesi gereken bir dava konusuna bağlı olup, somut olayda böyle bir dava bulunmadığından tedbir talebinde hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili, dava dilekçesini tekrarla müvekkillerine murislerine miras yoluyla intikal eden davalı şirketteki hisselerin tespiti ve geçişinin sağlanması için davalı şirketi hisse senetlerini ibraz ederek başvurulmasına rağmen davalı şirket tarafından 06.01.2022 tarihli cevabı ihtarname ile ibraz edilen hisse senetleri için pay defterine genel kurula katılma ve oy kullanma haklarından yoksun olarak kayıt yapılmasına karar verildiğinin bildirildiğini, davalı şirket yönetim kurulu kararının yasal düzenlemelere açıkça aykırı olduğunu, müvekkilinin pay sahipliğinin usul ve yasaya uygun olarak pay defterine tescil olunmadığı gibi kabul anlamına gelmemek kaydıyla yasal süresi içerisinde de müvekkillerine payların gerçek değerini teklifi iletilmediğini, anonim şirketlerde nama yazalı paylar yönünden TTK’nun 490.maddesi uyarınca devir özgürlüğünün kural olduğunu, borsaya kote olmayan halka kapalı anonim şirketlerde TTK’nun 493.maddesi gereğince davalı şirketin payların devrine onay vermeyi haklı sebeple iki şekilde reddedebileceğini, ancak bu durumun irade devir halinde söz konusu olabilecek iken ölüm hali ile hisse devrenin gerçekleşmesi durumunun bir istisna teşkil ettiğini, miras yoluyla payların geçişi söz konusu ise haklı sebep iddiasının geçerli olmayacağını, sınırlamaların ortadan kalkacağını, davalı şirket yönetim kurulunca haksız ve gerçek dışı ithamlar ile pay devrinin genel kurula katılma ve oy kullanma hakları yönünden sınırlandırıldığının bildirildiğini, ancak kanunda pay defterine kayıt edilen ortağın kullanabileceği hakların sınırlandırılabileceğine dair bir düzenlemenin mevcut olmadığını, genel kurula katılma ve oy hakkının her pay sahibi için müktesep haklardan olup yönetim kurulu kararı ile ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını, aksi yönde alınacak kararların kanuna açıkça aykırı olup mutlak butlanla batıl ve geçersiz olduğunu, davalı şirketin yönetim kurulu tarafından usul ve yasaya aykırı olarak alınan yönetim kurulu kararının iptali için bu davanın açıldığını, müvekkillerinin genel kurul toplantılarına katılmaları yönetim kurulunun kararı ile haksız ve kötü niyetli olarak engellendiğinden ve genel kurul toplantılarında şirketi zararlandırıcı kararlar alınabileceği tehlikesi her an mevcut olması nedeni ile karar verilinceye kadar şirketin içinin boşaltılmasının önüne geçilmesi adına davalı şirketin taşınır ve taşınmazlarının satışının gerçekleşmemesi için ihtiyati tedbir talep edildiğini, ancak mahkemece hukuki yarar yokluğundan tedbir talebinin reddine karar verildiğini, mahkemece hatalı ve eksik değerlendirme yapıldığını, şirketin içinin boşaltılması halinde müvekkillerinin mağduriyetine sebep olacağını, yargılama neticeleninceye kadar davalı şirketin hisselerini, taşınır veya taşınmaz mallarının değerinin altında veya müvekkilinin onay vermeyeceği 3. Kişilere veya … bünyesindeki ana şirket-yavru şirketlere müvekkillerini zararlandırıcı şekilde devri halinde şirketin içinin boşaltılmış olacağını ve müvekkillerinin kanundan doğan mali haklarınında elinden alınmış olacağını, ihtiyati tedbir talebinin hukuka aykırı şekilde reddedildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını ve talebi doğrultusunda davalı şirket adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar ile şirket hisselerinin 3. Kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararının verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, davacılara miras yolu ile intikal eden davalı şirketteki paylarının pay defterine genel kurula katılma ve oy kullanma hakları kısıtlanarak kayıt edilmesine dair verilen davalı şirket yönetim kurulu kararının iptali davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olayda, davacılar vekili, davacılara miras yolu ile intikal eden davalı şirketteki paylarının pay defterine genel kurula katılma ve oy kullanma hakları kısıtlanarak kayıt edilmesine dair davalı şirket yönetim kurulunca karar verildiğini ancak kanunda pay defterine kayıt edilen ortağın kullanabileceği hakların sınırlandırılabileceğine dair bir düzenlemenin mevcut olmadığını, genel kurula katılma ve oy hakkının her pay sahibi için müktesep haklardan olup yönetim kurulu kararı ile ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını, aksi yönde alınacak kararların kanuna açıkça aykırı olup mutlak butlanla batıl ve geçersiz olduğunu ileri sürerek yönetim kurulu kararının iptali istemiyle açtığı davada davalı şirket adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar ile şirket hisselerinin 3. kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Yönetim kurulu kararının iptaline ilişkin davada, davalı şirket adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar ile şirket hisseleri dava ve uyuşmazlık konusu olmadığından taşınır ve taşınmaz mallar ile şirket hisseleri ile ilgili olarak HMK’nın 389. maddesindeki şartlar bulunmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karar sonucu itibariyle doğru bulunmuş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 52,30 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyen davacılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 13.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.