Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/721 E. 2022/688 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/721
KARAR NO : 2022/688

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08.03.2022
NUMARASI : 2022/290 Esas 2022/308 Karar
DAVANIN KONUSU : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 27.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27.04.2022

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.03.2022 tarih 2022/290 Esas 2022/308 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin uzun süredir hiçbir ticari faaliyette bulunmadığını, Bodrum 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/406 E.sayılı dosyasında şirket defterlerine gereksinim bulunduğunu ancak bu defterlerin tüm aramalara rağmen bulunamadığını, ayrıca 10 yıllık saklama sürelerinin de dolmuş bulunduğunu ileri sürerek davacı şirkete ait şirket defterlerinin ziyaına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince iddia ve toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; TTK hükümlerine göre zayi nedeniyle belge verilmesi sebeplerinin TTK’nın 82/7 maddesinde sayıldığı, davacının dayandığı sebeplerin kanunda belirlenen sebeplerden oluşmadığı, ayrıca zayi belgesi talep eden şirketin basiretli bir tacir olarak defter muhafazasında kusurlu olduğundan talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, Bodrum CBS’nin 2020/1770 soruşturma nolu dosyasında ticari defterlerin temini için yapılan araştırmada muhasebeci beyanına göre kendisinde olmadığı ve kimin aldığının bilinmediğinin beyan edildiğini, soruşturma dosyası incelenseydi basiretli bir tacir olmaktan bahsetmenin hayatın olağan akışına aykırı olacağının anlaşılacağını, defterler bulunamadığı için şirketin temsil sorununun çözülemediğini, şirket hakkındaki takipler ve davalarda şirketin temsilinin sağlanması ve zarara uğramaması için defterlerin zayii talebinin reddedilmesinin yasanın açık hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, davacı şirkete ait ticari defterlerin kaybolması nedeniyle zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 355. maddesi gereği istinaf incelemesi istinafa başvuran davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen gözetilerek yapılmıştır.
TTK’nun 82/7 maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.” düzenlemesini içermektedir. Yasa düzenlemelerinden de anlaşılacağı üzere, zayi belgesini verilmesini gerektirecek haller yasa koyucu tarafından sınırlı şekilde sayılmış bulunmaktadır.
Davacı taraf bir şirket olup, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunmaktadır. Somut olayda davacı taraf, müvekkili şirketin hakkında devam eden bir davada şirketi temsilen müdür atanabilmesi için defterlerin bulunamadığı ve bu nedenle müdür atanamadığı ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, ayrıca ve açıkça 10 yıllık saklama sürelerinin de dolmuş olduğunu beyan etmiştir. Dava sebebi, 6102 sayılı yasa, 82/7 maddesinde talep edilen sebepler içinde bulunmamaktadır. Davacı tarafça açıkça ifade edildiği üzere 10 yıllık saklama süreleri dolmuş olduğu beyan edildiğine göre konuyu düzenleyen TTK nın 82/7 maddesi uyarınca kanuni saklama süresi içinde ziyaa uğrayan belgeler için zayi davası açılabileceğinden davacının talebi bu yönden de yasanın aradığı şartları taşımamaktadır.
Somut olayda davacı tarafça haklarında devam eden bir davada şirketin temsilinin sağlanması için defterlerin bulunmadığı ve ziyaı istenmiş bulunmaktadır. Dosya kapsamı ve delil durumuna göre basiretli davranmakla yükümlü olan davacı şirketin basiretli bir şekilde defterleri muhafaza etmediği, hakkında açılan bir davada şirkletin temsilinin sağlanması için ihtiyaç duyulması nedeniyle defterlerin bulunamadığı ileri sürülmüş olup, davaya konu defterlerin basiretli bir şekilde muhafaza edilmediği ve bu yönde de istemin inandırıcılığı olmadığı ve buna göre ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu ve istinaf isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde yapılan incelemede istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu harç ve yargılama giderlerinin, istinaf yoluna başvuran davacının üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27.04.2022