Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/654 E. 2022/624 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/654
KARAR NO : 2022/624

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03.03.2022
NUMARASI : 2022/11 D.İş. 2022/11 K.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 14.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.04.2022

İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.03.2022 tarih 2022/11 D.İş 2022/11 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkili bankanın borçlu şirkete ve kefil olan borçlulara kullandırılan krediler nedeniyle alacaklı olduğunu, müvekkili banka ile kredi borçlusu şirket tarafından bu şirketi lehine kredi kullandığını, diğer borçluların müteselsil kefil olduklarını, sözleşme hükümlerinin yerine getirilmemesi üzerine hesap kredi kredi kartlarının kat edilerek ihtarname keşide ettiklerini ileri sürerek İİK 257.maddesinde belirtilen şartların gerçekleştiğinden ihtiyati haciz talebinde bulunması üzerine mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ihtiyati haciz isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İTİRAZ : İhtiyati hacze itiraz eden vekili, ihtiyati haciz kararına dayanak teşkil eden ihtarnamenin gönderilmesinden sonra müvekkileri tarafından ödemeler yapılmış olup sonrasında tarafların yeni bir ödeme planında anlaşarak borcu taksitlendirdiklerini, buna ilişkin ödeme planı ve tablosu ile yapılan ödemelerin dilekçe ekinde sunulduğunu, buna göre kat ihtarından sonra tarafların yeni bir ödeme planında anlaştıklarını, müvekkilini temerrüde düşürülebilmesinin yeni bir ihtarname ile mümkün olduğunu, yeni bir ihtarname olmadığından temerrüdün söz konusu olmadığını, bu bakımdan ihtiyati haciz talebinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkillerinden …’un borçlu şirketin ortağı olmadığını, BK 584 maddesi gereğince kefaletinde eş rızasının gerektiğini, eş rızası olmadan yapılan kefillik durumunun geçersiz olduğunu, bu müvekkilinin kefaletinde eş rızası bulunmadığını, bu nedenle ihtiyati haczin usule aykırı olduğunu, aynı şeklide müvekkili …’un da kefaletinde eş rızası olmadığından geçersiz olduğunu, ayrıca davacının alacaklarının rehinle temin edilmiş olup davacının da kabulünde olduğunu ve dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, rehinle temin edilmiş alacağın borçlusu iflasa tabi olsa bile ancak rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabileceğini, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece duruşma açılarak yapılan inceleme neticesinde, alacaklı banka tarafından kat ihtarının tebliğinden sonra alacaklı ile borçlu şirket ve kefil … arasında 25.10.2021 tarihli kredilerin yeniden vadelendirilmesi taahhütnamesinin imzalandığı, kat ihtarından sonra kredilerin yeniden vadelendirildiği, bu durumda kat ihtarının sonuçsuz kaldığından söz edilemeyeceği, buna göre itiraz eden kefiller … ve … yönünden TBK nın 586 maddesi ile İİK nın 257 madde koşulları oluşmadığından bu kefiller yönünden ihtiyati haciz kararına itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati haciz isteyen vekili, yerel mahkemece eksik inceleme ile değerlendirme yapılarak yasaya aykırı karar verildiğini,25.10.021 tarihli yapılandırma sözleşmesi uyarınca yapılandırma taksitlerinin ödendiğine dair borçlu tarafça herhangi bir delil ya da ödeme dekontu sunulmadığından ihtarın sonuçsuz kalmadığından bahsedilmesinin mümkün olmadığını, yapılandırma sözleşmesi uyarınca borçlu tarafça ödeme dekontu sunulmadığı gibi mahkemece bir araştırma da yapılmadığını, araştırma yapılsaydı yapılandırma sözleşmesi uyarınca herhangi bir ödeme yapılmadığının tespit edilebilecek olup kefiller hakkında ihtiyati haciz kararında usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığının anlaşılabileceğini, yapılandırma kapsamında herhangi bir ödeme yapılmadığını, kefilleri yönünden İİK 257 deki şartların mevcut olmakla ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının yasaya aykırı olduğunu, müvekkili alacağının kredi hesaplarının kat edilmesiyle muaccel hale geldiğini, ithtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat yeterli olup dosya kapsamından yaklaşık ispatın da mevcut olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE :Talep; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik ihtiyati hacze ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle itirazın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Buradaki ispat, esas davadaki gibi tam bir ispat değildir. İİK’nın 257. maddesine göre, ihtiyati haciz istenebilmesi için alacağın vadesinin gelmesi ve rehinle temin edilmemiş olması gerekmektedir. Adı geçen yasanın 45. maddesinde rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebileceği belirtilmiş, TBK’nın 586/1 maddesinde de kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceği, ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerektiği açıklanmıştır. Dosyada, sunulmuş herhangi bir ipotek belgesi bulunmamaktadır.
Davacı tarafın dayandığı genel kredi sözleşmesi borçlu şirketin asıl, diğer borçlu şahısların ise müteselsil kefalet imzalarının bulunduğu, 24.12.2015 tarihli genel kredi sözleşmesi ile kefalet sözleşmesi ve Beşiktaş 17 Noterliğinin 23.12.2020 tarih ve 74734 yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesine dayanmaktadır. Somut olayda borçlular ihtiyati hacze itirazlarında hesap kat ihtarından sonra tarafların bir araya gelerek birlikte mutabakata varmak suretiyle yeni bir ödeme planında anlaşarak talebe konu kredi borcunu yapılandırdıklarını, yeniden temerrüde düşebilmek işçin ancak yeni bir ihtarname ile mümkün olduğunu ileri sürerek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmişlerdir. İtiraz eden tarafın dilekçe ekinde sunduğu ve alacaklı tarafın da kabulünde bulunduğu üzere, bu ihtiyati hacze dayanak olan Beşiktaş 17 Noterliğinin 23.12.2020 tarih ve 74734 yevmiye nolu ihtarnamesinden sonra alacaklı banka ile davalıların 25.10.2021 tarihli kredilerin yeniden vadelendirilmesi taahhütnamesi uyarınca talebe konu kredi borcunun yapılandırıldığı ve ödeme planı düzenlendiği anlaşılmaktadır. Alacaklı tarafça da borcun yapılandırıldığı hususu bilinmekte olup dosya kapsamına göre kabullerindedir. Bu durumda somut olayda alacaklı banka tarafından her ne kadar asıl borçlu ve kefiller yönünden 21.12.020 tarihli hesap kat ihtarnamesi ile hesabın kat edilip muaccel hale geldiğinden bahisle ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş ve mahkemece de kabul edilmiş ise de alacaklı tarafça da inkar edilmeyen ve dosyaya sunulan kredilerin yeniden vadelendirilmesine yönelik 25.10.2020 tarihli taahhütnameye göre borcun hesap kat ihtarnamesinden sonra tekrar yapılandırılarak vadelendirildiği, buna göre somut olayda hesap kat ihtarnamesine göre vadelendirilen yeni yapılandırma dönemine ilişkin herhangi bir hesap kat ihtarnamesi düzenlenmeden yeni dönem için itirazları kabul edilen borçlular yönünden yeni bir hesap kat ihtarnamesi düzenlenmeden temerrüde düşürülmeleri mümkün bulunmadığından mahkemesince kefiller yönünden ihtiyati haciz kararının kaldırılmasında usul ve yasaya aykırı bir durum görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati haciz talep eden alacaklı yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 52,30 TL’nin ihtiyati haciz isteyen alacaklıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14.04.2022