Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/644 E. 2022/601 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/644
KARAR NO : 2022/601

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19.01.2022
NUMARASI : 2021/613 E. 2022/123 K.
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 12.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.04.2022

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.01.2022 tarih 2021/613 Esas 2022/123 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, müvekkili tarafından Marmaris İş Mahkemesi 2017/10 E. sayılı dosyasında dava dışı sicilden terkin edilen … Şti’nin tasfiye edilmiş olduğunu, İş Mahkemesindeki davanın hüküm kurularak kesinleştiğini, o davada müvekkilinin alacaklarına hükmedildiğini, alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirketin tasfiye edilmiş olduğunu ve alacağın tahsil edilmediğini, davalı …’nın bu şirketin ortağı ve yetkilisi olup tasfiye memuru olarak atanıp tasfiyeyi sonlandırdığını ileri sürerek dava dışı şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı tasfiye memuru, davacı iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin Marmaris’te turizm işi yapıp 2012 yılında otelin 3.kişiye kiraya verdiğini, 2015 yılında da Katarlılara sattığını bu nedenle 2012 yılından beri fiilen ticari yaşamını sonlandırdığını, 2015 yılından itibaren davaya konu şirketin tasfiye sürecine girilip bürokratik işlemlerin sürdüğünü ardından şirketi tasfiye ederek Türkiyedeki ticari hayatını sonlandırdığını, tasfiye sürecinde 3 kez alacaklılar için çağrı ve ilanlar yapıldığını ancak davacının başvurmadığını, zira o tarihte alacağı olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …. cevabında dava dışı şirketin tasfiye sonucu terkin edildiği, kendilerinin yasal hasım olması sebebiyle müvekkili kurum aleyhine harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, Marmaris İş Mahkemesi’nin 2017/10 E. 2018/70 K. sayılı dosyasında işçilik alacakları nedeniyle açılan davada davanın kabulüne karar verilip kararın kesinleştiği, şirket aleyhine İstanbul 23. İcra Müdürlüğünün 2018/32084 esas sayılı dosyasında takip yapıldığı, tasfiye memurunun davacının alacağını teminat altına alması gerekirken almadığı, yerleşim yeri adresinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulü ile dava dışı şirketin İstanbul 23. İcra Müdürlüğünün 2018/32084 sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına ve ticaret siciline yeniden tesciline, tasfiye işlemlerini yürütmek üzere tasfiye memuru olarak davalı …’nın atanmasına karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … vekili, müvekkilinin borcun varlığını bilmediği, dayanak gösterilen 2017/10 E. sayılı davanın müvekkiline tebliğ edilmediği, yurt dışında davadan haberinin olmadığı ve bu nedenle usuli haklarını kullanamadığı dosyasında açıkça belli iken tebliğ işlemleri incelenmeden mahkemece hata yapıldığını, bu yönde delil toplanmadığını, dayanılan davanın 2017/10 E. sayılı dosyasının 2017 de açıldığını, davadan önce 2015 yılında tasfiyenin başlayıp yine davadan önce planların yapıldığını, bunların incelenmesi halinde borcun bilinmediğinin açığa çıkacağını, eksik inceleme ile yasaya aykırı karar verildiğini, dava dosyasındaki tebligat şekillerinin incelenmediğini ve göz önüne alınmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE : Dava, ortaklar kurulu kararı ile tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilen şirketin TTK’nın 547. maddesi uyarınca ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 547/1. maddesinde; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davacı vekili, tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılan hizmet tespiti istemli Marmaris İş Mahkemesinin 2017/10 Esas sayılı dosyasında dava açılmış o davada yargılama yapılarak davanın kaldırma kararı verilmiş, kararın kesinleşmesi üzerine İstanbul 23. İcra Müdürlüğünün 2018/3284 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış, icra takibi sırasında davalının sicilden terkin olduğu nedeniyle alacağa kavuşamaması ileri sürülerek terkin olunan şirketin bu takip dosyası ile sınırlı olarak ihya kararı verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince terkin edilen şirketin …ndan celp olunan yazı cevabına göre ortaklar kurulu kararı ile tasfiye sürecine girerek 05.09.2019 tarihinde sicilden silinerek feshedildiği anlaşılmıştır. Marmaris İş Mahkemesinin 2017/10 E. 2018/70 K sayılı dosyasında celp olunan yazı cevabında davacının ihyasını istediği şirket hakkında bir kısım alacaklarının tahsili için açtığı davanın kabulüne karar verilip kesinleştirildiği, dosya kapsamından sabittir. Yargılama aşamasında dosyaya celp olunan İstanbul 23. İcra Müdürlüğünün 2018/32084 E. sayılı takip dosyasının tetkikinde davacı tarafın kesinleşen iş mahkemesi kararının 10.09.2018 tarihi itibariyle tahsili için terkin edilen şirket aleyhine takip başlatıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre davacı tarafça iş ilişkisinden kaynaklanan alacak davası ve kesinleşen ilamın terkin edilen şirketin sicilden terkin edilmesinden evvel takibe konulduğu dosya kapsamında sabit olup bu hususu ihtilaf konusu değildir. Dosyaya celp olunan ticaret sicil kayıtlarında davalı tarafın ihyası istenen şirketin tasfiye işlemlerini yürüttüğü ve tasfiyenin tasfiye memuru olarak davalı tarafça diğer ortak … ile birlikte sonlandırıldığı, davalının aynı zamanda resmi ortak olduğu anlaşılmaktadır. TTK 547. maddeye göre açılan ihya davalarında süre söz konusu değildir. Davacının açtığı hizmet tespiti ve alacak davası ile icra takip talebinin süresinde açılıp açılmadığı da ihya davasında değerlendirilecek bir husus değildir. İhya kararı verilebilmesi için tasfiye memurlarının tasfiye işlemlerinde kusurlarının bulunması ve hizmet tespiti davasının tasfiye işlemleri tamamlanmadan önce açılması gerekmez. TTK’nın 547/2. maddesinde “Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmüne yer verilmiş olup, ek tasfiyeye ilişkin prosedür emredici ve kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemece şirket hakkındaki icra takip dosyası ile sınırlı olarak ihya ve ek tasfiye işlemlerinin yapılması için tasfiye memuru atanmasına dair verilen karar yerindedir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …’nın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalı …’nın yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.12.04.2022