Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/629 E. 2022/858 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/629
KARAR NO : 2022/858

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23.02.2022
NUMARASI : 2022/11 D.İş . 2022/11 K.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 01.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01.06.2022

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 23.02.2022 tarih 2022/11 D.İş 2022/11 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden vekilince istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir talep eden vekili, “…” markasının 28.06.2019 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle müvekkili adına tescil edildiğini, müvekkili şirket tarafından 2021 yılında 12 milyon TL reklam ve tanıtım gideri yapıldığını, karşı tarafların ise müvekkiline ait markaya tecavüz ve haksız rekabette bulunarak “…” kelimesinin başına “…” getirerek “…” ismi ile aynı tarz ve aynı işlevsellikte ve formda ürünleri satışa sunduğunu iddia ederek, aleyhine ihtiyati tedbir istenilen taraflarca piyasaya sürülen müvekkilinin tescilli markası olan “…” ile iltibas oluşturmak sureti ile üretim ve satışı yapılan “… …” markalı saç, cilt ve vücut ürünlerinin satıştan kaldırılması, toplatılması, Türkiye sınırları içinde ve özellikle … isimli alışveriş sitesinde satıştan kaldırılması, markanın kullanılmasının önlenmesi, markaya tecavüz ve haksız rekabete neden olan fiillerin durdurulması, iltibas yaratan ürünlerin yediemine teslimi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, ihtiyati tedbir isteminin duruşmalı olarak değerlendirilmesine karar verildiği, toplanan deliller ve karşı tarafın sunduğu bilirkişi raporları dikkate alındığından, markaya tecavüz iddiası yönünden SMK 159 uyarınca yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği, tasarıma tecavüz iddiası ise teknik inceleme ile ele alınacak nitelikte olduğu, bu aşamada tasarıma tecavüz yönünden tedbir talebinin yerinde olmadığı, kaldı ki Sınai Mülkiyet Hakkına tecavüz halinde hangi mahkemenin yetkili olacağının SMK 156 maddesinde düzenlendiği, talep edenin ve karşı tarafın ikametkahının İzmir olmadığı, karşı taraf vekillerinin duruşmadaki yetki itirazları dikkate alınarak 6100 sayılı HMK’nın 390. Maddesi uyarınca mahkemenin yetkili olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir talep eden vekili, SMK madde 156/3’te “Sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir.” düzenlemesi bulunduğunu, aleyhine tedbir istenilen karşı taraflarca internette ve özellikle … isimli alışveriş sitesinde tedbir talebine konu ürünlerin satışı yapıldığından müvekkilleri aleyhine zarar ve ticari etkilerin görüldüğü yerin, internet satışı nedeniyle tüm Türkiye olduğundan İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi de yetkili bulunduğundan ve yine HMK hükümlerinde farklı yer mahkemelerinden aynı konuda tedbir istenemeyeceğine dair hüküm de bulunmadığından Mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, haksız rekabet yönünden de değerlendirme yapılmadığını, müvekkillerinin müşteri çevresi aldatıldığı gibi 12 Milyon TL’nin üzerinde ciddi yatırım yapılan ve zorluklarla elde edilen haklara ve birikimlere karşı taraflarca zarar verildiğini, … kelimesinin Türkçe’de … anlamına değil … anlamına geldiğini, müvekkillerinin bu ibareye kendi markasının tanınırlığı ve sorumluluk potansiyeliyle tüketiciler nezdinde ciddi bir ayırt edicilik özelliği kazandırdığını, müvekkillerinin marka isminin asıl unsuru olan “…” ibaresinin yazılı olduğu ürün ambalajlarının altında müvekkillerin tescilli markasının başındaki isimler- … yerine …- değiştirilerek kullanıldığını, karşı taraf şirketler basiretli bir tacir gibi davranmakla yükümlü olup, müvekkillerinin markasını ve kullandığı marka ile karışma durumunu ve bunun markaya yanaşma tabir edilen haksız bir kullanımı ifade ettiğini bilmesi gerektiğini, mahkemece teknik inceleme dahi yaptırılmadan talebin reddedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “İhtiyati Tedbir Talebi ve İhtiyati Tedbirin Niteliği” başlığını taşıyan 159. maddesinde, bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişilerin dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilecekleri, ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, madde metninde; açıkça davalının kullanımının ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etme koşulu aranmış olmakla, geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir koşullarını genel olarak düzenleyen HMK’nın 389 vd. maddelerinde kabul edilen yaklaşık ispat ölçütünün (HMK’nın 390/3. m.) üzerinde, daha güçlü bir ispat şartı getirilmiştir. Buna göre, talep edenlerin tedbir taleplerinin kabulü için karşı tarafın kullanımlarının tedbir talep edenin sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil ettiğinin ispatı gerekli olup, bu hususun da ancak yargılama sırasında gerekli deliller toplanarak, toplanan delillere göre ürünler üzerinde uzman bilirkişiler aracılığıyla yaptırılacak inceleme sonucu anlaşılabilecektir.
İhtiyati tedbir isteyen vekili, müvekkili şirkete ait 61459 tescil nolu “…” markasına karşı tarafın tecavüz ettiğini ileri sürerek karşı tarafın müvekkili adına tescilli “…” markası ile iltibas oluşturmak sureti ile üretim ve satışı yapılan “… …” adlı saç, cilt ve vücut ürünlerinin satıştan kaldırılması, toplatılması, Türkiye sınırları içinde ve özellikle … isimli alışveriş sitesinde satıştan kaldırılması, markanın kullanılmasının önlenmesi, markaya tecavüz ve haksız rekabete neden olan fiillerin durdurulması, iltibas yaratan ürünlerin yediemine teslimi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İhtiyati tedbir talep eden … Şti. ve … tarafından aynı kişilere karşı Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2022/7 D.İş sayılı dosyasında aynı sebeplere dayalı olarak 03.02.2022 tarihinde tespit isteminde bulunulduğu, mahkemece alınan 09.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda davalıların “… …” ibareli ürünlerinin, tespit isteyen davacıya ait tescilli markadan ve tespit isteyenin fiili kullanımından farklı olduğu, iki marka arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığının bildirildiği, sözü edilen bilirkişi raporu ve eldeki dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, bu aşamada ihtiyati tedbir isteminin kabulü için SMK’nın 159. maddesinde yer verilen sınai mülkiyet haklarına özgü ispat koşulunun ve yasal şartların oluşmadığı sonucuna varılmakla; mahkemece ihtiyati tedbir isteminin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati tedbir talep eden vekilinin dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep edenler vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep edenler yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 52,30 TL’nin ihtiyati tedbir talep edenlerden tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbir talep edenlerin yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.01.06.2022