Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/579 E. 2022/549 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/579
KARAR NO : 2022/549

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2021
NUMARASI : 2021/479 Esas 2021/108 Karar
DAVANIN KONUSU : Sigorta
KARAR TARİHİ : 01.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01.04.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı Manisa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29.11.2021 gün ve 2021/479 Esas 2021/108 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkiline ait kiraz bahçelerinin davalı şirkete don, dolu ve benzerleri hasarlar için tarım sigortası yaptırdığını, 21.04.2019 tarihinde oluşan don olayından sonra hasar oluştuğunu, davalı tarafa ihbarda bulunduğunu, davalının teminat kapsamında olmadığı gerekçesiyle hasar ödemesi yapmadığını ileri sürerek teminat kapsamında olan hasar bedelinin ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, talebi poliçe teminatı dışında olup müvekkilinin tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, davacının ihbarı üzerine ziraat mühendisi eksperler tarafından inceleme yaptırıldığını, buna göre don etkisinin teminat başlamadan önce tomurcuk döneminde gerçekleştiğinden teminat kapsamı dışında olduğunu ileri sürerek özetle davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava, cevap dilekçesi, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerledirilerek davacıya ait tarım ürünlerinin hasarlanmasından kaynaklanan ve sigorta poliçesi gereğince davalıdan tahsili istemiyle açılan davada davacının tüketici konumunda bulunmadığı, sigorta hükümlerinin TTK’da düzenlendiği, 7155 sayılı yasanın 18 ve 20.maddesi gereğince zorunlu arabuluculuğa tabi olup bu dava şartının bulunmadığı kanaatine varılarak dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, dava şartı noksanlığının davanın esasına girilmeden önce hak edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş, ancak hüküm anında bu noksanlık giderilmişse başlangıçtaki dava şartı noksanlığından dolayı davanın usulden reddedilemeyeceğini, Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinin hükmünü açıkladığı 29.112021 tarihinde müvekkili tarafından arabuluculuk şartının yerine getirildiğini, yerel mahkemece bu husus dikkate alınmadan usul ekonomisi gereği müvekkiline süre verilip bu eksikliğin tamamlanması istenilmeden davanın usulden reddine karar verildiğini, bu nedenle yerel mahkeme kararının bozulmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE :Dava, bitkisel ürün sigortası poliçesi kapsamında davalı tarafça davalıya sigortalanan taşınmazlardaki tarım ürünlerinin don nedeniyle hasarlanmasından kaynaklanan hasar bedelinin sigorta poliçesi gereğince davalıdan tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesine eklenen 5/A- 1 maddesinde ” Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ” düzenlemesi getirilmiş olup, bu madde hükmüne göre, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen mutlak ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir. Ayrıca, her iki tarafın tacir ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğu davalar, nisbi ticari dava olup, nisbi ticari davalardan kaynaklanan alacak ve tazminat talepleri de, zorunlu arabulucu kapsamındadır. 7155 sayılı yasanın 18/ A-2 maddesi uyarınca dava şartı olarak ticari davalarda zorunlu arabuluculuk söz konusu olduğunda ve taraflar uyuşmazlık hakkında arabulucuya başvurmadan dava açtığında, dosya üzerinden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Somut olayda; davacı çiftçi olup taraflar arasında düzenlenen sigorta sözleşmesi davacının üreteceği ziraat ürünlerine ilişkin olarak düzenlenmiş olup davacı tarafça bu ürünlerin don nedeniyle uğramış olduğu ve sigorta poliçesinde teminat altına alınan haar bedeli tazminatı talep edilmektedir. Davacı taraf dava konusu olayda tüketici konumunda değildir. Sigorta hükümleri TTK’da düzenlendiğinden, davalı sigorta hakkındaki dava mutlak ticari dava niteliğindedir. Davalı sigorta şirketi hakkındaki tazminat istemli davanın mutlak ticari dava olması ve 7155 sayılı yasanın 18/ A-2 maddesi uyarınca ticari davalarda zorunlu arabuluculuğa başvuru şartı yerine getirilmeden davanın açılması halinde mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir. Yasal düzenlemede aranan arabuluculuk yolu ile davanın sonuçlanmamış olmasının dava tarihinde var olması gerektiği, somut olayda dava tarihinden arabuluculukla ihtilafın çözümlenmediği, ihtilaf konusu olmadığı açık olup, buna göre davanın usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01.04.2022