Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/577 E. 2022/764 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/577
KARAR NO : 2022/764

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10.01.2022
NUMARASI : 2021/932E.
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 16.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16.05.2022

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.01.2022 tarih 2023/932 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, müvekkili ve davalıların … Şti’nin eşit paylı ortakları olduğunu, her bir ortağın diğer ortaklarla birlikte müşterek temsil yetkisi bulunduğunu, davalı …’ın 25.02.2021 tarihinde dava dışı … A.Ş. ile şirket kaşesine tek imza atmak suretiyle “satıcı komisyon sözleşmesi-emlak komisyoncusu ile mal sahibi arasında yetki sözleşmesi” imzaladığını, hazırlık aşamasından bilgi sahibi olan müvekkilinin bu sözleşmenin imzalanmış olduğundan haricen ve kendi çabaları ile haberdar olduğunu, sözleşmenin imzası için gelme/katılma/bilgi alma talepleri davalı tarafından savuşturulduğunu, ön hazırlıkları … şirketi tarafından yapılan dava dışı … isimli yabancı menşeili şirket ile … şirketi arasında kurulan yazılı satım sözleşmesinde davalının kendisi için 1000.000 Euro komisyon bedeli koyarak müvekkilinin ortağı olduğu şirketi ve şirket ortaklarını saf dışı bıraktığını, 05.05.2021 tarih 2021/1 nolu karar ile çağrı usullerine uymadan müvekkili adına sahte imza ve yine muhtemelen diğer davalı adına da sahte imza atmak suretiyle davalı …’nun payını devralmaya yönelik karar aldığını, … şirketi tarafından … şirketi ile çıkan olası anlaşmazlıklar sonucunda yine komisyon ve yetki sözleşmesi süresi ve şartları çerçevesinde taşınmazların dava dışı … A.Ş’ye satıldığını, böylelikle davalı …’ın şirketi ve ortaklarını zararlandırıcı işlemler yaptığını, şirketi temsil yetkisini kötü kullandığını, diğer davalının ise şirket ile hukuki ve kaydilik dışında hiçbir bağı kalmadığını ileri sürerek, davalıların yönetim ve temsil hakkının kaldırılması istemiyle açtığı davada şirkete kayyım tayinine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, müvekkilinin, şirket yönetiminin 05.05.2021 tarih 2021/1 nolu kararıyla hisselerini davalı …’a devrettiğini, müdürlük görevinin sona erdiğini, davacının da anılan karara bizzat katıldığını, müvekkilinin müdürlük görevi sona erdiği için müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin herhangi bir işlemi tek başına yapmasının söz konusu olmadığını, davacı ile whatsapp yazışmalarından dava dilekçesinde geçen satış işlemine aracılık faaliyetinden davacının haberdar olduğunun anlaşılacağını, davacının süresi içinde komisyonculuk belgesi almadığını, yapılacak işlemlerin ancak müştereken ifa edilmesi gerektiği için taşınmaz sahibi …. Şti’nin müvekilinin ortağı olduğu şirkete işi vermekten vazgeçtiğini, taşınmazın bir başka komisyon şirketi tarafından … A.Ş’ye satıldığını, taşınmazın devrinde müvekkilinin ortağı olduğu … Şti’nin herhangi bir katkısı bulunmadığını, adı geçen şirketlere yazı yazılması halinde komisyon adı altında bu şirketlerden tahsilat yapılmadığının ortaya çıkacağını, bu doğrultuda davacıdan bir şey saklanmadığını, müvekkilinin davacının hissesini devralmak veya kendi hissesini davacıya devretmek üzere ihtarname gönderdiğini, diğer davalının hissesini müvekkiline devri neticesinde şirketin iki ortaklı hale geldiğini, ortaklık ilişkisi gereği yükümlülüklerini yerine getirmeyen emlak komisyon faaliyeti yürüten şirkete alması gereken emlak komisyonculuğu belgesi temin etmeyen, iş ilişkisini çekilmez hale getiren davacı hakkında ortaklıktan çıkarılma davası açacaklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davacı ve davalı …’ın kayyım atanması talep edilen şirketin müşterek imza ile yetkili temsilcileri olduğu, dolayısıyla müşterek imza ile şirket adına işlem yapılabileceği, tarafların haklılık durumlarının yargılama sonucunda anlaşılabileceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, davalı …’ın şirketin iştigal ettiği konularda tek başına hareket edip kazancı kendi adına iktisap etmeye çalıştığını, şirket ve işleri hakkında müvekkilinin bilgi ve belge taleplerini yerine getirmediğini, …’nın payını müvekkili adına sahte imza atmak ve çağrı toplantı usullerine uymamak suretiyle genel kurul kararıyla devraldığını, birçok kötü niyetli iş ve işlemler yaptığını, dava dilekçesinde geçen söz konusu protokol, sözleşme, fesih vs evrakların hiçbirinde müvekkilinin imzasının yer almadığını, tüm işlemlerin davalı … imzasıyla gerçekleştirildiğini, müvekkilinin tek başına temsil yetkisi olmaması nedeniyle şirketin uğramakta olduğu zarara karşı herhangi bir önlem alamadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin nedenlerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olayda, limited şirket müdürünün azli istemiyle açılan davada şirkete kayyım tayinine ilişkin tedbir isteminde bulunulmuştur. Dosya kapsamından davalı müdür … ile davacının şirketi müştereken temsile yetkili olduğu, şirkette organ boşluğu bulunmadığı, şirketin tek başına temsil yetkisinin hiç kimseye verilmediği, şirketin zarar uğratıldığına dair yaklaşık ispat koşulunun şimdilik yerine getirilmediği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir isteminin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 52,30 TL’nin ihtiyati tedbir talep edenden tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16.05.2022