Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/566 E. 2022/626 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/566
KARAR NO : 2022/626

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07.02.2022
NUMARASI : 2020/95 E.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 15.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.04.2022

İzmir 6 .Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.02.2022 tarih 2020/95 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ve TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, davacının davalı şirket müdürünü kurduğu şirkete 1/2 pay vererek ortak ettiğini, 03.10.1995 tarihinde davalı şirketi kurduklarını, geçen 24 yılda faaliyet gösteren şirketin kanuni toplantılarının dahi yapılmadığını, şirket ana sözleşmesinin 1.3 maddesi gereğince dağıtılması gereken kar payının hiçbir şekilde dağıtılmadığını, şirket kasasına da safi karın fiilin konmadığını, şirketi idare ile yükümlü davalı şirket müdürünün şirket karını şirket uhdesinde tutması gerekirken kendi insiyatifine aldığını, uzun yıllar boyunca kâr payını yermeyerek davacının hem maddi hem manevi mağduriyetine sebep olduğunu, davalı ortağın elde ettiği tüm karı karısı, kızı ve damadının üzerine gayrimenkuller alarak ve şirket parası ile aldığı binek aracı kendi adına tescil ettirerek kullanmaya başladığını, davacının Türkiye’ye gelip şirketin işleyişine, genel duruma, kâr-zarar dağılımına yönelik bilgi ve inceleme talep ettiğini, şirketin kanun ve usulüne uygun bir şekilde idare edilmediğini, davalı şirket ortağının kötü niyetle şirketin elde ettiği tüm safi karı kendine ayırarak 24 senedir kar dağıtmadığını , hiçbir hususa ilişkin hesap vermediğini, davacının bilgi edinme ve inceleme hakkının elinden alındığını, yalan ve desiselerle şirket parası ile kendi adına araç ve gayrimenkuller edindiğini, kanunda öngörülen ve ortaklığın devamı için gerekli olan şartların ortadan kalktığını, taraflar arasındaki anlaşmazlık ve husumetin uzun süredir devam ettiğini, bu husumetin mevcut hali ile ortaklığın devamı önünde engel teşkil ettiğini, davalı şirket müdürünün sözleşmeye ve kanuna aykırı eylemlerinin davacı ortağın şirketten çıkması için haklı sebep oluşturduğunu ileri sürerek davacı müvekkilinin haklı sebeple davalı şirketten çıkmasına, davacı ortağının 1/2 hissesine karşılık gelen miktar ile bugüne kadar şirketin aktifine geçen ve safi kar olarak görülmekle birlikte ortaklara dağıtılmamış olan kar payının da ilavesi ile ve suiistimal yolu ile şirket müdürünün kendisi, eşi, kızı ve damadı üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkullerdeki yarı hisse bedellerinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tüm alacaklar yönünden gerçek değer tespit edildiğinde artırılmak üzere şimdilik 10.000,00 TL’nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ihtiyati tedbir talebi olarak davalı şirket ve şirket müdürü adına kayıtlı belirtilen araç ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir uygulanmasını talep etmiş, 03.01.2022 tarihli talep dilekçesi ile de şirket müdürünün kendisi, eşi, kızı ve damadı adına kayıtlı parsel numaralarını belirttiği taşınmazların üzerine tedbir kararı verilmesini istemiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının tedbir talebinin yersiz olduğunu, davacının kar payının dağıtılmasına ilişkin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının Almanya’dan her Türkiye’ye gelişinde diğer ortak ile görüştüğünü, aralarındaki akrabalık ve samimiyete dayanılarak kar payının elden ödendiğini, davacının 24 yıllık kar payı dağıtılmadığı iddiasını reddetmekle beraber 24 yıllık kar payı istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının kar payı hususunda dürüst davranmadığını, sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının dağıtılmayan kâr payı ile diğer ortağın kendi ve ailesinin üzerine taşınmazlar aldığı ve şirketler kurduğu iddiasının yersiz olduğunu, davacının ortaklıktan çıkmak için gerekli haklı sebeplerin bulunmadığını, davacının ayrılma akçesi talep etmesinin de mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece tedbir talebinin duruşmada incelenmesi sonucunda, HMK’nun 389. Maddesi gereğince yalnızca “uyuşmazlık konusu” hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, hakkında tedbir kararı verilmesi istenilen davalı şirket müdürünün kendisi ile ailesine ait taşınır ve taşınmaz malların dava(çekişme) konusu olmadığı, bu nedenle şirket müdürünün kendisi ve ailesi adına kayıtlı taşınmazlar üzerine tedbir konulması talebinin haklı ve yerinde görülmediği gerekçesiyle dava edilen 10.000 TL üzerinden davalı şirket adına kayıtlı araç ve taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirket temsilcisinin kendisinin ve ailesinin üzerine kayıtlı taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davalı şirket müdürünün şirketi müdebbir bir müdür gibi işletmediğini, geçen 24 seneyi aşkın zaman içinde yönetimle ilgili toplantı dahi yapmadığını, 30 seneye yakın zamandan beri hiçbir şekilde davacı ortağa hesap vermeyip kötüniyetli olduğunu, şirket müdürünün bu şekildeki eylemleri neticesi şirket adına elde ettiği kazançlarla kendisi, eşi, kızı ve damadı üzerine taşınmazlar aldığını, müdürün eşi … üzerine kayıtlı … …, … mah,… cad no:… D:… adresindeki mesken nitelikli taşınmazın, müdür … üzerine kayıtlı bulunan … … … … parsel de kayıtlı 372 m2 sahalı dubleks villanın, kızı … üzerine … … mah, … mah.No:… sk No:…/… … /… adresindeki taşınmazın, kendisi adına kayıtlı … ili, … ilçesi,… mah, … ada, … parselde kayıtlı 10.000 m2 arsanın 1/2 hissesinin şirket karını suistimal ederek kendi ve yakınları üzerine aldığının bilirkişi raporları ile sabit olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle mahkemece verilen 07.02.2022 tarihli ihtiyati tedbir değerlendirme ara kararının kaldırılmasını ve davalı şirketi suistimal eden şirket müdürünün kendisi, eşi ve kızı üzerinde bulunan tüm gayrimenkullerin üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davalı şirket adına kayıtlı araç ve taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirket temsilcisinin kendisinin ve ailesinin üzerine kayıtlı taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine karar verilmiştir.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olayda, davalı şirket müdürünün sözleşmeye ve kanuna aykırı eylemlerinin davacı ortağın şirketten çıkması için haklı sebep oluşturduğu, şirket müdürünün bu şekildeki eylemleri neticesi şirket adına elde ettiği kazançlarla kendisi, eşi, kızı ve damadı üzerine taşınmazlar aldığı iddiasıyla haklı sebeple davalı limited şirketin ortaklığından çıkma, ayrılma payı ile kar payının davalı şirketten tahsili istemiyle açılan davada davalı şirket ve şirket müdürünün kendisi, eşi, kızı ve damadı adına kayıtlı taşınmazların üzerine tedbir konulması için tedbir kararı verilmesi istenmiş, mahkemece davalı şirket adına kayıtlı araç ve taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirket temsilcisinin kendisinin ve ailesinin üzerine kayıtlı taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Derdest dava davalı şirket aleyhine açılmış olup şirket müdürü ile eşi, kızı ve damadı aleyhine açılmadığı ve davalı şirket müdürü ile eşi, kızı ve damadı adına kayıtlı taşınmazları dava konusu olmadığı için davalı şirket müdürünün kendisi ve ailesi adına kayıtlı taşınmazlara tedbir konulmasıyla ilgili olarak HK’nın 389/1. maddesindeki şartlar mevcut bulunmadığından bu hususa yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen (davacı) vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen (davacı) yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 52,30 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyen (davacı) tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 15.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.