Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/565 E. 2022/712 K. 09.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/565
KARAR NO : 2022/712

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08.12.2021
NUMARASI : 2020/766 E. 2021/911 K.
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 24.12.2020
KARAR TARİHİ : 09.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.05.2022

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.12.2021 tarih 2020/766 E. 2021/911 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin 20.07.2020 tarihinde SGK aleyhine kurum işleminin iptali istemiyle İzmir 9. İş Mahkemesinin 2020/207E sayılı davasını açtığını, müvekkilinin 2012-2014 yılları arasında … Şti.’nde çalıştığına dair bilgi ve belgeleri mahkemeye sunduğunu, yargılama sırasında bu şirketin 19.08.2014 tarihinde sicilden terkin olduğunu öğrenildiğini, mahkemece anılan şirketin davaya dahil edilmesi amacıyla ihya edilmesi için süre verildiğini ileri sürerek, şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı, ihyası istenen şirketin 06.01.1994 tarihinde tescil edildiğini, 6103 sayılı Kanunun 20. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sermayesini zorunlu miktara yükseltilmemesi sebebiyle TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca 12.08.2014 tarihinde sicilden resen terkin edildiğini, yapılan terkin işleminin tamamen kanun uygulamasından kaynaklandığını, davanın 5 yıllık hak düşürücü sürede açılması gerektiğini savunarak, yasal hasım olan müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia ve tüm dosya kapsamına göre, ihyası istenen şirketin 12.08.2014 tarihinde sicilden silindiği, kararın 18.08.2014 tarihinde ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, ilan tarihi ile dava tarihi olan 10.06.2021 arasında TTK’nın geçici 7/15. maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, hak düşünücü süre nedeniyle ilgili tebliğin 5/1-d bendi uyarınca usulünce teligat yapılıp yapılmadığının incelenemeyeceği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin yıllardır emekli maaşı aldığı SGK’nın müvekkiline ait bildirimin gerçek olmayan bir iş yerinden yapıldığı gerekçesiyle emekli maaşını keseceğini bildirdiğini, bugüne kadar aldığı emekli maaşının faiziyle birlikte iadesi talep edildiğini, müvekilinin maaş alamadığını, mahkemece sicilden terkin edilen şirketin ihyası için yetki verildiğini, müvekkilinin kendisinden kaynaklanmayan sebeplerle ileri derecede mağdur olduğunu, müvekkilinin bahse konu şirketin terkin edildiğini yargılama sırasında öğrendiğini, yıllarca emek harcayıp emekliliğe hak kazanan müvekkilinin ihyası istenilen şirketin hatasından kaynaklı mağdur edildiğini, hiçbir kusuru olmamasına rağmen kazanılmış haklarını almak için mücadele ettiğini, yasaların geriye yürümezliği ilkesi uyarınca yasalar kamu yararı, kamu düzeni, kazanılmış hakların korunması, mali hakların iyileştirilmesi gibi kimi ayrıksı durumlar dışında yürürlük tarihinden sonraki olay, işlem ve eylemlere uygulanmak üzere çıkarıldığını, müvekkilinin 2008 yılından bu yana ihyası istenen şirkette çalıştığını, müvekkilinin haklarının korunması gerektiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden resen terkin olunan şirketin ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
TTK’nın geçici 7/15. maddesinin son cümlesinde “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
TTK’nın geçici 7/2. fıkrasında, ” Davacı ve davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket ve kooperatiflere bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı” belirtilmiştir. Her ne kadar Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7/2. fıkrasında, ” davacı, davalı ve dava” dan sözedilmişse de bu fıkrayı lafzi değil gayi yoruma tabi tutmak gerekir. Kanunun geçici 7/2. fıkrasının amacı, sicilden silinecek şirket veya kooperatifin üçüncü kişilerle nizasının bulunmaması halinde maddede yazılı şekilde hızlı ve pratik şekilde tasfiyesinin yapılarak sicilden silinmesidir. (Yargıtay 23. H.D’nin 22.09.2021 tarih 2021/810E, 2021/322K ).
Somut olayda, davacının emeklilik işlemi sahte sigortalılık iddiasıyla iptal edilmesi ve emekli aylıklarının iadesinin istenmesi üzerine davacının 20.07.2020 tarihinde SGK aleyhine kurum işleminin iptali istemli dava açtığı, mahkemece sahte sigortalılık iddiasına konu … Şti’nin davaya dahil edilmesine, şirketin dava tarihinden önce 12.08.2014 tarihinde TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilmiş olması nedeniyle terkin olunan şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verilmesine karar verildiği, eldeki ihya davasının da bu amaçla 24.12.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça şirketin sicilden terkin olunduğu tarihten itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içinde ihya davası açılmadığı açık ise de esasen davacının ihyası istenen şirketteki sigortalılık süresinin iptal edilmesiyle hukuki yararı doğduğu, davacının sigortalılığının iptal edilmemiş olması halinde şirketin ihyasını istemesine gerek olmadığı açıktır. Zira şirketin sicilden terkin olunduğu tarihte henüz SGK tarafından davacının sigortalılığı iptal edilmediği için davacı ihya davası açsa bile hukuki yararı bulunmadığı için açtığı ihya davası redle sonuçlanacaktı. Bir kişinin ileride sahte bildirim iddiasıyla sigortalılığının iptal edilebileceğini öngörüp tedbiren ihya davası açması beklenemez. Aksinin düşünülmesi anayasal bir hak olan sosyal güvenlik hakkını ihlal edeceği, Bu halde SGK’nın emekliliğin iptali ve ödenen aylıkların iadesi işlemi(Mart 2020) itibaren hak düşürücü sürenin başlaması gerektiği, aksinin Anayasal bir hak olan sosyal güvenlik hakkını ihlal edeceği, yukarıda açıklandığı üzere kanunun lafzi değil gayi yorumuna aykırılık oluşturacağı kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair kararı kaldırılarak davacının hak düşürücü sürede dava açtığının kabulü ile davacının resen sicilden terkin olunan şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunduğu için şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Resen sicilden terkin olunan şirketin ihyası sonrası ek tasfiye işlemlerinin yapılması için şirketin son temsilcisi olan …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına, Yargıtay 11. H.D’nin yerleşmiş içtihatlarına göre İzmir 9. İş Mahkemesinin 2020/207E sayılı dosyasıyla ve verilecek kararın infazıyla sınırlı olarak ihya kararı verilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 11. H.D’nin 16.03.2022 tarih 2020/7517E, 2022/1968K).
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.12.2020 tarih 2020/766E, 2021/911K sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2- Davanın KABULÜ ile …nde 70095 no ule kayıtlı iken 12.08.2014 tarihinde TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca sicilden resen terkin olunan … Şti’nin İzmir 9. İş Mahkemesinin 2020/207 E sayılı dosyasıyla ve verilecek kararın infazıyla sınırlı olarak yeniden İHYASINA,
Ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi amacıyla şirketin en son yetkilisi olan …’ın(TC. No: …) tasfiye memuru olarak atanmasına
Kararın …ce tescil ve ilanına,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar harcının 54,40 TL’si peşin olarak alındığından mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı yasal hasım olup, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Davacı tarafça yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde HMK’nun 333. maddesi ve Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi gereğince davacıya iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuranın ödediği istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09.05.2022