Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/552 E. 2022/616 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/552
KARAR NO : 2022/616

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.01.2022
NUMARASI : 2022/13 D.iş E.- 2022/13 D.iş K.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 12.04.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.04.2022

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 27.01.2022 tarih 2022/13 D.iş E.- 2022/13 D.iş K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi delil tespiti ve ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP: Talep eden vekili, müvekkili şirketin uzun yıllardır tekstil sektöründe hizmet verdiğini, TPE nezdinde kayıtlı “2021 067592 – Ticaret – Hizmet” Marka numaralı, “…” markasının sahibi olduğunu, bu markanın 30.04.2021 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle tescil edildiğini, ayrıca … Şti. tarafından düzenlenmiş olan “…” ürün adı ve model numarası parçacıklara karşı koruma amaçlı filtreli yarım maskelerin üretimi bakımından kayıt edilmiş olan AB Tip İnceleme Sertifikasının sahibi olduğunu, bu sertifika kapsamında müvekkili şirketin maske üreterek yurtiçi ve yurtdışına pazarladığını, maskelerin biçimi ve model numarası ile yurtiçi ve yurtdışı piyasasında tanınmışlığa sahip olduğunu, aleyhine ihtiyati delil tespiti ve ihtiyati tedbir talep edilen firmanın ürettiği maskelerin kutusunun üzerinde üretici firma olarak müvekkili şirketin unvanını kullandığını, model numarası olarak müvekkili şirketin sertifikasına sahip olduğu “NRF M002” model numarası üzerinden maske üretimi yaptığını, kutu üzerinde de bu model numarasına yer verdiğini, kutuların da müvekkili şirketin kutuları ile benzer nitelikte olduğunu, müvekkili şirketin ticari takdim şekli ile tanınmışlığından haksız kazanç elde etmek istenen kişilerce çeşitli yol ve şekillerle taklit edildiğini, karşı tarafın ürününün piyasaya sunuluş şekli, paket tasarımı ve tüm dizayn özellikleri itibariyle müvekkili şirketin markası ile ürettiği maskeleri taklit ettiğini, müvekkilinin faaliyetleri ve iş mahsulleri ile iltibas yarattığını, karşı tarafın ürettiği maskeleri Finlandiya’daki … firmasına satmakta olduğunu, aleyhine delil tespiti ve ihtiyati tedbir talep edilen … A.Ş.’nin yetkililerinin … ve … olduğunu, internet sitesinde “”…” … Şti ‘nin Tescilli Markasıdır.” ifadesinin yer aldığını, … Şti.’nin yetkililerinin de yine … ve … olduğunu, her iki şirketin merkez adresinin aynı olduğunu, aralarında organik bağ bulunduğunu iddia ederek; öncelikle ihtiyait tedbir yoluyla müvekkili şirketin fikri ve sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil eden ürünler bakımından aleyhine delil tespiti ve ihtiyati tedbir talep edilen şirket tarafından tüm ticari takdim şekli ile ayırt edilemeyecek kadar benzer ve iltibas yaratan ürünlerinin ve benzerlerinin satış, pazarlama, dağıtım ve ticari maksatla elde bulundurulmasının tedbiren önlenmesine, keşif talep ettikleri adreslerdeki, internet sitelerindeki ve diğer mecralardaki tüm tanıtım ve kullanımlarının durdurulmasına; bu mümkün olmadığı takdirde web sitelerine erişimin tedbiren önlenmesine; aleyhine tespit talep edilen şirkete ait müvekkili şirketin markasına tecavüz teşkil eden tüm ürünlerin ve benzerlerinin işyerlerinden ve bulundukları her yerden toplanarak yediemine teslimine; ileride açılacak davalara esas olmak üzere müvekkili şirketin markası, unvanı ve model numarası, fikri ve sınai mülkiyet hakları kullanılmak suretiyle imal ve teşhir edilen, satışı yapılan ürünlerin müvekkili şirketin fikri ve sınai haklarına tecavüz ettiğinin tespiti bakımından mali müşavir, marka patent uzmanı ve haksız rekabet alanlarında uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyeti görevlendirilmesine ve bildirilen tüm adreslerde aynı gün keşif yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, HMK’nın 400/1 ve 400/2 maddeleri uyarınca, görülecek bir davada ileri sürülecek bir vakıanın tespiti amacıyla keşif veya delil tespitinin mümkün olduğu, bununla birlikte mevcut fiili bir vakıa veya delillerin tespitinin hukuki çare olarak öngörüldüğü, genel anlamda hukuka aykırılık içeren bir eyleminin tespitinde hukuki yarar bulunmakla birlikte tespit isteyenin ileri sürdüğü olgu hakkında yeterli ön delil sunmadığı, karşı tarafın kullanımlarına ilişkin delil sunulamadığından, salt talep edenin beyanı ile hukuki yarar bulunduğu veya tespit yapılabileceği kabul edilemeyeceğinden ve mevcut delil durumu itibari ile tedbir talebi yönünden SMK m.159’da yer alan yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği gerekçesiyle delil tespiti ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, delil tespiti ve ihtiyati tedbir talep eden vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Delil tespiti ve ihtiyati tedbir talep eden vekili, mahkeme kararında, 27.01.2022 tarihli muhtıra ile maske ürününün karşı tarafça kullanıldığına, satışa sunulduğuna ilişkin ürün numunesi, fatura, fiş ve sair belgeyi sunmak üzere süre verildiğinin belirtildiğini, bu ara karar üzerine aleyhine tespit talep edilen firmanın model numarası olarak müvekkili şirketin maske üretimi bakımından sertifikasına sahip olduğu “NRF M002” model numarasına kutu üzerinde yer vererek maske üretimi yaptığını, yine kutular üzerine müvekkili şirketin AB Tip İnceleme Sertifikasında ürün tipi olarak yer alan “LN 149 :2C01 + Al:2009” ibaresinin yer aldığını, CE 2841 sertifikasının da kutular üzerinde bulunduğunu, müvekkilinin sahip olduğu sertifikaları kullanarak maske üretimi yaptığını, ayrıca bu kutular üzerinde üretici firma olarak müvekkil şirketin unvanına yer verdiğini, bu şekilde ürünlerin yurt dışına ihracatının sağlandığını, üretilen maskelerin Finlandiya’daki …. firmasına satıldığını beyan ettiklerini, mahkemece her ne kadar maske ürününün karşı tarafça kullanıldığına ilişkin ürün numunesi, fatura, fiş ve sair belgeyi sunmak üzere kendilerine süre verilmiş ise de, delil tespitinin konusunun esasen maske kutuları olmadığını, müvekkilinin ticaret unvanının, tescilli markasının, modelinin, sertifikalarının ve sertifikalı model numarasının kullanılmasından kaynaklandığını, aleyhine delil tespiti talep edilen … A.Ş. ile … firması arasındaki alış-satış işlemlerinden kaynaklanmakla birlikte bu kapsamdaki evrakların kendilerinde mevcut olmasının beklenemeyeceğini, üretici firma olarak müvekkili şirketin unvanına yer verilen distribütör olarak “…” yazılı kutunun teslim alındığı matbaa firması aleyhine Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/29 D.İş sayılı dosyası ile delil tespit talepli dava açtıklarını, ancak matbaa firmasının adresinde inceleme yapılamadan ilk derece mahkemesince istinaf konusu kararın taraflara tebliğ edildiğini, … şirketi tarafından matbaa firması ile irtibata geçilerek müvekkili şirketin unvanı yazılı kutuların mahalde bulunamadığını, deliller yok edilmeye başlandığını, matbaa firmasının adresinde bilirkişi marifetiyle yapılan incelemeler sırasında matbaa firması tarafından aleyhine tespit talep edilen … firması adına üretilen bir kısım maskelerin tespit edildiğini, bu kutuların müvekkilinin bilgisi, izni ve rızası dışında üzerinde müvekkili şirketin ticaret unvanına, modeline, model numarasına, sertifikasına yer verilmek suretiyle üretilen kutu ile neredeyse aynı olduğunu, tek farkın üzerinde yer alan model numarası, sertifika bilgileri ve üretici firma bilgileri olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile talep dilekçesinde belirtilen hususların tespiti için keşif yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Talep, delil tespiti ve ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle her iki istemin de reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin nedenlerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nın 341. maddesinde, ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Her ne kadar açılacak davayla ilgili delillerin tespiti ile birlikte, ihtiyati tedbir isteminin değerlendirilmesi için de delil tespiti istenmiş ise de, bu istem HMK’nın 400. vd. maddelerinde düzenlenen delil tespiti istemine ilişkin olup, bu konuda mahkemece verilen kararın HMK’nın 341. maddesi uyarınca istinafı kabil olmadığından, istinaf dilekçesinin reddi gerektiğinden, mahkemenin delil tespit isteminin reddine dair kararına yönelik istinaf itirazları incelenmemiştir.
Talep edenin ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin karara karşı istinaf itirazlarının incelenmesinde; Talep tarihinde yürürlükte bulunan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “İhtiyati tedbir talebi ve ihtiyati tedbirin niteliği” başlığını taşıyan 159. maddesinde, bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişilerin dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilecekleri, ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Buna göre, ihtiyati tedbir talep edenin, taleplerinin kabulü için, aleyhine tedbir istenenin kullanımlarının, talep edenin sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil ettiğinin ispatı gerekli olup, yaklaşık ispat talebin kabulü için yeterli değildir. Anılan kanun hükmüne göre, ihtiyati tedbir koşulları oluştuğunda, tedbir kararı verilmesi gerekmekte olup, dosyadaki delillerin ihtiyati tedbirin koşullarının oluşması için yeterli olmaması, iddia edilen hususun da ancak yargılama sırasında gerekli deliller toplanarak, ve uzman bilirkişiler aracılığıyla yaptırılacak inceleme sonucu anlaşılabilecek olması karşısında, bu aşamada tedbir isteminin kabulü için gerekli yasal şartları oluşmadığı görülmekle, ilk derece mahkemesince tedbir isteminin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati tedbir talep eden vekilinin dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, delil tespiti istemine dair karara ilişkin istinaf dilekçesinin HMK’nın 341. maddesi uyarınca reddine, ihtiyati tedbir istemine ilişkin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Delil tespiti isteminin reddine dair karara ilişkin istinaf dilekçesinin HMK’nın 341. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep eden vekilinin ihtiyati tedbir talebine yönelik istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
3-İhtiyati tedbir isteyen yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 52,30 TL’nin ihtiyati tedbir isteyenden alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyenin yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 12.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.