Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/531 E. 2022/490 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/531
KARAR NO : 2022/490

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21.01.2022
NUMARASI : 2021/300 E. 2022/136 K.
DAVANIN KONUSU : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 22.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.03.2022

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.01.2022 tarih 20121/300 E. 2022/136 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili, yılda bir kez yapılması zorunlu olan Noter tasdik işlemlerini gerçekleştirmek için 2020 yılına ait yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin Muğla 3. Noterliğine tasdik için başvurduğunu, noterlikçe yıl sonu yoğunluğu bahane edilerek defterlerin bırakılmasını ve sonra gelip teslim almalarının söylendiğini, bu nedenle defterlerin noter huzurunda bırakılıp ödemesinin gerçekleştirildiğini, ancak daha sonra noterden herhangi bir geri dönüş olmadığını, bilgi de verilmediğini ve bu şekilde şirkete ait defterlerinin kaybolduğunu, noter tarafından tutanakta tutulmadığını, zayi ilanı verdiklerini ve herhangi bir kusurlarınında bulunmadığını belirterek ziyaına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince iddia ve toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; 2020 yılına ait defterler yönünden zayi talebinde bulunmasına rağmen davanın 13.08.2021 tarihli dilekçe ile defterlerle ilgili ödeme belgelerinin noterde olduğunun bildirildiği, noterden gelen yazı cevabına göre bu defterlerin 25.12.2019 tarihinde işlem görüp onay belgelerinin de aynı tarihte yapıldığının belirtildiği, davanın açılış tarihi arasında 1,5 yıldan fazla sürenin geçtiği, defterlerin noterde saklanma yükümlülüğünün bulunmadığı, ileri sürülen sebebin 6102 TTK 82/7 maddesinde belirtilen sebeplerden olmadığı, tacirin defterleri özenle saklama yükümlülüğüne riayet etmediği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kanunlar gereği yılda 1 kez yaptırmak zorunda olduğu tasdik işlemlerini gerçekleştirmek için 2020 yılına ait defterleri için Muğla 3. Noterliğine başvurduğunu, gerekli ödemenin yapıldığını, makbuzların aralarındaki anlaşmalıktan dolayı verilmediği, yoğunluktan dolayı tasdikinin aynı gün yapılamayacağının ve bırakılmasının söylendiğini ve bu nedenle defterlerinin notere bırakıldığını, daha sonra bilgi verilmediğini, başvurduklarında ellerinde olmadığının bildirildiğini, makbuzlar noterde olduğundan sunamadıklarını, defterin teslim edilmeden kaybolmasına noterin sorumluluğundan doğduğunu, noterin elinde kaybolan defterin müvekkilin saklama yükümlülüğünün iradesi dışında kaybolduğunu gösterir olduğunu, 1512 sayılı kanunun 162 maddesine göre noterlerin bir işin yapılmamasında ya da eksik yapılmasından dolayı kusursuz sorumlu olup defterlerin noter elindeyken kaybolduğu ve aksinin de ispatlanamadığından davanın sabit olduğunu, buna göre kararın hukuka uygun bulunmadığını, yerel mahkemenin verdiği karardaki gerekçenin hukuki dinlenime hakkının ihlali sonucunu oluşturduğunu, davanın açıldığı tarih arasında 1,5 yıldan fazla sürenin geçmiş olduğunun belirtildiğini ancak VUK 221 ve TTK 64 maddeye göre öteden beri işe evam etmekte olanların defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda tasdik ettirmeye mecbur olduklarını, zamanında tasdik edildiğinin açık olup mahkemenin 1,5 yıl olarak iddia ettiği durumun kapanış tasdiki olduğunu, TTK 64. Maddesinde göre kapanış tasdikinin yapılması için 2021 yılı Haziran sonuna kadar vakit bulunduğunu, davanın 15 gün içinde açıldığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacı şirkettin 2020 yılına ait ticari defterlerinin ziya olduğundan, zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 355. maddesi gereği istinaf incelemesi istinafa başvuran davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda davacı vekili 2020 yılına ait ticari defterlerinin tasdiklerinin yapılması için notere bırakıldığını, iş yoğunluğu nedeniyle ücretinin ödenerek sonradan alınmasının talep edildiğini, ancak defterlerin noterde kaybolduğunu ve kendilerine teslim edilmediğini, ileri sürerek bu defterlere ilişkin olmak üzere zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
Davacı taraf bir şirket olup TTK hükümleri gereğince işlerini yapmakta basiretli davranması gerekmektedir. Zayi belgesi verilmesi talep edilen defterler davacı şirkete ait olup 2020 dönemine ilişkin ticari defterler olup her ne kadar tasdik için notere müracaat edildiği ileri sürülmüş ise de bu defterlerin bulunma yada muhafaza yeri noterler değildir. 6102 sayılı TTK 82/7 maddesinde göre tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebi ile kanuni saklama süresi içinde ziyaa uğrarsa 15 gün içerisinde mahkemeye başvurarak bu konuda bir belge istenebileceği düzenlenmiştir. Davacı tarafça dava sebebi olarak ileri sürülen ticari defterlerinin tasdik için noterde bırakıldığı, notere teslim edildiği ve sonra noterde bulunmadığı, teslim edilmediği iddiası yasada belirlenen sebeplerden sayılmamıştır. Ayrıca davacıya ait ticari defterlerin bulunması ve saklanması gereken yer noterler değildir. Aynı zamanda davacı tarafından basiretli bir tacir yükümlülüğü yerine getirilmemiş olup, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuştur.
Dosya üzerinde yapılan incelemede istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere 22.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.