Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/467 E. 2022/445 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2018/1223
KARAR NO : 2022/263

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25.01.2018
NUMARASI : 2015/173 E. 2018/9 K.
ASIL DAVANIN KONUSU : FSEK Kapsamında Tecavüzün Önlenmesi, Durdurulması,
Haksız Rekabetin Men’i , Kaldırılması, Maddi ve Manevi
Tazminat
KARŞI DAVANIN KOSUNU: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 15.02.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.02.2022

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 25.01.2018 tarih 2015/173 E. 2018/9 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekillerince istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

ASIL DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin satış otomatları ve metal dedektörleri konusunda üretimde bulunduğunu, davalı …’in 25.12.2007-11.10.2014, diğer davalı …’ın 11.08.2008-31.08.2012 tarihleri arasında müvekkili şirkette üretim alanında çalıştığını, davalı …’in de 05.01.2004-25.02.2014 tarihleri arasında müvekkili şirkete satış elamanı olarak görev yaptığını, yakın zamanda öğrendiklerine göre davalıların müvekkili şirkete ait her türlü ticari, finansal, hukuki, teknik, istatistiki, üretim ve operasyonel kapsamdaki gizli bilgiyi kaydettiklerini, kullandıklarını, ifşa ettiklerini, şirket faaliyet ve gelişmeleriyle ilgili olarak edindikleri bilgileri görev icabi edindikleri ticari, idari, teknik bilgileri saklamaya yönelik gizlilik hükümlerine uyma yükümlülüklerini ihlal ettiklerini, davalılar … ve …’un müvekkili şirket tarafından yapılan cihazları, müvekkili şirkette edindiği ve elektronik ortamda taşıdığı bilgileri kullanarak küçük çaplı bir atölyede taklit etmeye başladığını, müvekkili şirketin eser sahibi olduğu bilgisayar programlarını/yazılımlarını/elektronik devrelerini aynen veya kısmen değiştirerek üretimini, pazarlamasını, tanıtımını ve satışını yaptıklarını, davalı …’in de dava dışı üçüncü kişilere bu ürünleri sattığını ileri sürerek, FSEK’n 66 vd maddeleri uyarınca müvekkili şirketin eserden doğan haklarına tecavüzün ve bu durumun yarattığı zararların önlenmesine ve durdurulmasına, TTK’nın 55. maddeleri uyarınca haksız rekabetin men’ine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasına, hükmün ilanına, hesaplanacak rayiç bedelin üç katı tutarında olmak üzere şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminat ve 45.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini toplam 1.000.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA : Davalılar vekili, davacı şirketin eseri olduğunu iddia ettiği kapı tipi metal dedektörü … yazılım ve kahve otomatlarının faydalı model ve patent belgesi bulunmadığını, müvekkillerinin markaya tecavüz ettiğinin de ileri sürülmediğini, kapı tipi metal dedektörün 1960 yılında, satış otomatarının 1916 yılından itibaren dünyada üretip satıldığını, … (…) = ” …” ibaresi elektronik mühendisliğinde bir ana bilim dalı olduğunu, “… Yazılım” ibaresinin ise davanının kapı tipi metal dedektörünün içinde bulunan yazılımına verdiği markalarının modelinin özel ismini ifade ettiğini, ortada davacının korunması gereken bir eserinden bahsedilemeyeceğini, müvekkili … ve …’ın bir dönem elektronik mühendisi olarak, diğer müvekkili ise iç-dış ticaret uzmanı olarak davacı nezdinde çalışmış olması davacının ticari sırlarını alıp işlerinde kullandıkları anlamına gelmeyeceğini, davacı şirketin 2014 yılından beri para karşılığı müvekkillerine haricen iş yaptırdığını, müvekili … ve … işyerinden ayrılıp başka işyerinde çalıştıkları ve hatta kendi işlerini kurdukları dönemde bile davacı şirketin teknik yardım istediğini, … projesinin müvekkili …’ın yüksek lisans tez proje konusunu oluşturduğunu, davacı şirketin bayileri ile ilgili bilgileri yıllardır web sitesi üzerinden yayınladığını, bu listeye kolayca erişilebileceğini savunarak davanın reddini istemiş, karşı davada da, davalı şirketin kendi web sitesinde müvekkillerin mal ve ürünlerine karşı karalama ve saldırı içeren çok sayıda beyanda bulunduğunu, davalı şirket vekilinin delil tespiti sırasında işerinin izinsiz ve haksız olarak telefon kamerasıyla kayda aldığını, işe ve işçiye etik dışı davrandıkları için müvekkillerinin ve çalışanlarının ruh sağlığının bozulduğunu, müvekkillerinin tüm işlerini yürüttüğü PC’lerinden sekiz gün ayrı kalmaları nedeniyle maddi getirisi yüksek işler kaybettiğini ileri sürerek, şimdilik 5.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline, kararın ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada alınan teknik raporlardan davalıların davacıya ait kapı dedektörleriyle ilgili önceki programı bilmeden ve o kodları kullanmadan yeni programı yazamayacakları, başarılarında davacı şirketteki fikri faaliyet, tecrübe ve edindikleri bilginin kritik bir etkisi bulunduğu hususlarının tespit edildiği, davalıların mali hak ve yazılım üzerindeki ihlallerinin haksız rekabet oluşturduğu, dava dilekçesindeki diğer iddiaların haksız rekabet oluşturmadığı, davacı şirketin eser üzerinde mali hak sahibi olması nedeniyle FSEK 68. maddesi uyarınca rayiç bedelin 1.25 katı kadar maddi tazminat isteyebileceği, davalı çalışanlardan manevi tazminat isteyemeyeceği, asıl dava yönünden internet sitesi üzerinden davacının açıkca hedeflenmediği, ismen hasım olarak belirtilmediği ve net bir karalama, kötüleme bulunmadığı için haksız rekabetin gerçekleşmediği, karşı davada da davacı/karşı davada davalı şirketin fikri hak koruması için başvuru yapması, dava açarak tespit istemesinin dava hakkı kapsamında kaldığı, karşı davadaki sair isnatların keşif düzenine ilişkin disiplin eylemleri kapsamında kaldığı, böylelikle haksız rekabet, maddi ve manevi tazminat şartları bulunmadığı gerekçesiyle ana davanın kısmen kabulüne, bilgisayar programından doğan mali hakka tecavüzün tespitine, 515.561,25 TL maddi tazminatın davalılardan müşterek, müteselsilen dava tarihinden işleyen yasal faiziyle birlikte alınarak davacı yana ödenmesine, FSEK m. 68’e dayalı tazminat ile farazi sözleşme ilişkisi kurulmakla ref mahiyetindeki sair istemlerin, manevi tazminat isteminin, haksız rekabetin önlenmesi ve sonuçlarının giderilmesi ve bağlı taleplerin reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı/karşı davada davalı vekili, rayiç bedelin tespitinde davalıların sattığı ürün sayısının ve davacının tüm ihlal dönemindeki ürün sayısının dahil edilmesi gerektiğini, bu şekilde hesaplama yapıldığında davacı ve davalıların yurt içi ve yurt dışı satış toplamı 213 adet ürün için 2.304.003,96 TL tespit edileceğini, mahkemece kabul edilen % 46,5 ihlal oranı uygulandığında ıslah edilen 1.000.000,00TL tazminata hükmedilmesi gerektiğini, mahkemece FSEK 68. maddesi uyarınca 1,25 kat tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, varsayımsal sözleşme bedeli uygulamasının yarattığı hukuki sonuçlar, mahkemece farazi sözleşme ilişkisi kurulmakla ref mahiyetindeki taleplerin reddine karar verildiği dikkate alındığında bu oranın 3 katı belirlenmesi gerektiğini, en azından ihlal oranı dikkate alındığında 2 kattan aşağı bir oran belirlenmemesi icap ettiğini, mahkemenin müvekkili şirketin ticari sırları, kendisine özgü üretim teknikleri ile know-how kullanması suretiyle TTK hükümlerine göre haksız rekabet edildiğine ilişkin talepleri iki tarafın ürününün tasarım ve entegre devre devreleri farklı olduğu gerekçesiyle reddettiğini, 23.05.2017 tarihli bilirkişi raporunda davalıların davacı şirkette çalıştıkları süre içerisinde edindikleri iş ve üretim sırlarından yararlanarak yeri ürünler geliştirdikleri ve bu surette haksız rekabete yol açtıklarının belirtildiğini, 18.04.2016 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında yapısal farklılıklara rağmen … içindeki azılımın geliştirilebilmesi için ancak … içindeki işleyişin bilinmesi gerektiğini, davalıların kopyalanmış oldukları kodlardaki bilgileri ve know-how bilgisini kullanmış olduklarını, bunun ürettiği kahve makinesinin içindeki işleyişin bilinmesi sayesinde gerçekleştirdiklerini ifade ettiğini, mahkemece değerlendirme yapılırken … projesinin dikkate alınması icap ettiğini, … projesinde açıklanan … teknolojisi ve Sayısal Filtre Fonksiyonları kullanılarak otomatik Frekans seçimli çoklu frekans seçimli metal dedektörü yönetimi için genel olarak müvekkilinin know how hakkına sahip olduğunu, davalıların müvekkilinin yazılımını işlemekle kalmayıp çoğaltıp kullandıkları için haksız rekabet ve manevi tazminatın reddi kararının hatalı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar/karşı davada davacılar vekili, ıslah dilekçesi tebliğ edilmeden beyanda bulunma hakkı verilmeden karar verildiğini, bilirkişi heyeti davacı şirkete girilerek inceleme yaptığı sırada mahkemeye ve kendilerine inceleme günü verilmediğini, bilirkişinin keşif incelemesinin yokluklarında yapıldığını, savunma haklarının kısıtlandığını, müvekkillerine ait bilgisayarlarda yapılan delil tespitinin hatalı olduğunu, davacı şirketin delil olarak sunduğu cd-rom ve flash disklerin birer örneklerinin müvekkillerine verilmediğini, içeriklerinin yazılı olarak dosyaya aktarılmadığını, davacı şirketin dava dilekçesindeki iddia ve delillerini vekil değişikliği ile birlikte tamamen değiştirdiğini, davayı genişletme talepleri kabul edilmemiş olmasına rağmen, ön inceleme duruşmasından sonra dosyaya sunulan ve birer örneği müvekkilerine verilmeyen elektronik belgeler üzerinden bilirkişi incelemesi yapıldığını, davacı şirketin tanıklarının dinlenmediğini, davacı şirketin tanık delilinden vazgeçmediğini, müvekkillerinin bu konuda muvaffakatlerinin alınmadığını, rayiç bedel araştırması Ticaret Odalarından ve Tekno Kentlerden sorulma imkanı varken mali müşavirin varsayımsal hesaplama yaptığını, savcılık soruşturma dosyası sonrası açılan ceza davasının bekletici mesele yapılmadığını, savcılık dosyasının örneğinin getirtilmediğini, mahkemenin 1,25 kat tazminatı hakkaniyete uygun bulunduğunu belirtmiş ise de bunun gerekçesini belirtmediğini, müvekkillerinin hukuki sorumluluklarının ayrı ayrı belirlenmesi gerektiğini, davalılardan …’in firma sahibi olduğunu, davalılardan …’ın davalı …’a ait … şirketinde SGK’ya kayıtlı olarak çalıştığını, diğer davalının da firması bulunduğunu, … firmasından mal ve hizmet aldığını, davalıların ortak olduklarına dair bir belge olmadan dava süresince sürekli ek bir eylem ve tek bir ortaklık varmış gibi hüküm kurulduğunu, karşı dava yönünden inceleme yapılmadığını, delillerin irdelenmediğini, asıl davanın açılmasındaki amacın rekabeti önlemek olduğunu, verilen kararla bunun sağlandığını, müvekkillerinin vekil değişikliği ile birlikte değişen yargılamadan rahatsız olduklarını İzmir FSHHM’nde çalışan bilirkişilerin özellikle davacı-karşı davalı taraf ve vekilleri tarafından etki altına alındığını irtibata geçildiğini tespit ettiğini, müvekkillerinin bundan duyduğu rahatsızlığı konusunda dile getirdiğini ancak nazara alınmayınca CİMER şikayetinde bulunduğunu, incelenmesini istedikleri hususların veya bilimsel beyan/delillerin görmezden gelindiğini, bilirkişi hegomanyasının aşılamadığını, mahkemece davalılara ait iş sözleşmesindeki yazılımların kime ait olacağı ve telif haklarının kapsamı konusundaki maddelerin varlığının incelenmediğini, iş sözleşmesindeki gizlilik hükümlerinin ihlali sonucu oluşacak maddi yükümlülüğün çalışanın maaşının 10 katı olarak belirlendiğini, hüküm kurulurken bu oranın aşıldığını, davacı firmanın ürünlerine koruma sağlayacak herhangi bir patenti veya faydalı modeli bulunmadığını, davaya konu yazılımların davacıya ait olduğuna dair delil bulunmadığını, müvekkilinin faydalı modele karşı tarafça hiçbir korunmaya değer bir veri sunulmadığını, buna rağmen yargılama boyunca davacı şirketin menfaatlerinin korunduğunu, ikinci bilirkişi raporunda yazılımların benzerlik oranlarının elde edildiği bölümünde çok ciddi hatalar tespit edildiğini, raporu hazırlayan bilirkişi heyeti üyesi Prof. Dr. … tarafından telefon görüşmesinde kabul ettiğini, bu durum mahkemeye bildirilmiş olmasına rağmen ek rapor alınmadığını, muhasip bilirkişi mali müşavir olup yazılım konusunda teknik bilgi sahibi olmadığını, diğer teknik bilirkişilerin dahi belirleyemediği yazılım yaşam süresini 3 yıl olarak belirlediğini, uzmanlık alanı dışında teknik dayanaktan yoksun, varsayımsal hesap yaptığını, dosyaya sunulan uzman görüşleri ile raporların değerlendirmeye elverişli olmadığının ortaya konulduğunu, Ankara veya İstanbul’dan kurulacak yeni bilirkişi heyetinden rapor alınması taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Asıl dava, FSEK kapsamında tecavüzün önlenmesi, durdurulması, TTK kapsamında haksız rekabetin men’i, kaldırılması, FSEK 68. maddesi uyarınca maddi ve manevi tazminat, karşı dava ise maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle asıl davanın kısmen kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Somut olayda asıl davada davalılar/karşı davada davacıların 2014 yılı ve öncesinde asıl davada davacı/karşı davada davalı şirkette çalıştıkları hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Asıl davada davacı şirket vekili, müvekkilinin mali hak sahibi olduğu kapı dedektörlerine ilişkin bilgisayar programının davalı eski çalışanlar tarafından taklit edilerek üretilip, satıldığını, müvekkilinin know-how haklarının ihlal edildiğini, davalıların haksız rekabette bulunduklarını ileri sürerek FSEK’ten kaynaklanan tecavüzün önlenmesi durdurulması, FSEK 68. maddesi uyarınca maddi ve manevi tazminat ile TTK’nın 55. vd maddeleri uyarınca haksız rekabetin men’i ve kaldırılması isteminde bulunmuştur. Karşı davada da davacılar vekili, davalı şirketin müvekkillerine ait mal ve ürünler aleyhine haksız rekabet oluşturacak şekilde karalamada bulunduğunu, delil tespiti sırasında usulsüzce kamera görüntüsü alındığını, bilgisayarlarının incelenmek üzere el konulması nedeniyle sekiz gün işten kalma nedeniyle zarara uğradıklarını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
HMK’nın 177/3. maddesinde ” Islah, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneği, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirilir.” hükmüne yer verilmiştir. Asıl davada davacı vekili 14..12.2017 tarihinde UYAP üzerinden dosyaya ıslah dilekçesi sunmuş, 28.12.2017 tarihli celsede ıslah talebi duruşma tutanağına geçmiş ise de bu duruşmaya davalılar vekili katılmadığı için davalılar vekili ıslah talebinden haberdar olmamış, kendisine ıslah dilekçesi tebliğ edilmeksizin 25.01.2018 tarihli celsede karar verilmiştir. Görüldüğü üzere davalılar vekiline ıslah dilekçesi tebliğ edilmediği için davalıların savunma hakkı kısıtlanmış olup savunma hakkına ilişkin yasal hak eksikliğinin Dairemizce tamamlanması mümkün değildir.
Karşı davada, davacılar vekili, davalı şirketin kendi web sitesinde müvekkillerine ait mal ve ürünlerine karşı karalama ve saldırı içeren çok sayıda beyanda bulunarak haksız rekabet eylemi gerçekleştirdiklerini ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş, bu kapsamda cevap dilekçesine/karşı dava dilekçesine ekli deliller sunmuş olmasına rağmen mahkemece haksız rekabete ilişkin deliller incelenmemiş, bu talep hakkında hiçbir karar verilmemiştir. HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması kararın kaldırılması sebebidir.
HMK’nın 266/1. maddesi “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. ” şeklindedir. Mahkemece davacı şirketin eserden doğan mali haklarının ihlal edildiği kabul edilerek mali müşavir bilirkişinin seçenekli olarak hazırladığı rayiç değer hesaplaması benimsenerek hüküm kurulmuştur. Uyuşmazlık, kapı dedektörlerine ilişkin bilgisayar yazılımına ilişkin olduğuna göre piyasa rayici için gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra yine bilgisayar mühendisi bir bilirkişiden rayiç bedelin tespiti konusunda rapor alınması gerekirken, bu alanda uzmanlığı bulunmayan mali müşavir bilirkişiden rapor alınmakla ortada usulünce alınmış bir bilirkişi raporunun varlığından söz edilemez.
FSEK 1/B maddesinde eser, sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak tanımlanmıştır. FSEK 2. maddesinde bilgisayar programları da ilim ve edebiyat eserleri arasında belirtilmiştir. Her bilgisayar programı eser olmayıp teknik incelemeyle eser olduğunun ortaya konulması icap eder. FSEK kapsamında korumanın söz konusu olması için davacı şirketin mali hak sahibi olduğu kapı dedektörlerine ilişkin bilgisayar programının FSEK kapsamında eser olduğunun tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporlarındaki eser nitelendirmesi ile beraatle sonuçlanan ceza dosyasında alınan bilirkişi raporundaki eser yorumu birbirinin zıttı olduğu gibi davalılar tarafından Dokuz Eylül Üniversitesi’nden alınan teknik mütalaada da hükme esas alınan bilirkişi raporuna itibar edilemeyeceği görüşü bildirmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporundaki intihal oranı da denetime elverişli değildir. Mahkemece bilgisayar mühendisleri ve FSEK alanında uzman bilirkişi heyetinden dava konusu bilgisayar programının eser/işleme eser niteliğini taşıyıp taşımadığı, davalıların, davacının eserden doğan haklarına tecavüz edip etmedikleri hususunda tarafların rapora itirazlarını karşılar, teknik mütalaa ve ceza dosyasındaki bilirkişi raporunu irdeleyen, eserin ve tecavüzün varlığı halinde rayiç bedeli tespit eder rapor alınıp Yargıtay 11. H.D’nin yerleşmiş içtihatlarına göre FSEK’in 68. maddesi uyarınca tazminatın belirlenmesi gerekirken eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması, karşı davadaki talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2- İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 25.01.2018 tarih 2015/173E, 2018/9K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15.02.2022