Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/46 E. 2022/1296 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/46
KARAR NO : 2022/1296

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2018
NUMARASI : 2006/63 Esas 2018/798 Karar
BİRLEŞEN İZMİR 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2006/393 ESAS 2006/345 KARAR SAYILI DOSYASINDA
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 23.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.09.2022

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.06.2018 tarih 2006/63 Esas 2018/798 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi asıl davada davacı – birleşen davada davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Asıl davada davacı vekili, …. ‘na bağlı … Komutanlığı Kantini …/… tarafından, davalı … emrine keşide edilen 72592 seri nolu 09.08.2005 keşide tarihli 17.820,00 TL bedelli, 73743 seri nolu 16.08.2005 keşide tarihli 16.840,00 TL bedelli, 73742 seri nolu 22.08.2005 keşide tarihli 16.420,00 TL bedelli, 72593 seri nolu 30.08.2005 keşide tarihli 16.920,00 TL bedelli, 72598 seri nolu 08.09.2005 keşide tarihli 17.820,00 TL bedelli, 73733 seri nolu 18.09.2005 keşide tarihli, 17.020,00 TL bedelli, 73734 seri nolu, 30/09/2005 keşide tarihli 17.310,00 TL bedelli, 73736 seri nolu 14/09/2005 keşide tarihli 17.220,00 TL bedelli çekler ile, …Komutanlığı Kantinliği …/… tarafından davalı … emrine keşide edilen 73746 seri nolu 04.09.2005 keşide tarihli 8.810,00 TL bedelli, 73747 seri nolu 24.10.2005 keşide tarihli, 16.920,00 TL bedelli, 73749 seri nolu 16.09.2005 keşide tarihli 14.375,00 TL bedelli, 73748 seri nolu 27.09.2005 keşide tarihli 16.850,00 TL bedelli, 73750 seri nolu 07.10.2005 keşide tarihli 17.050,00 TL bedelli toplam 13 adet adet çekin, kayıp ve zayi olduktan sonra bulunduğu, veya çalındığı veya çalındıktan sonra bulunduğu veya zayi olduklarının …. Genel Müdürlüğüne bildirildğini, …. Genel Müdürlüğü’nün ilgili bankalara çeklerin ibrazı halinde herhangi bir işlem yapılmaması ve el konulması yönünde talimat verdiğini, çeklere el konularak polis emanetine alındığın, müvekkili şirketin haksız olarak el konulan çeklerin meşru ve haklı hamili olduğunu, bu çekleri alacağına karşılık olarak davalı …’tan iyiniyetle ciro yolu ile devraldığını, müvekili şirketin keşideci ile lehtar arasındaki çekişmeyi bilmesinin mümkün olmadığını iddia ederek, çeklere el konulması nedeniyle toplam 211.375.00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı idare vekili, müvekkili idare adına 211.375,00 TL bedelle herhangi bir alım satım yapılmadığını, lehtar davalı … adına düzenlenen dava konusu edilen 13 adet toplam 211.375,00 TL bedelli 13 adet çekten dolayı müvekkilinin davalılara borcunun bulunmadığını, bu çeklerin …. ‘na bağlı … Komutanlığı kantininde görev yapan kantin kasa sorumlusu …, … ve … tarafından sahte olarak keşide edilen çekler olduğunu, … Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 2006 yılında zincirleme olarak zimmet, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık suçlarından iddianame düzenlediğini, davaya konu çekler dışında da çok sayıda aynı şekilde çekler keşide edildiğini, 03.08.2005 tarihinde …. Müdürlüğü’ne şahıslar hakkında sahte çekleri piyasaya sürdükleri yönünde yapılan şikayet üzerine defter ve çeklere el konulduğunu ileri sürerek müvekkilinin 13 adet çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespiti ile çeklerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Asıl davada davalı …. vekili, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davaya konu çeklerin kantinde çalışanlar tarafından sahte olarak keşide edildiğini, keşide tarihi itibariyle çeki keşide edenlerin temsil yetkisinin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı şirket vekili, müvekkilinin davaya konu çeklerden dolayı iyiniyetli hamil olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Askeri Mahkemesi’nin 2013/546 E. – 2014/89 K. sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde dava konusu çekler ile ilgili sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verildiği ve bu kararın Askeri Yargıtay tarafından düzeltilerek onanması suretiyle kesinleştiği, davacı defterlerinde yapılan incelemede davaya konu çeklerin davalı … tarafından düzenlenen ve imzalanan bir fatura, makbuz, sözleşme ve temlik olup olmadığı konusunda her hangi bir tespit yapılamadığı, davacı tarafça sözlü yargılama aşamasında yeni belgeler sunulduğu, süresinden sonra sunulan bu belgelere karşı tarafın açık muvafakati olmaması nedeniyle delil olarak değerlendirilmediği, sahte olarak keşide edilen çeklerin lehtar …’a verildiği ve bu davalı ile davacı faktoring arasında sözleşme imzalandığı, faktoring sözleşmesi 6361 sayılı Kanunun 38/1.maddesinde tanımlanmış olup, bu maddede belirtildiği üzere ancak mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde teşvik edilen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakların devralınabileceği, davacının yargılama boyunca bu belgeleri ibraz edemediği, ceza dosyası içeriğinden davalılar arasında gerçek bir alacak borç ilişkisinin bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen dosyanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı asıl davada davacı – birleşen davada davalı şirket vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı-birleşen davada davalı şirket vekili, müvekkili şirketin gayrifaal ve tasfiye aşamasında olması, defterlerin ise şirket merkezi olan İstanbul’da bulunması nedeniyle bilirkişi incelemesine eksik belgeler sunulduğunu, bilirkişinin eksik belgelere göre değerlendirme yaptığını, davalı …’ın … Komutanlığı Kantin Başkanlığı adına keşide ettiği fatura nedeniyle çeklere bağlanan alacağını müvekkili şirkete temlik ettiğini, davalı …’a ödenen para miktarını gösteren kaydında muavin defterde mevcut olduğunu, davalı …’ın alacağını müvekkiline temlik ettiğine dair faturaların da dosyaya sunulduğunu, davalı tarafın sunulan belgelere açık muvafakati olmadığı gerekçesiyle belgeler üzerinde inceleme yapılmaması nedeniyle adil yargılama hakkının ihlal edildiğini, asıl davada verilen hüküm ile uyuşmazlık karara bağlanacağından, birleşen davanın görülmesinde hukuksal yarar kalmadığından birleşen davanın öncelikle usulden, mümkün olmaması halinde esastan reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilemesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Asıl dava, hamili olunan çeklere KKTC güvenlik güçlerince el konulduğu iddiasıyla çeke dayalı alacağın çek keşidecisi ve lehtarı olan davalılardan tahsili; birleşen dava çeklerin sahte olarak düzenlendiği iddiasına dayalı menfi tespit ve sahte çeklerin iptal edilerek iadesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Asıl davada davacı …. A.Ş. vekili, müvekkilinin …. ‘na bağlı … Komutanlığı Kantininde görevli astsubaylar …, … ve … tarafından davalı … lehine keşide edilen 13 adet adet çekin zayi olduğu iddiasıyla …. Müdürlüğü’nce muhafaza altına alındığını, çeklere el konulması nedeniyle tahsil edilemeyen toplam 211.375.00 TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiş, birleşen davada davacı …. vekili ise dava konusu çeklerin kantin sorumlusu astsubaylar dava dışı …, … ve … tarafından sahte olarak keşide edildiklerini, bu kişiler hakkında zincirleme olarak zimmet, resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından yargılamanın devam ettiğini savunarak, dava konusu çeklerden dolayı davalılara borçlu olunmadığının tespitini istemiştir.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin 2013/546 E. 2014/89 K. sayılı dosyasında dava dışı (P.Astsb.Çvş.) … ve dava dışı (P.Astsb.Çvş.) … hakkında zincirleme ihtilasen zimmet suçu nedeniyle yapılan yargılama sonucunda sanık …’ın T.C. … Bankası Lefkoşa Şubesi’nden görevi nedeniyle imza karşılığı aldığı çekleri, sivil şahıs (eldeki davada davalı) …’a ait olan …. firmalarını lehtar olarak göstermek suretiyle keşide ettiği, keşide edilen çekleri doğrudan banka veya çeşitli fınans kuruluşlarına ibraz ederek veya başka kişileri aracı kılarak ve çekleri ciro edip piyasaya sürerek nakde dönüştürdüğü, kendisine teslim edilen çeklerden 34 adedini, görev yaptığı dönemde ortaya çıkan kantin açığını kapatabilmek için, farklı ileri tarihli olarak keşide ettiği ve bu çekleri, komisyon ödemek suretiyle erken nakde çevirerek açığını gizlediği, sanık …’in de kantin harcamalarını yapmak amacıyla teslim aldığı çek defterindeki değerli kâğıt statüsündeki çek safyalarından dört adedini ve çeşitli miktarlardaki parayı diğer sanıklar … ve sivil şahıs …’ın daha önceden piyasaya sürdükleri ve ödeme günü gelen çeklerin ödemelerini yapmaları için farklı tarihlerde bu kişilere verdiği, kantin açığını gizleyebilmek amacıyla kantin kasa defterine sahte kayıtlar işledikleri gerekçesiyle, sanıkların mahkumiyetine karar verilmiş, bu karar Askeri Yargıtay 1. Dairesi’nin 2015/352 E. 2013/365 K. sayılı ilamı ile onanarak 20.05.2015 tarihi itibariyle kesinleşmiştir.
Davanın açıldığı 05.07.2006 tarihinde 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu yürürlükte olmayıp, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 21.12.1994 tarihli Faktoring Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin 8/d maddesi uyarınca faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, fatura veya alacağın bir mal veya hizmet satışından doğmuş olduğunu tevsik eden benzeri belgelerle ilişkilendirilemeyen alacakları satın alamazlar.
Somut olayda, asıl davada davacı şirket ile davalı … arasında 03.02.2005 tarihli Factoring ve Temlik Sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşme kapsamında davacı şirketin davalı …’tan 296.315,00 TL tutarında 13 adet çek aldığı, bu çeklerin 84.440,00 TL tutarındaki kısmını tahsil ettiği, dava konusu toplam 211.875,00 TL tutarındaki çeklerin ise davacı şirket tarafından tahsil edilememesi sebebiyle Şüpheli Ticari Alacaklar hesabında izlendiği, çek numaralarının ve vade tarihlerinin yasal defterlerde olmaması sebebiyle 211.875,00 TL tutarındaki dava konusu 13 adet çekin hangi tarihlerde hangi yevmiye numarası ile yasal defterlerde kayıt altına alındığının tespit edilemediği, ancak yasal defterlere kayıtlı çeklerle dava dosyasında mevcut çek miktarlarının karşılaştırılması sonucunda bu çeklerin 18.04.2005 – 22.07.2005 tarihleri arasında davacı şirketin yasal defterlerinde kayıt altına alındığının tespit edildiği, davalı …’tan ciro ve temlik yolu ile alınan dava konusu 211.875,00 TL tutarındaki 13 adet çeke istinaden davalı … tarafından düzenlenen ve imzalanan bir fatura, makbuz, sözleşme ve temlik olup olmadığının da tespit edilemediği anlaşılmaktadır. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Faktoring Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin 8/d maddesi uyarınca davacı faktoring şirketince temlik alınan kambiyo senetlerine dayalı alacağın fatura veya bir mal veya hizmet satışından doğduğunu tevsik eden belgelerle ilişkilendirilemediği, kaldı ki dava konusu çekleri keşide eden davalı idare görevlilerinin zimmet suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı-birleşen davada davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı-birleşen davada davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL maktu harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacı-birleşen davada davalı …. ‘den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Birleşen dava yönünden istinaf karar harcı olan 14.439,02 TL nisbi harçtan, peşin alınan 3.609,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.829,07 TL harcın davacı-birleşen davada davalı …. ‘den alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı-birleşen davada davalı …. ‘nin yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.23.09.2022