Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/426 E. 2022/410 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/426
KARAR NO : 2022/410

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01.12.2021
NUMARASI : 2021/270 E. 2021/1083 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 09.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.03.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı Muğla Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 01.12.2021 gün ve 2021/270 E. – 2021/1083 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalılardan …, … A.Ş ile davacı vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 07.12.2018 tarihinde davalı …’un sebep olduğu kaza sonucu dava dışı …’nın vefat etiğini, davalının kullandığı aracın zmm sigorta poliçesi bulunmadığını, sürücü …’un kusurlu olduğunu, aracın sigortası olması nedeniyle müvekkili tarafından yönetmelik uyarınca tazminat ödendiğini ve yine yönetmelik uyarınca kusurlu sürücüsü, işleteni ve diğer sorumluları kusurları oranında rücu etme haklarının bulunduğunu, başlatılan takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılardan … vekili, kazada müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müteveffanın gece karanlığında uyarıcı kıyafet olmaksızın şehirler arası yolda tek başına yürüyerek kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin normal bir hızda ve sürüş güvenliğine dikkat ederek araç kullanmasına rağmen müteveffanın kusurlu davranışı sebebiyle kazanın meydana geldiğini, ayrıca talep edilen miktarın fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; aldırılan bilirkişi raporu da değerlendirilerek davalı … adına açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine diğer davalılar hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, …, … A.Ş ile davacı vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, kusur raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili, dava konusu olayda uzun süreli olarak kabul edilebilecek bir kiralama söz konusu olmayıp araç üzerindeki fiili hakimiyetin ve işleten sıfatının kısa süre boyunca kiralayanda kaldığının kabulünün yasa gereği olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
Davalılardan … vekili, müvekkilinin kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, … tarafından ödenen miktarın fahiş olduğunu, yapılan ödemenin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE: Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren Yasanın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi ilamlarında, zarar görenin davalı …’ na açtığı davada, …’nın sorumluluğunun sigortacılık yasasından kaynaklanması ve Sigorta Hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6.kitabında 1401 ile devamı maddelerinde düzenlenmesi nedeniyle, dava ticari dava olduğundan, ticaret mahkemelerinin davaya bakmakla görevli olduğu, …’nın hak sahibine ödeme yapması nedeniyle, …Yönetmeliğin 16. maddesine dayanarak,zarara neden olan davalılara karşı yönelttiği rücu davasının, mutlak ticari dava olmadığı, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle, genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmektedir.
Somut olayda, …Yönetmeliğin 16.maddesine dayanarak, kazada zarar gören üçüncü kişilere ödenen bedelin haksız fiili nedeniyle zarara neden olan davalılardan tahsiline yönelik başlatılan icra takibine karşı ileri sürülen davalıların itirazlarının iptali istenmektedir. Davacı … somut olayda zorunlu trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu trafik kazalarında zarar gören üçüncü kişilere ödediği tazminatı yönetmeliğin 16.maddesinde sayılan hallerde zarardan sorumlu olan gerçek kişi sürücü ya da işleten davalıya rücu etmektedir. TTK’nın 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava söz konusu değildir. Davacı …nın yerine ödeme yaparak halefi bulunduğu kişi gerçek kişi şahısdır. Ayrıca uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda …nın yönetmelik hükümleri gereğince yerine geçtiği 3.kişi ile davacılar arasındaki ilişki haksız fiilden kaynaklanması ve her iki tarafın ticari ilişkisinden kaynaklanan bir ilişkiden bahsedilemeyeceğinden ticari dava niteliği de taşımamaktadır. Davanın TTK’da düzenlenen Sigorta Hukukundan kaynaklanan dava olmaması nedeniyle, davanın mutlak ticari dava olmaması, uyuşmazlığın haksız filinden kaynaklanması ve tarafların tacir olmaması nedeniyle eldeki davanın konusunun ticari iş olmaması karşısında, davaya asliye hukuk mahkemeleri tarafından bakılması gerekirken ticaret mahkemesi tarafından bakılması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Bu konuda bölge mahkemeleri arasında farklı görüşlerin bulunmasına rağmen en son alınmış olan Yargıtay 4 Hukuk Dairesinin 16.09.2021 tarih 2021/17896 Esas 2021/4942 Karar sayılı ilamında da davanın mutlak ya da nispi ticari dava olmadığı ve bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği açıkça benimsenmiş bulunmaktadır. Anılan nedenlerle Muğla Asliye Ticaret Mahkemesince davanın görev dava şartı yokluğundan Asliye Hukuk Mahkemelerince bakılmasına karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi usule aykırı bulunmuştur.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-3. maddesi uyarınca açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Muğla Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 01.12.2021 gün ve 2021/270 E. – 2021/1083 K. sayılı sayılı kararının resen KALDIRILMASINA,
2-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istekleri halinde kendilerine iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi gereğince kesin olmak üzere 09.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.