Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/381 E. 2022/378 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/381
KARAR NO : 2022/378

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09.11.2021
NUMARASI : 2021/131 E.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 04.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.03.2022

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.11.2021 tarih 2021/131 esas sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili esasa ilişkin açmış olduğu davada müvekkilinin dava dışı … Şti tarafından davalı bankadan kullanılan kredinin kefili olarak taşınmazını ipotek ettirdiğini, davalı baka tarafından hem bu ipoteğin paraya çevrilmesi hem de imzalatılan bonoya dayalı takipler başlatıldığını ancak davacı tarafın yaşı nedeniyle akıl sağlığını ve fiil ehliyetini etkileyen demans hastalığı bulunduğunu ve buna göre kefalet ilişkisin,in ve bononun geçersiz olduğunu ileri sürerek takiplerden ve kredi sözleşmesinden kaynaklı olarak borçlu bulunmadığının tespiti, ipoteğin fekki talepli açtığı davada ayrıca takiplerin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya kapsamı itibariyle ipotek ve kefalet tarihi ile bono tanzim tarihlerinin 02.12.2015 tarihleri olduğu, takiplerin 2018-2019 yıllarında açıldığı, ayrıca davacı iddiasının da yargılamayı gerektirdiği kanaatine varılarak ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesini hususları tekrar etmekle birlikte mahkemece taşınmaz ile ilgili tedbir taleplerinin değerlendirilmediği, İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2019-4115 ile İzmir 24 İcra Müdürlüğünün 2018/15534 esas sayılı dosyaları tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile açılıp müvekkilinin yaşı, sağlık durumu ve hastalıkları dikkate alınarak teminatsız olarak tedbiren durdurulması gerektiğini, 27.12.2018 tarihli rapora göre davacı tarafın tasarrufa ehil olmadığının anlaşıldığını, İzmir 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/30 sayılı dosyasında davacının kısıtlanarak vesayet altına alındığını ve dosyaya sunulduğunu, buna göre taşınmazın cebri icra yolu ile satışının önlenmesini de kapsar şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve takiplerin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasını talep ettiklerini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup mahkemece yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir.
İİK’nın 72/3. maddesinde ” İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu geçikmeden doğan zarraları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava açılmış olması, mutlak ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirmez. HMK’nın 390/3 maddesinde, ihtiyati tedbir isteğinin kabul edilebilmesi bakımından, ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, yasanın gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimâl de olsa aksinin mümkün olduğu ihtimâlini de gözardı edemez. Somut olayda takiplerin davadan önce başlatıldığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacının kefalet sözleşmesi ve bono tanzim tarihi 02.12.2015 tarihidir. Dosyaya sunulan karara göre ise kefalet ve senet tanzim tarihinden çok sonra 06.01.2019 tarihinde açılmış olan davada 05.03.2019 tarihinde vesayet altına alındığı görülmektedir.
Anılan yasal düzenlemelere göre, dosyadaki mevcut deliller ile davanın mahiyeti, vesayet kararından çok uzun süre önce düzenlenmiş ipotek sözleşmesi ve senet söz konusu olup ayrıca davanın da takipten sonra açıldığı gözetildiğinde yasanın aradığı yaklaşık ispat şartlarının bulunmadığı, yargılama aşamasındaki mevcut hal ve şartlara göre ve sunulacak delillere göre taşınmaz ve takipler yönünden tekrar tedbir talebinde bulunabileceği, talep tarihi itibari ile yasanın aradığı yaklaşık ispat şartları oluşmadığından istemin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına ve yaklaşık ispatın yerine getirilememesine göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 73,70 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbir isteyen davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.04.03.2022