Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/343 E. 2022/1235 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/343
KARAR NO : 2022/1235

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23.10.2020
NUMARASI : 2019/292 E. – 2020/544 K.
DAVANIN KONUSU : Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
KARAR TARİHİ : 16.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16.09.2022

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.10.2020 tarih 2019/292 E. – 2020/544 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili kooperatifin uzun zamandan beri organ boşluğu bulunması, üye sayısında belirsizlik olması nedeniyle bir kısım üyeler tarafından genel kurul toplantısı yetkisi talepli dava açıldığını, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/764E sayılı(eski no İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/62E-223 K) davası neticesinde genel kurulun toplanması ve diğer işlemlerin yürütülmesi hususunda …’ın kayyım olarak atandığını, kararını Yargıtay’dan geçerek 05.03.2018 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşmiş karar doğrultusunda davalı müdürlükçe 02.05.2018 tarihinde tescil edilen yazı ile genel kurul çağrısının ve diğer işlemlerin yürütülebilmesi hususunda …’ın tek yetkili kayyım olarak atandığını, kayyım … tarafından 08.06.2018 tarihinde kooperatifin olağanüstü genel kurul toplantısı gerçekleştirildiğini, hükumet komiseri eşliğinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısının 3. maddesinde yönetim ve denetim kurulu üyeleri azledilerek yerlerine yenilerinin oybirliğiyle seçildiğini, kararın tescili için davalıya başvurulduğunu, davalının, genel kurul toplantısının yönetim kurulu, yetkileri ve denetçilere ilişkin maddesinin geçici tescilini, diğer maddelerin ise tescillerini yaptığını, 26.06.2018 tarihinde geçici tescilin kesin tescile dönüşmesi talep edilmiş ise de davalının, bu hususta resen yetkili olmadıklarını, dava açılması gerektiğini belirttiklerini, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/316 E sayılı dosyasından verilen kararla 30.06.2011 tarihli genel kurul toplantısının iptal edildiğini, böylelikle dava konusu genel kurul kararından önce yönetici olup dava konusu genel kurul toplantısıyla azledilen yöneticilerin bu azil işlemlerinden önce de hukuken herhangi bir yetkileri bulunmadığını ileri sürerek, taleplerinin reddine ilişkin davalının 27.06.2018 tarih B-19/19673 sayılı kararının iptali ile yönetici ve denetçilerle ilgili davalı nezdinde gerçekleştirilen geçici tescil işleminin kati tescile dönüştürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı, geçici tescil işlemine ilişkin olarak ilgililerin mahkemeye başvurmuş olması sebebiyle kesinleşen mahkeme kararına göre işlem yapılması gerektiğinden izafe edilecek bir kusurlarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Feri müdahiller vekili, müvekkillerinin kooperatif ortakları olduğunu, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde söz konusu toplantıda alınan kararların iptali istemiyle dava açıldığını, dava dosyasında bilirkişi raporu aldırıldığını ve bilirkişi raporunda “söz konusu genel kurulun batıl olduğu” görüşüne varıldığını belirterek, bu davanın sonucunun beklenmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemenin davanın açılmamış sayılmasına dair kararının istinaf incelemesi neticesi kaldırılması üzerine yapılan yargılama sonucunda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre ,dava konusu kesin tescili istenen kararların alındığı genel kurul toplantısının ve alınan kararların iptaline ilişkin açılmış derdest bir dava bulunduğu, esas uyuşmazlığın bu mahkeme tarafından çözüme bağlanacağı, davalı …’nün işleminin idari bir işlem kapsamında kaldığı, 6102 sayılı TTK’nın 32. maddesi gereğince davalı …’nün İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/713 Esas sayılı davasında verilecek ve kesinleşecek mahkeme kararına göre işlem yapmak üzere bu aşamada kesin tescili yapmamasının TTK’nun 32/4 maddesinde yer alan düzenlemeye uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/713 E sayılı davasınını reddedildiğini, bu davanın bağlantılı olduğu gerekçesinin doğru olmadığını, eğer bu dava ile bağlantı kabul edilecek olursa mahkemece bu davanın sonucu bekletici mesele yapılarak karar vermesi gerektiğini, tescili istenen genel kurul kararının usul ve yasaya aykırılık teşkil etmediğini, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/316 E sayılı dosyasından verilen kararla 30.06.2011 tarihli genel kurul toplantısının iptal edildiğini, böylelikle dava konusu genel kurul kararından önce yönetici olup dava konusu genel kurul toplantısıyla azledilen yöneticilerin bu azil işlemlerinden önce de hukuken herhangi bir yetkilerinin kalmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, TTK’nın 34 maddesi uyarınca … müdürlüğü kararına itiraz istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
TTK’nın ” Sicil müdürünün görevleri başlıklı “1. İnceleme görevi ve geçici tescil ” alt başlıklı 32. maddesinde ” (1) Sicil müdürü tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. (2) Tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir. (3) Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır. (4) Çözümü bir mahkeme kararına bağlı bulunan veya sicil müdürü tarafından kesin olarak tescilinde duraksanan hususlar, ilgililerin istemi üzerine geçici olarak tescil olunur. Ancak, ilgililer üç ay içinde mahkemeye başvurduklarını veya aralarında anlaştıklarını ispat etmezlerse geçici tescil resen silinir. Mahkemeye başvurulduğu takdirde kesinleşmiş olan hükmün sonucuna göre işlem yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda davacı vekili, davacı kooperatifin üye sayısının belirsizliği ve oran boşluğu nedeniyle mahkemeden genel kurul toplantısı yapılması hususunda karar alındığını, Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen karar doğrultusunda 08.06.2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı yapıldığını, anılan toplantının 3. maddesiyle yönetim ve denetim kurulları azledilerek yeni üyeler seçildiğini, davalı … müdürlüğünce genel kurul kararının bu maddesinin geçici tescil edildiğini, kesin tescil başvurusunun reddedildiğini ileri sürerek, kesin tescil talebinin reddine dair kararın iptali isteminde bulunmuştur.
Geçici tescil işlemine konu 08.06.2018 tarihli genel kurul kararının iptali talebini içeren İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/713 Esas sayılı davasının 13.06.2018 tarihinde açıldığı, kesin tescil başvuru tarihinde bu davanın derdest olduğu açıktır. Kesin tescili istenen kararla ilgili iptal davası bulunduğu için davalı …’nün kesin tescil başvurusunu reddetmesi TTK’nın 32/4 maddesine uygundur. Her ne kadar davacı vekili söz konusu davanın redle sonuçlandığını istinaf nedeni olarak belirtmiş ise de kesinleşmiş karar sunmadığı gibi esasen davalı … müdürlüğünün kesin tescil başvurusunun reddettiği tarihte ortada kesinleşmiş bir karar bulunmadığı için sonradan verilen karar sonuca etkili değildir. Zira genel kurul kararının iptaline ilişkin davada verilen kararın kesinleşmesi halinde … müdürlüğünün buna uygun bir işlem yapması gerektiği, …. müdürlüğünün vereceği kararın yeni bir uyuşmazlık konusu olacağı açıktır. Bu nedenle genel kurul kararının iptali konulu davanın mahkemece bekletici mesele yapılmaması da yerindedir. Davacı vekili, geçici tescile konu kararla azledilen eski yöneticilerin seçimine dair başka bir genel kurul kararının iptali davasında iptal kararı verildiğini istinaf nedeni olarak belirtmiş ise de doğrudan dava konusu genel kurul kararının iptaliyle ilgili derdest dava var iken bu genel kurul kararıyla dolaylı ilgisi olan başka bir davanın sonucunun dikkate alınması mümkün değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16.09.2022