Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/333 E. 2022/522 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/333
KARAR NO : 2022/522

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19.01.2022
NUMARASI : 2021/108 Esas
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbire İtiraz
KARAR TARİHİ : 25.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.03.2022

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 19.01.2022 tarih 2021/108 Esas sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili, müvekkili şirketin İzmir/Alaçatı’da 1981 yılından bu yana “…” isimli restoranı işlettiğini, 2010 yılında Alaçatı Port, Alaçatı Köyiçi ve Çeşme Marina’da, 2019 yılında ise Karşıyaka’da Hilltown AVM şubelerini açtığını, 05.03.2007 tarihinde Türk Patent Marka Kurumu nezdinde “…” marka başvurusunda bulunulduğunu, 2007/08358 tescil numarası ile markanın tescil edildiğini, 10.06.2014 tarihinde “…” markasının 2014/48896 tescil numarası ile 30., 31. ve 32. sınıflarda, 2014/48961 tescil numarası ile 29., 30., 31., 32., 35. ve 43. sınıflarında, 19.02.2019 tarihinde “…” markasının 2019/16400 tescil numarası ile 29., 30.. 35. ve 43. sınıflarında ve son olarak 11.08.2020 tarihinde “…” markasının 2020/01848 tescil numarası ile 29., 41. ve 43. sınıflarında tescil edildiğini, davalının ise 17.09.2020 tarihinde “…” için yaptığı tescil başvurusunun müvekkili şirketin itirazı üzerine TPMK Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedildiğini, ancak davalının Muğla/Marmaris’te “…” adındaki restoranın işletme hazırlığını tamamladığını ve restoranı işletmeye açma aşamasına geldiğinin tespit edildiğini, “marmaris” kelimesinin görülmeyecek kadar küçük yazıldığını, davalının eylemleri nedeniyle müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini iddia ederek, davalı tarafından gerçekleştirilen marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti ve menine, müvekkili şirketin uğradığı zararın tespiti ve bu tespit doğrultusunda şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ve 1.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 16.11.2021 tarihli dilekçesi ile davalının müvekkili şirketin markası ile restoranı işletmeye devam etmesi halinde müvekkilinin müşteri portföyündeki kaybının her geçen gün artmakta olduğunu, müvekkili şirketin markasının güvenirliğini sarsan ve müşteri nezdinde itibarını zedeleyen eylemlerin yargılama süresince tedbiren durdurulmasına, tabelalardan müvekkili şirketin tescilli markasının kullanımının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davalının işyerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 03.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda davalının tabelası ve diğer tüm kullanımları üzerindeki işaret ve yazının bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının markasından ayırt edilemeyecek şekilde iktibas veya iltibasa yol açacak düzeyde olduğunun tespit edilmesi üzerine, 23.12.2021 tarihli ara karar ile davacının ihtiyati tedbir talebinin 50.000,00 TL nakit veya kesin banka teminat mektubu karşılığında kabulüne, davalının ticari faaliyeti sırasında, davacı adına tescilli “…” ibareli markaların kullanımının broşürlerinden, tabelalarından, etiketlerinden, fişlerinden, ambalajlarından, her türlü belge ve formlarından, yazışmalarından, kaşe ve sair tanıtım materyallerinden çıkartılmasına, tedbiren önlenmesine, kullanımlarının durdurulmasına, iltibas oluşturan ürünlere el konulmasına, toplanmasına ve yediemin olarak davacı yana bırakılmasına karar verilmiştir.
Davalı vekilince ihtiyati tedbire itiraz edilmesi üzerine ilk derece mahkemesince 19.01.2022 tarihinde duruşma günü belirlendiği ve tarafların davet edildiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, taraf vekillerinin hazır olduğu 19.01.2022 tarihli duruşmada davalı tarafın ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar verilmiştir.
İhtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara karara karşı, davalı vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davalı vekili, davacının asıl talepleriyle ilk derece mahkemesince verilen tedbir kararı içeriğinin tam olarak örtüştüğünü, bu şekilde verilen tedbir içeriğinin ihsası rey niteliğinde olduğunu, bu andan itiberen yapılacak yargılamanın sadece kağıt üstünde gereğinin yerine getirileceği anlamına geldiğini, dava konusuyla ilgili olarak davacının asıl taleplerini yerine getirecek tarzda ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, tedbir kararının mahkemenin nihai karar öncesinde görüşünü açıklaması anlamına geldiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve men’i ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir kararına davalı tarafın itirazının reddine dair ara karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.
HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “İhtiyati tedbir talebi ve ihtiyati tedbirin niteliği” başlığını taşıyan 159. maddesinde, bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişilerin dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilecekleri, ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesinde, öngörülen ispat şartı tam bir ispat değildir. Delillerin değerlendirilmesi sonucu ulaşılacak ön ispat tedbir kararı verilmesi için yeterlidir. Mahkeme tarafından ön ispatın tespiti, yargılama aşamasında Kanun gereği yapılması gereken bir tespit olup, ihsası rey olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Yine, ileride verilecek olan hükmün etkinliğini temin etmek üzere verilen ihtiyati tedbir kararının dava konusu ile aynı sonucu doğuracak bir ihtiyati tedbir kararı olduğunu iddia etmek mümkün değildir.
Somut olayda, davacı adına tescilli “…” markasının davalı tarafından “…” şeklinde kullanıldığı, bu kullanımın davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu ve davacının markanın tanınmışlığından haksız yarar sağlanmaya çalışıldığı iddia edilmiş olup, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporlarında davalının fiziken ve internet ortamında davacının 43. sınıfta tescilli “…” markasını kullandığı, bu hali ile davacının önceki tarihli tescilli markası ile karıştırılma ihtimaline yol açtığı, bu şekilde davacının ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğuna veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığına dair ön ispat şartını dava aşaması itibarıyla yerine getirdiği sonucuna ulaşılarak, mahkemece ihtiyati tedbir kararlarına karşı yapılan itirazın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 52,30 TL’nin ihtiyati tedbire itiraz eden davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbire itiraz eden davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.25.03.2022