Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/315 E. 2022/709 K. 09.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/315
KARAR NO : 2022/709

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31.12.2021
NUMARASI : 2021/745 E.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 09.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.05.2022

İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.12.2021 tarih 2021/745 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, müvekkili şirketin Türkiye’de kılavuzluk ile römorkaj hizmetleri sektörünün lider kuruluşu olduğunu, yabancı denizcilik çevreleriyle ve özellikle Londra denizcilik piyasalarında tanınmış olduğunu, Türk hukukunda kamu hizmeti niteliğinde olan bu hizmeti görmek üzere Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yetkilendirilen firmalara imtiyaz verildiğini, 20.02.2020 tarihinde yapılan son görevlendirme dağıtımında müvekkilinin İzmir-Aliağa (Nemrut), İstanbul-Ambarlı, İznik ve İskenderun limanlarının imtiyazlarını alarak büyük bir başarı elde ettiğini, ayrıca Serbest Bölgeler Mevzuatına tabi olan, tersane sahibi bir şirket olduğunu, kılavuz ve römorkaj gemileri ile benzeri gemi ve teknelerin üretimi, tamir ve bakımını yaptığını, davalı …’ın denizcilik sektörünün aktörleri, faaliyetleri ve onların kişiliklerine yönelik haberler yayınlayan ajans, gazete, tv kanalı, whatsapp gruplarının sahibi olduğunu, davalı …’in ise davalı … A.Ş. ve aynı sektörde faaliyet gösteren başka şirketlerin sahibi olduğunu, müvekkilinin doğrudan rakiplerinden biri olduğunu, müvekkili şirketin kurucusu ve şirketin büyük ortağı olan 97 yaşındaki …’a dava dışı yeğeni tarafından vasi tayini davası açıldığını, müvekkili şirketi dava dışı oğulları … ve …’un yönettiklerini, davalılarca vasi davasının iki kardeş arasında sorun yaratacağı, yöneticilerin yetkilerinin kısıtlanacağı, …’un hiçbir önemli karara imza atamayacağı, şirketin malvarlığına el konulacağı ve çökeceği yönünde davalı …’ın www… adlı internet sitesinde haberler yaptıklarını, davalı …’in …. ‘nın müvekkili şirketin yetkilendirilmesi kararı aleyhine Ankara İdare Mahkemeleri ve Danıştay’da davalar açtığını, davalıların çeşitli uluslararası denizcilik haber ajanslarına e-posta yoluyla basın bülteni gönderdiklerini, müvekkili şirketin yönetilemeyecek duruma geldiği algısı oluşturularak iç ve dış piyasa ve finans çevrelerinde şirket hakkında şaibe ve güvensizlik yaratılmaya çalışıldığını iddia ederek; ileride telafisi mümkün olmayacak zararların önlenmesi için TTK’nın 61 ve 5651 Sayılı Yasa’nın 4. maddesi çerçevesinde ihtiyati tedbir yoluyla https://www… ve https://www… uzantılı URL’ler hakkında erişimin engellenmesine, TTK md 56/1-d,e bendi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 TL maddi tazminatın ve 2.000.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalılar … A.Ş. ve … vekili ile davalılar … ve … Şti vekili cevap dilekçelerinde davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN ARA KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davadaki iddia ve talebin yargılamayı gerektirdiği, HMK’nın 390. maddesi kapsamında yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, davaya konu haberlerin …@gmail.com e-posta adresi üzerinden … isimli kullanıcıdan kim olduğu açıkça görülemeyen gizli kullanıcılara “…” başlıklı bir e-posta ile gönderildiğini, iletinin ekinde yer alan Word dosyası incelendiğinde, davalılardan… tarafından gerçeklik çarpıtılarak kaleme alınan ve …. adresli internet sitesinde yayımlanan haberin kaynak gösterildiği ve dosya içerisinde de haberin bir kısmının İngilizce’ye çevrildiğinin görüldüğünü, bu haberin 03.06.2021 tarihli 03.06.2021 tarihli ve “…’a mahkeme kararıyla aile dışından vasi tayin edildi” başlıklı haber olduğunu, Word dosyası üzerinde yapılan teknik incelemede ise, dosyayı düzenleyenin “…” isimli kullanıcı olduğunun ve bu kişinin davalı … A.Ş. çalışanı olduğunun görüldüğünü, sunmuş oldukları hususların iddialarını ağırlıklı bir ihtimal doğruluğunu ispatlar nitelikte olduğunu, yaklaşık bir kanaat oluşturduğunu, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmesinin ihtiyati tedbir talebinin ret gerekçesi olamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Talep, haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsili ve ihtiyati tedbir yoluyla davalı … ve davalı … Şti.’ne ait https://www… ve https://www… uzantılı URL’ler hakkında erişimin engellenmesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzenine ilişkin nedenlerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
6100 sayılı HMK 390/3 maddesine göre, tedbir kararı verilebilmesi için davada haklılık konusunda tam bir ispat şartı aranmamakta ise de, davanın esası yönünde haklılık durumunun yaklaşık olarak ispat edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Aynı şekilde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme nedeniyle ciddi bir zararın olacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. Davanın esası hakkında ilk derece mahkemesince yargılamaya devam edilmekte olup, tarafların haklılık durumu hususu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde yaklaşık ispat şartlarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından davacı tarafın bu aşamada istinaf isteminin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 52,30 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbir isteyen davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.09.05.2022