Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/30 E. 2022/438 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/30
KARAR NO : 2022/438

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10.11.2021
NUMARASI : 2021/1225 Esas
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 16.03.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16.03.2022

Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.11.2021 tarih 2021/1225 Esas sayılı ara kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili, müvekkili şirketin kripto varlık hizmet sağlayıcısı olduğunu, davalıların ise dünya çapında sosyal medya platformuna sahip bir uluslararası şirket ve onun Türkiye temsilciliği için TTK hükümleri uyarınca kurulmuş şirket olduğunu, www…..com alan adlı web sitesinin ve … mobil uygulamasının sahibi, işleteni, yayıncısı olduklarını, davalıların …’in işleticisi ve yayıncısı olarak, müvekkili şirketin rakiplerinin reklamlarını yoğun şekilde kabul ettikleri halde müvekkilinin reklamlarını ise hiç bir makul sebep yokken reddettiğini, TTK m. 54 uyarınca haksız rekabete sebebiyet verdiklerini, Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/124 D. İş sayılı dosyasında tespit yaptırdıklarını belirterek; davalılara ait sitenin mobil ve web versiyonunun, https protokolleri ve IP bazlı şekilde olması fark etmeksizin, HMK uyarınca tedbiren erişime engellenmesine, davalıların eylemlerinin TTK’nın m. 54 vd. hükümleri uyarınca haksız rekabet niteliğinde olduğunun tespitine, bu eylemlerin durdurulmasına, men’ine ve eski hale iadesine, …’ın davacı şirkete uyguladığı reklam yasağının hem ihtiyati tedbir yoluyla tedbiren hem de nihai hükümle kaldırılmasına, haksız rekabetin tespitine dair kararın kesinleşmesinden sonra davalıların web sitesi’nde ve Türkiye’nin en yüksek tirajlı gazetesinde ilan ettirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, 6012 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 61/1 maddesi delaletiyle 6100 sayılı HMK’nın 390/3 maddesi gereğince haksız rekabetin mevcut olup olmadığı hususunun yargılamayı gerektirdiği, davacının ihtiyati tedbir talebi yönünden davanın esası yönünden haksız rekabetin oluştuğuna ve zararın doğduğuna dair kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek nitelikte deliller sunmadığı, ayrıca somut olayda, 6100 sayılı HMK’nın 389/1. maddesi gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi durumunun mevcut olmadığı gerekçesiyle davacı tarafın davalının internet sitesine erişimin engellenmesine yönelik tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı-ihtiyati tedbir vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/124 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalının fiillerinin haksız rekabet niteliğinde olduğunun, …’ın, müvekkili şirketin tüm rakiplerinin reklamlarını yaparken, müvekkili …’nin reklamlarını yapmadığı ve yayımlamayı kabul etmediğinin açıkça tespit edildiğini, özellikle …, … ve … firmalarına ait birçok reklamın yayımlandığın tespit edildiğini, bu durumun …’ın birbirine rakip olan firmalar arasında ayrım yaptığını, müvekkilin rakiplerine haksız ve hukuksuz şekilde rekabet avantajı yarattığını gösterdiğini, …’ın, müvekkilinin ürün ve hizmetlerinin reklamlarını kabul etmeyerek, rakiplerininkileri kabul etmesinin, müşteriler nezdinde müvekkilinin ürün ve hizmetlerine dair olumsuz kanaat ve yargılara yol açtığını, müvekkilinin ürün veya hizmetlerinin yasal değilmiş gibi bir izlenim oluşturarak kötüleme yoluyla haksız rekabete yol açtığını, hal böyle iken ilk derece mahkemesinin HMK m. 389’da yer alan mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkânsız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi durumunun mevcut olmadığı şeklinde gerekçesinin ve ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verdiği kararın yerinde olmadığını, müvekkilinin zararının her geçen gün arttığını ve oluşan zararın telafi edilemez bir hal aldığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Talep, haksız rekabetin tespiti ile bu eylemlerin durdurulması, men’i ve eski hale getirilmesi istemlerine ilişkin davada, tedbiren davacı şirkete uygulandığı iddia olunan reklam yasağının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması ve davalı şirketlerin mobil ve web versiyonuna erişimin engellenmesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzenine ilişkin nedenlerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olayda, ilk derece mahkemesince davanın açılması ile birlikte sunulan delillerin HMK’nın 390/3 maddesi kapsamında tedbir kararı verilebilmesi için aranan yaklaşık ispat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Konuyu düzenleyen 6100 sayılı HMK 390/3 maddesine göre, tedbir kararı verilebilmesi için davada haklılık konusunda tam bir ispat şartı aranmamakta ise de, davanın esası yönünde haklılık durumunun yaklaşık olarak ispat edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Somut olayda dava ile birlikte aynı zamanda tedbir talebinde bulunulmakta olup, dava dilekçesi ve eklerindeki bilgi ve belgelere göre talep tarihi itibariyle değerlendirildiğinde tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat şartlarının oluşmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı tarafça istinaf dilekçesinde, davalıların dava konusu eylemlerinin davacı şirketi sürekli suretle kişisel ve ticari zarara uğrattığı, davacı şirketin iş ve müşteri kaybına uğradığı, ihtiyati tedbir isteminin reddinin haksız rekabet ortamının sürekliliğine ve müvekkil için telafisi imkansız zararlara yol açtığı ileri sürülmüş ise de, davacı şirkete uygulandığı iddia edilen reklam yasağının durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir istemi uyuşmazlığın esasını çözer mahiyette olup; davalı şirketlere ait siteye ulaşımın engellenmesine ilişkin ihtiyati tedbir istemi bakımından ise dava esasa ilişkin bir dava olduğundan, yargılama aşamasında deliller sunuldukça yargılamada gelinen aşamalarda yaklaşık ispat şartlarının oluşması halinde ve yeniden talepte bulunulması halinde mahkemece her aşamada tedbir talebinde bulunulup konunun değerlendirilebileceği açıktır. Bu bakımdan somut olayda talep ve talep tarihi itibariyle sunulan deliller kapsamında istemler değerlendirildiğinde ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yasanın aradığı yaklaşık ispat koşulları şartları yerine getirilmemiş olduğundan istemin yerine getirilmesinde yasal düzenlemeye bir aykırılık görülmemiştir.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 52,30 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbir isteyen davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16.03.2022