Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/242 E. 2022/1909 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/242
KARAR NO : 2022/1909

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07.10.2021
NUMARASI : 2020/102 Esas 2021/826 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 23.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.12.2022
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.10.2021 tarih 2020/102 Esas 2021/826 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 12.08.2015 tarihinde, davalı şirket tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalanan, davacının maliki ve sürücüsü olduğu otomobil ile davalı …’ye ait, davalı …’nin sürücüsü olduğu otomobil arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkiline ait otomobilde hasar oluştuğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 3.000,00 TL hasar bedeli ile 200,00 TL ikame araç bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 10.08.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını hasar bedeli bakımından 8.718,00 TL’ye, ikame araç bedeli bakımından ise 600,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekili, kusur durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınmasını talep ettiklerini, davacının maddi zararı kanıtlaması gerektiğini, sigortacının ödeme yükümlülüğünün gerçek zararla sınırlı olduğunu, bilirkişi incelemesi ile talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunun sübuta ereceğini, bu nedenle dahi tazminat talebinin kabulünün mümkün olmadığını, öncelikle kusur durumunun Adli Tıp Kurumu’nca tespit edilmesi buna müteakip bilirkişi vasıtasıyla hasar miktarının tespiti yoluna gidilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalılar … ile … usulüne uygun olarak davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemişlerdir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN ÖNCEKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu edilen trafik kazasının oluşumunda davacı tarafa ait araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, davalıların dava konusu taleplerden sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI : Dairemizin 2019/3190 E. 2019/1890 K. sayılı ilamı ile, davacıya ait otomobilin karşı yönden gelen davalı …’ye ait ve onun oğlu olan davalı …’nin sevk ve idaresindeki kamyonetten fırlayan tekerleğin çarpmasıyla hasara uğradığı, aracın tekerleğinin fırlamasının teknik bir arızadan kaynaklandığının bilirkişi raporunda da tespit edildiğini, KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç malikinin, sürücüsünün kusurundan, aracın bakım onarım ve her zaman trafikte emniyetli bir şekilde bulundurulmasından kusursuz olarak sorumlu olduğu, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının işletenin sorumluluğunu karşılamakla yükümlü olduğu, aracı sevk ve idare eden sürücünün ise, nezaretindeki aracın kontrolünden ve bakımından sorumlu olduğu, gerekli dikkati, ilgiyi göstererek araçta oluşabilecek muhtemel arızaları araç sahibine bildirmekle yükümlü olduğu, mahkemece davalılar … ve …’ın baba oğul olmaları, aracın kamyonet niteliğinde bulunması nedeniyle, davalı sürücü …’ın bu aracı uzun süredir kullanıp kullanmadığı, araçtaki teknik arızayı bilebilecek durumda olup olmadığı, aracın periyodik bakım, arıza ve onarım işlerinin kim tarafından yaptırıldığı, aracın davalı sürücü tarafından geçici olarak kısa süreli emaneten alınıp alınmadığı, dolayısıyla davalı …’nin teknik arızanın ve kazanın oluşmasında kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılıp değerlendirilmesi ve bilirkişiye incelettirilmesi gerektiği, mahkemece bu hususlarda herhangi bir araştırma yapılmadan ve bu hususlar dikkate alınmadan araç sürücüsünün kusursuz olduğundan bahisle tüm davalılar hakkında davanın reddedilmesinin hatalı olduğu, mahkemece taraf delilleri uzman bilirkişiye incelettirilerek, açıklanan konularda yeniden rapor alınması, gerektiği taktirde hasar bedeli ve ikame araç bedeli konusunda makine mühendisi bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği belirtilerek HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KALDIRMA KARARI SONRASI VERDİĞİ KARARIN ÖZETİ : Mahkemece, kaldırma kararı uyarınca makina mühendisi ve sigortacı bilirkişiden alınan raporda; “aracın sol ön tekerleğinin çıkmasının irdelenmesi” başlıklı bölümünde araç kullanıcılarının tamir-bakım ve lastik patlaması sonrası araca takılan tekerleğin bijonlarının doğru takılarak iyi sıkıldığını kontrol etmesi/ettirmesi gerektiği, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde … plakalı kamyonet sürücüsü …’nin dikkatsiz, özensiz ve kurallara aykırı hareketiyle kazanın oluşumunda kusurlu olduğu, … plakalı aracın maliki ve sürücüsü olan davacı …’in ise herhangi bir hatalı davranışının olmadığının bildirildiği, raporun aynen benimsenerek hükme esas alındığı, yine alınan bilirkişi raporunda davacıya ait araçta KDV dahil 8.718,81 TL hasar meydana geldiğinin ve makul tamir süresinin 10 gün olduğunun, bu süre içerisinde davacının dosya içerisinde yer alan ve 10 gün x 80,00 TL’ye karşılık gelen 13.08.2015 tarihli KDV dahil 944,00 TL’lik araç kiralama faturasının kadri maruf olduğunun tespit edildiği, bu raporun Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 06.09.2018 tarihli rapor ile de uyumlu olduğundan bu görüş aynen benimsenerek hükme esas alındığı, KTK’nın 85. Maddesi gereğince araç malikinin sürücüsünün kusurundan aracın bakım, onarım ve her zaman trafikte emniyetli bir şekilde bulundurmasından kusursuz olarak sorumlu olduğu, aracı sevk ve idare eden sürücünün ise nezaretindeki aracın kontrolünden ve bakımından sorumlu olduğu, bu konularda gerekli dikkati, ilgiyi göstererek araçta oluşabilecek muhtemel arızaları araç sahibine bildirmekle yükümlü olduğu, bu kapsamda rapor içeriğinde açıklandığı üzere … plakalı kamyonet sürücüsü …’nin dikkatsiz, özensiz ve kurallara aykırı hareketiyle kazanın oluşumunda hatalı etken davranış sergilemiş olduğundan, davalı sigortacının da davacı aracında meydana gelen KDV dahil 8.718,81 TL’den sorumlu olduğu, ikame araç bedeline ilişkin talepten ise davalı sigorta şirketinin Poliçe Genel Şartlarının A/6.k. maddesi gereğince sigorta poliçesi teminatı kapsamında kaldığından sorumlu olmadığı, davalı …’nin KTK’nın “Araçların, esasları yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurulmasının zorunlu” olduğuna dair 30. maddesi ve “Araçların Teknik Şartlara Uygunluğu ve Muayeneleri” başlıklı “teknik şartlara uygun durumda olmayan araçların trafiğe çıkartılması yasaktır.” şeklindeki 67. maddesine aykırı hareket etmiş olması nedeniyle dava konusu trafik kazasının oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketinin davacıya ait araçta hesaplanan bu hasar tutarından sorumlu olduğu, aracın malik ve işleteni olan davalı …’nin 600,00 TL’lik ikame araç bedelinden dolayı davacıya karşı sorumlu olduğu, davalı sürücü …’nin kusurlu sigortalı aracı araçtaki teker kopmasına sebebiyet veren teknik arızayı giderilebilecek şekilde uzun süredir kullandığına dair bir delilin dosya içerisinde mevcut bulunmadığı, yine aracın periyodik bakımlarının bu davalı tarafından yaptırıldığına dair bir delilin de dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle bu davalı yönünden ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne 8.718,81 TL hasar bedeline ilişkin maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine, 600,00 TL ikame araç bedeline ilişkin maddi tazminatın davalılardan …’den kaza tarihi olan 12.08.2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, davalı … hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı … A.Ş.vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … A.Ş. vekili, kaza tarihinin 12.08.2015 olduğunu, dava dilekçesinde yer alan taleplerin 10.08.2017 tarihinde ıslah edildiğini, kaza tarihinin üzerinden 2 sene geçmiş olması sebebiyle ıslah edilen miktar yönünden zamanaşımı süresinin dolduğunu, tüm miktar yönünden dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin yerinde olmadığını, ıslah edilen miktar yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda yer alan tespitlerle ekspertiz raporunda yer alan tespitler arasında çelişki bulunduğunu, işçilik bedelleri yönünden karşılaştırma ve değişim-onarım parçaları gözetilmeden değerlendirme yapıldığını, aracın onarıldığına dair onarım faturasının da bulunmadığını, değişmesi gereken parça ve malzemeler yönünden iskonto indirimi gerçekleştirilmeden ve KDV dahil hesap gerçekleştirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, BAM kaldırma kararında davalılar … ve …’ın baba oğul olmaları, aracın kamyonet niteliğinde bulunması nedeniyle, davalı sürücü …’ın bu aracı uzun süredir kullanıp kullanmadığı, araçtaki leknik arızayı bilebilecek durumda olup olmadığı, aracın periyodik bakım, arıza ve onarım işlerinin kim tarafından yaptırıldığı, aracın davalı sürücü tarafından geçici olarak kısa süreli emaneten alınıp alınmadığı, dolayısıyla davalı …’nin teknik arızanın ve kazanın oluşmasında kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılıp değerlendirilmesi ve bilirkişiye incelettirilmesi gerektiğinin belirtilmesine rağmen, gerek yargılama sırasında gerekse bilirkişi raporunda ve gerekse gerekçeli kararda bu hususlara değinilmediğini, poliçelerde gösterilen ve sigorta şirketinin sorumlu olduğu azami limiti gösteren meblağların muaccel ve maktu meblağlar olmayıp ancak sigortalının uğradığı gerçek zararı karşılamak için ihdas edilmiş meblağlar olduğunu, zarar veren aracın neden olduğu riziko sebebi ile sigortalıya ait şeylere ve bedenlerine verilen zarardan ötürü sigorta şirketince poliçede gösterilen üst meblağın tamamını değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödeme yapılması gerektiğini, bu zararın davadan önce müvekkili şirket tarafından giderilmiş olması sebebiyle müvekkili şirketin sorumluluğunun sona erdiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle aracı hasara uğrayan araç malikinin kazaya sebebiyet veren karşı araç işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından hasar bedeli ve ikame araç bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince, Dairemizin kaldırma kararında belirtilen hususlar doğrultusunda alınan bilirkişi raporunda, davalı sürücü …’nin dikkatsiz, özensiz ve kurallara aykırı hareketi ile kazanın oluşumunda kusurlu olduğu, araçta oluşabilecek muhtemel arızaları araç sahibine bildirme yükümlülüğüne uygun davranmadığı, davacının ise meydana gelen olayda hatalı davranışının olmadığı, davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasarların dava konusu trafik kazası ile uyumlu olduğu, araçta meydana gelen hasar nedeniyle yedek parça ve işçilik tutarının KDV dahil 8.718,81 TL olduğu, aracın tamirde kaldığı 10 günlük süre içerisindeki ikame araç giderinin KDV dahil 944,00 TL olduğu, ancak davacının talebinin 600,00 TL olduğu, bu zarardan Poliçe Genel Şartları (A.6/k) maddesi gereği davalı sigortacının sorumlu tutulamayacağı yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporundaki hesaplama ve görüşlere itibar edilerek davanın kısmen kabulü ile 8.718,81 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden, 600,00 TL ikame araç bedelinin ise davalı işletenden tahsiline, davalı sürücü hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli, dosya kapsamına ve Dairemizin kaldırma kararına uygun olmasına, dava dışı sürücü …’nin dikkatsiz, özensiz ve kurallara aykırı hareketi ile kazanın oluşumunda kusurlu olduğunun ve araçta oluşabilecek muhtemel arızaları araç sahibine bildirm yükümlülüğüne uygun davranmadığının tespit edilmiş olmasına göre, istinaf edenin sıfatına göre istinaf itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … A.Ş. yönünden istinaf karar harcı olan 595,58 TL’den peşin alınan 120,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 475,58 TL’nin davalı … A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … A.Ş.’nin yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23.12.2022