Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/2033 E. 2023/99 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2033
KARAR NO : 2023/99

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24.01.2022
NUMARASI : 2021/599 Esas 2022/25 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 20.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.01.2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.01.2022 tarih 2021/599 Esas 2022/25 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı …’ün davacının muhasebe kayıt ve defterlerini tuttuğunu, davalı sigorta şirketinin davalının mesleki sorumluluk sigortacısı olduğunu, Vergi Dairesince 2009 yılına ait bir kısım belgenin kaybedilmesi nedeniyle davacıya 9.036,20-TL KDV aslı, 27.108,60-TLvergi ziayat cezası, 1.000,00-TL özel usulsüzlük cezası olmak üzere toplam 37.144,80 TL vergi cezası uygulandığını, davalıların bu zararı karşılıma yükümlülüğü bulunduğunu, yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını, belirterek; belirsiz alacak davasına esas olmak üzere şimdilik 57.438,65-TL’nin ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, davacı ile diğer davalı arasında imzalanmış bulunan TÜRMOB Sözleşmesi ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanununu ilgili maddeleri gereği defter kayıtlarına intikal eden belgelerin saklanmasından davacının sorumlu olduğu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, davalı sigortanın zararı karşılaması gerektiğini, poliçenin riskleri kapsadığını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK KALDIRMA KARARINDAN ÖNCEKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı muhasebecisi … tarafından bir kısım belgenin kaybolması nedeniyle vergi ve cezalar tahakkuk ettirilmiş ise de, bu borçlar henüz kesinleşmediği gibi davacı tarafından bağlı olduğu vergi dairesine hiç bir para yatırılmadığı, dava tarihi itibariyle ve halen vekalet sözleşmesi ve sigorta poliçesi konusu eylemle ilgili olarak davacı yönünden oluşmuş bir somut zarardan söz etmek mümkün olmadığı, davacının vergi dairesine bir ödeme söz konusu olmadığı için davalılardan isteyebileceği vadesi gelmiş bir zarardan da bahsedilemeyeceği, ne zaman ki davacı dava konusu olay nedeniyle vergi dairesine vergi ve cezaları öder ise o tarihte zararın oluşacağı ve davalılardan tazminat isteme hakkı doğacağı, bu itibarla eldeki dava erken açılmış olup, dava ve karar tarihleri itibariyle güncel hukuki menfaat şartı gerçekleşmediği, ön şartını bulunmadığı, belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI ÖZETİ : Davalılar gerçek zarardan sorumlu olup dava konusu vergi cezasının affa uğraması gibi sebeplerle davacının borçtan kurtulması halinde ortada gerçek bir zarar söz konusu olmayacağı için davalıların sorumlu tutulması mümkün değildir. Gerçek zarar vergi dairesine yapılan ödemeden ibaret olmayıp vergi cezasının azaltılması için uzlaşma, yapılandırma, af gibi yollardan yararlanılması mümkün ise bu yollar uygulanması halinde ne kadar ödeme yapılması gerektiği belirlenmelidir. Yine vergi cezası ödenmeden dava açılmış ise bu ön şart tamamlanabilecek bir şart olduğu için mahkemece usulünce kesin süre verilerek sonuca gidilmelidir. Davacının yargılama sırasında vergi borcunu ödemesi mümkün olup davanın erken açıldığı gerekçesiyle davanın reddi usul ekonomisiyle bağdaşmayacağı gibi davacının ek dava açma süresini kaçırması halinde zamanaşımı def’i ile karşılaşması ve böylelikle hak kaybına uğraması söz konusu olacaktır. Buna göre mahkemece öncelikle dava konusu 2009 yılına ait belgelerin eksik bildirilmesiyle ilgili İzmir 2. Vergi Mahkemesinin 13.03.2014 tarih 2012/1168E, 2014/357K sayılı kararı, Danıştay onama ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine dair kararları eklenerek dava konusu vergi cezasıyla ilgili olarak davacı tarafından ödemesi gereken miktarın belgeleriyle bildirilmesi için Vergi Dairesine yazı yazılmalı, yazı geldikten sonra ek bilirkişi raporu alınarak vergi afları, yapılandırma vs gibi vergi mevzuatı hükümlerine göre davacı tarafından ödenmesi gereken vergi borcu bulunup bulunmadığı, dolayısıyla gerçek zarar miktarının ne olduğu hususlarında rapor alınarak, davacı vekiline bilirkişi raporunda belirlenen vergi cezasını kuruma ödemesi ve ödemeye dair belgeyi mahkemeye sunulması için usulüne uygun kesin süre verilerek ortaya çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, belirtilerek; kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KALDIRMA KARARI SONRASI VERDİĞİ KARARIN ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı sigorta şirketinin zarardan poliçe limiti ve 100,00-TL muafiyet şartı ile muaf olduğu miktarın düşülmesinden sonra 11.097,76-TL yönünden tarafların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, 1.318,77-TL yönünden ise poliçe limitini aşması nedeni ile davalı …’ün sorumlu olduğu, belirtilerek; davacının davasının kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı ve davalı sigorta şirketi tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, vergi dairesi başkanlığından davacı tarafından yapılan ödemeye ilişkin yeterli araştırma yapılmadığını, davalı sigorta şirketi tarafından oluşan zararın ödenmemesi nedeniyle davacı tarafından yıllara yayılarak faizleri ile birlikte ödeme yapıldığını, yapılan tahsilatların büyük kısmının borcun ferilere gittiğini, vergi dairesi tarafından maaş haciz yapıldığını, yapılan ödeme miktarının tespiti için yeniden vergi dairesine yazı yazılması gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin yanlış tespit edildiğini, dava tarihi itibariye davacının vergi borcunun tespit edilmesi gerektiğini, süreçte ortaya çıkan yapılandırma ve indirimler nedeniyle borcun azalması nedeniyle oluşan durumun davacı aleyhine yorumlanamayacağını, dava tarihideki değer üzerinden davacı lehine vekalet cüretine hükmedilmesi gerektiği, değerin azalmasının davacı sorumlu tutulamayacağından davalı sigorta şirketi lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceğini, belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili, yeterli gerekçeye yer verilmediğini, davacının zarar talebinin poliçe kapsamı dışında kaldığını, davacının şahsen sorulu olduğunu, defterlerin davacıda iken kaybolduğunu, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, muhasebecinin neden olduğu vergi cezasının muhasebeci ve onun mesleki sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Kaldırma kararı sonrası ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, davacı ile davalı … arasında düzenlenen mali müşavirlik sözleşmesiyle davacının muhasebe ve defter tutma yükümlülüğünün davalı … tarafından üstlenilmesine, davalının sözleşme aykırı kusurlu davranışı neticesinde davacıya ait 2009 yılı alış faturaları ile gider belgelerinin ibraz edilmemesi nedeniyle vergi ziyaı ile özel usulsüzlüğe neden olduğundan bahisle davacı aleyhine vergi cezası tahakkuk ettirilmesine, davalının mesleki faaliyetini yerine getirirken neden olduğu bu zararın davalılar arasında düzenlenen mesleki sorumluluk sigortası poliçesiyle davalı sigorta şirketi tarafından teminat altına alınmasına, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun davacının gerçek zararı nispetinde poliçe limiti ile sınırlı olmasına, söz konusu vergi borcu nedeniyle davacı tarafından 11.02.2021 tarihinde 12.416,53-TL ödeme yapıldığının belirlenmesine, davacı tarafından ödenen bu miktar üzerinden poliçede belirlenen oranda tenzili muafiyet uygulanmasına, tenzili muafiyet uygulanan miktar yönünden davalı …’in sözleşme kapsamında ayrıca sorumlu tutulmasına, alacağa ödeme tarihinden faiz yürütülmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun süreç sonunda davacının üstlenmek zorunda kalıdğı gerçek zarar nispetinde olması nedeniyle red edilen miktar yönünden HMK’nın 326/2. maddesi ve AAÜT hükümleri çerçevesinde davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, taraf vekillerinin aksi yöndeki istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı ve … Sigorta Şirketi A.Ş’n,n istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90-TL maktu harçtan, peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 99,20-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … Sigorta Şirketi A.Ş yönünden istinaf karar harcı olan 848,17-TL’den peşin alınan 212,04-TL’nin mahsubu ile bakiye 636,13-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı ve davalı … Sigorta Şirketi A.Ş’nin yaptığı giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 20.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.