Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/2015
KARAR NO : 2023/989
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2022
NUMARASI : 2021/382 Esas 2022/820 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 04.07.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.07.2023
İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.10.2022 tarih 2021/382 Esas 2022/820 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ile davalı … A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 10.10.2016 tarihinde davalı … A.Ş’nin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu araç ile müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu, davalı … A.Ş.’nin (… A.Ş.) zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu, dava dışı eşi …’in sevk ve idaresindeki aracın çarpışması neticesinde meydana gelen kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, davalı sigorta şirketlerince yapılan kısmi ödemenin zararını karşılamadığını ileri sürerek, 50,00 TL kalıcı iş göremezlik, 25,00 TL geçici iş göremezlik 25,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 100,00 TL’nin kısmi ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … A.Ş. vekili, davacıya 19.06.2017 tarihinde %10 maluliyet ve %75 kusur oranına göre 14.261,00 TL ödendiğini, müvekkilinin ibra edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … A.Ş. vekili, davacıya ödeme yapıldığını, davacının müvekkilini ibra etttiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN ÖNCEKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, CMK’nın 253/19. maddesi gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlık uzlaşma yoluyla giderildiği için tazminat istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI : Dairemizin 2018/1861 E. 2021/607 K. sayılı ilamı ile, davacının yolcu olarak bulunduğu araçla gerçekleşen çift taraflı kazada yaralandığı ileri sürülerek, kazaya karışan her iki aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacılarından bakiye iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı talebinde bulunulduğu; mahkemece soruşturma aşamasında uzlaşma gerçekleştiği için davanın reddine karar verildiği, davacının 12.10.2016 tarihli karakol ifadesinde sadece karşı traktör sürücüsünden şikayetçi olduğunu bildirdiği, yolcu olarak bulunduğu aracın sürücüsü olan eşi … hakkında şikayetçi olmadığı için eş … yönünden uzlaşmayı gerektirecek bir hal bulunmadığı, her ne kadar dosyadaki 11.11.2016 tarihli uzlaşma raporunda davacı şüpheli konumundaki eşi hakkında da uzlaşma beyanında bulunmuş ve uzlaşma nedeniyle takipsizlik kararı verilmiş ise de, birden çok kişinin yaralanması nedeniyle topluca düzenlenen uzlaşma raporunda baştan itibaren eş hakkında şikayet bulunmadığı için ortada uzlaşmadan söz edilemeyeceği, buna göre davacının eşinin sürücüsü olduğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı … A.Ş. hakkında CMK’nın 253/19. maddesi uyarınca uzlaşma gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddedilmesinin hatalı olduğu, (Yargıtay 17. H.D’nin 04.02.2020 tarih 2018/3250 E- 2020/677K sayılı kararı) mahkemece davacının yolcu olarak bulunduğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu davalı … A.Ş. hakkında yargılamaya devam edilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN SONRAKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 18.03.2022 tarihli raporda kazanın meydana gelmesinde davalı … A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün sinyal vermeden dönüşe geçmesi nedeniyle %20 oranında tali kusurlu olduğu, diğer davalı … A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün sollama kurallarına riayet etmemesi nedeniyle %80 oranında asli kusurlu olduğunun tespit edildiği, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Başkanlığından alınan 03.11.2021 tarihli kök ve 14.04.2022 tarihli ek raporda davacının sürekli iş göremezlik oranının %10 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği, bakıma muhtaç kalma süresinin ise 1 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, 19.07.2022 havale tarihli aktüerya raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve %10 iskonto esasına dayanan hesaplamaya göre ve davalının 04.07.2017 tarihinde davacıya yaptığı ödemenin mahsubu sonrası kalan miktarın 2022 verileri ile güncellenerek hesaplanması neticesinde davacının davalı … A.Ş.’den 94.151,78 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı alacağının bulunduğu, yine kusur oranı dikkate alındığında 3.149,84-TL geçici iş göremezlik tazminatı alacağının ve 1.317,60-TL bakıcı gideri alacağının bulunduğu, davalı sigortaya sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsü olan …’den davacının bir şikayeti olmadığından uzlaşma yoluna gidilmesi ve uzlaşmayla soruşturma dosyasının sonuçlanmasının mahkeme yönünden bağlayıcı olmadığı, davalı … A.Ş.’ye sigortalı … plakalı araç sürücüsü ile uzlaşma sağlanmadığı kabul edilerek, davalı … A.Ş.’nin davacının zararlarından poliçe kapsamında sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle, davalı … A.Ş’ye yönelik açılan davanın CMK 253/19 maddesi gereğince reddine, davalı … A.Ş’ye yönelik açılan davanın kısmen kabulü ile 94.151,78 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 3.149,84 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 1.317,60 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 98.619,22 TL maddi tazminatın 04.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili ile davalı … A.Ş. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, davalı … yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, uzlaştırma tutanağında müvekkilinin karşı tarafı “affettim ve şikayetimden vazgeçtim” ifadelerini kullanarak uzlaştırma tutanağını imzaladığını, CMK 253/19 maddesinde bir edimin yerine getirilmesinden bahsedildiğini, bir para alacağının üzerinde uzlaşma olursa, tarafların uzlaşmış sayılacağını, müvekkilinin uzlaşırken herhangi bir para almadığını, müvekkilinin hiç kimse ile uzlaşmadığını, sadece iyiniyetli olarak şikayetinden vazgeçtiğini, uzlaştırmayı yapan şahısların böyle tutanağı imzalaması halinde tüm maddi ve manevi tazminat haklarından feragat etmiş sayılacağı hususunda müvekkiline uyarı yapmadıklarını belirterek, davalı … A.Ş. hakkında verilen red kararı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili, kusur, maluliyet ve geçici – sürekli iş göremezlik hesaplamalarında kullanılan yöntemlerin hatalı olduğunu, davacı tarafından sunulan kaza tespit tutanağına göre müvekkili şirkete başvurulurken sigortalı araç sürücünün tali kusurlu olduğu kabulü üzerinden talepte bulunulduğunu, kaza tespit tutanağı ile dosyada alınan bilirkişi raporu arasında çelişki meydana geldiğini, kusur oranı adına düzenlenen rapora itirazlar gözetilmeden ve kaza tespit tutanağı ile bilirkişi raporu arasındaki çelişki giderilmeden işbu raporun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, sigortalı araç sürücüsü ile resmi olarak uzlaşılmış olduğunu, sigorta poliçesinin 03.09.2016 tarihinde başlayıp 03.09.2017’de bitecek şekilde düzenlendiğini, poliçe tarihi itibariyle müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri yönünden sona erdiğini, geçici iş göremezlik zararı ile bakıcı giderinin Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmesi gerektiğini, hesaplama yapılırken müvekkili sigorta şirketinin düzenlediği poliçenin yeni genel şartların yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden önce mi sonra mı düzenlendiğine bakılması gerektiğini, poliçenin 01.06.2015 tarihinden önce düzenlenmiş olması halinde PMF 1931 tablosu ve %10 artırım ve iskonto uygulanarak hesaplama yapıldığını, 01.06.2015 tarihinden sonra yapılmış olması halinde ise yeni genel şartların uygulanarak hesaplamanın TRH 2010 tablosu ve 1,8 teknik faiz uygulanarak düzenlenmesi gerektiğini, poliçe tarihinin 03.09.2016 olması sebebiyle bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın TRH 2010 Ulusal Yaşam Tablosu ve 1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplanması gerektiğini, ancak yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan raporda yapılan hesaplamanın TRH 2010 Ulusal Yaşam Tablosu ve %10 artırım – %10 iskonto uygulanarak yapıldığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı bakıcı giderinin davacının yolcu olarak bulunduğu aracın ve karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacılarından tahsili istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, davalı … A.Ş. yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, müvekkilinin sözü edilen şirket ile uzlaşırken para almadığını, sadece iyiniyetli olarak şikayetinden vazgeçtiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de; Dairemizin 2018/1861 E. 2021/607 K. Sayılı kaldırma kararında değerlendirilmiş olduğu üzere, … plakalı karşı aracın ZMMS sigortacısı olan davalı … A.Ş. ile davacı arasında uzlaşma sağlanmış olduğu anlaşılmakla, CMK’nın 253/19 maddesi gereğince davalı … A.Ş.’ye karşı açılan davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin kusur oranlarına yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde, ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 18.03.2022 tarihli raporda, dava dışı sürücü …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı traktör ve buna bağlı römorku ile olay mahalli kavşaktan sola dönüşe geçmeden önce gerisine ilişkin kontrolleri yapması, traktörü geçmek isteyen araç olmadığından emin olduktan sonra sinyalini vererek sola dönüşünü uygun zamanda yapması gerekirken, belirtilen bu hususlara riayet etmeden, sinyal vermeden dönüşe geçmesi ile meydana gelen kazada %20 oranında tali kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı minibüsü ile meskun mahalde bulunan köy yolundaki kavşağa geldiği esnada ön ilerisinde seyreden traktörü dikkate alarak seyrini kontrollü ve müteyakkız hızda sürdürmesi gerekirken belirtilen bu hususlara riayet etmeyip kurallara aykırı şekilde ön ilerisinde seyreden traktörü kavşak mahallinde sollamaya çalıştığı esnada traktörün sola dönüşe geçmesi ile yol dışı kaldığı kazada %80 oranında asli kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Kaza tespit tutanağında karşı aracın sürücüsünün 1. Derecede, davacının yolcu olarak bulunduğu aracın sürücüsünün ise 2. Derecede kusurlu oldukları belirtilmiş ise de, aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi belge niteliğinde olan trafik kaza tespit tutanağının aksinin ispatı her zaman mümkün olup, ATK raporuyla kaza tespit tutanağının aksi ispatlanmış olmakla, davalı … A.Ş. vekilinin kusur oranlarına ilişkin istinafı yerinde görülmemiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderinden SGK’nın sorumlu olduğu yönündeki istinaf sebebinin incelenmesinde; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği, zarar görenin tedavisinin devam ettiği döneme ilişkin geçici bakıcı gideri zararının, geçici işgöremezlik zararının ve tedavi giderlerinin sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98. maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır.
Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesi’nin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici iş göremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine aittir. (Yargıtay 4. H.D 10.03.2022 tarih 2021/12001 E, 2022/4532 K ve 24.03.2022 tarih 2021/22793 E, 2022/5790 K sayılı kararları). Davalı … A.Ş. vekilinin geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinin SGK’nın sorumluluğunda olduğuna yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin poliçenin 01.06.2015 tarihinden sonra yapılmış olması nedeniyle yeni genel şartlar uygulanarak hesaplamanın TRH 2010 tablosu ve 1,8 teknik faiz uygulanarak düzenlenmesi gerektiğine yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde; Yargıtay 17. Hukuk ve 4. Hukuk Daireslerince tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verildiğinden mahkemece TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınması doğrudur. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve annüite formülüne göre devre başı ödemeli belirli süreli rant esası (%1,8 teknik faiz) bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Anılan nedenlerle tazminat hesaplamasında bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Tablosu’na göre belirlenmesi, zarar görenin bilinen dönem sonrası muhtemel gelirinin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir. Bu itibarla, mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda TRH 2010 tablosunun esas alınması ve %10 artırım %10 iskonto yönteminin uygulanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı … A.Ş. vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranların dilekçelerinde yer verdikleri itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … A.Ş. yönünden istinaf karar harcı olan 6.736,67 TL’den peşin alınan 1.685,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.051,67 TL harcın davalı … A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı ve davalı … A.Ş. tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.04.07.2023