Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1965 E. 2023/320 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1965
KARAR NO : 2023/320

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2022
NUMARASI : 2020/579 Esas 2022/562 Karar
DAVANIN KONUSU : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 27.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27.02.2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.09.2022 tarih 2020/579 Esas 2022/562 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili şirkete ait ticari defter ve belgelerin muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri için SMMM …’un bürosunda saklamakta iken, İzmir’de 30.10.2020 tarihinde meydana gelen depremde binanın ağır hasar aldığını, yıkım kararı alınması nedeniyle ticari defter ve belgelerin göçük altında kaldığını ileri sürerek, müvekkiline ait 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları için tutulan yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri, yönetim kurulu karar defteri, genel kurul karar ve müzakere defteri, alış belgeleri, satış belgeleri, SGK kayıt ve dosyaları, tahsilat ve tediye belgeleri ile diğer sair belgelerin zayi olduğunun tespiti ile zayi belgesi düzenlenmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait 2013 yılı yevmiye, envanter ile 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019, 2020 yıllarına ait yevmiye defterleri, envanter defterleri, defteri kebir, yönetim kurulu karar defteri, 2013 yılı genel kurul karar ve müzakere defterinin göçük altında kalması nedeniyle zayi olduğunun tespitine, davacının fazlaya ilişkin istemlerin başka kurumlardan temin edilmesi imkanı bulunduğundan, hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, ilk derece mahkemesince 2013 yılı yevmiye, envanter ile 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait yevmiye defterleri, envanter defterleri, defteri kebir, yönetim kurulu karar defteri, 2013 yılı genel kurul ve karar müzakere defterinin göçük altında kalarak zayi olduğunun tespitine” karar verildiğini, buna karşılık 2013-2020 dönemi müvekkili şirkete ait faturalar ile alış faturaları -belgeleri, SGK dosyaları, tahsilat ve tediye belgeleri ile diğer belgeler yönünden davanın reddine karar verildiğini, red fikrasına ilişkin gerekçede ise “istekçinin fazlaya ilişkin istemlerin başka kurumlardan temin edilmesi imkanı bulunduğu, hukuki yarar yokluğu” şeklinde bir gerekçe yer aldığı, müvekkile ait faturaların İzmir 5. Noterliğinden A-1-50 Seri numarası ile tasdik edilip bastırıldığını, Karşıyaka Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün de bu hususu teyit etmiş olmasına rağmen, müvekkili tarafından düzenlenen faturaların zayi olduğuna karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkiline ait faturaların başka yerden temininin mümkün olmadığını, BS formlarında bu belgelerin özeti yer almakla birlikte, belgelerin kendisinin zayi olduğunun sabit olduğunu, bu hususun bilirkişiye başvurulması gerekli bir konu olmadığını, hukuki bir değerlendirme olduğunu, alış belgelerinin zayi olduğunun tespitine karar verilmemesinin, müvekkili şirketi indirim konusu yapmış olduğu kdv’ler yönünden korumasız bıraktığını, alınan ve kullanılan faturaların, müvekkili tarafından düzenlenen faturalar ile birlikte muhasebeleştirildiğini, alış faturaları ve belgeleri olmadan muhasebe işlemlerinin yapılmasının, beyanname verilmesinin mümkün olmadığını, mali müşavir …’un tanık olarak dinlenmesi taleplerinin kabul edilmediğini, vergi mevzuatı uygulamasında, mali müşavirler her ay verecekleri KDV beyannamesini ve diğer vergilere ilişkin beyannamelerini oluştururken satış ve alış belgelerini birlikte sisteme işlediklerini, tahsilat ve tediye belgelerinin müvekkilinin yapmış veya almış olduğu ödemeleri ve teslimleri gösterdiğini, bu belgelerin de banka kayıtları ile birlikte defterlere işlendiğini, sonrasında ise önemli bir delil olarak saklandığını, SGK dosyaları ile kamu kurum ve kuruluşlarından gelen diğer belgeler ile müvekkilinin verdiği cevapların ise yine mevzuat gereğince saklanması zorunlu olan belgelerden olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı tarafından, 2011 yılı işletme defteri ve 2012, 2013, 2014, 2015, 2016 yılına ait defteri kebir, yevmiye defteri, envanter defteri ile bir kısmı yazılmış ve bir kısmı boş olan faturaların İzmir depreminde zayi olduğu ileri sürülmüştür.
05.07.2022 tarihinde yürürlüğe giren 7417 sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 82/7. maddesine göre; bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa; tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren, otuz gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Maddede düzenlenen otuz günlük süre hak düşürücü süredir.
6102 sayılı TTK 82/7. maddesinde zayi sebepleri tahdidi olarak sayılmamıştır. Diğer bir deyişle; maddede geçen “yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi” denilmek suretiyle bu gibi olayların benzerlerinin de bu kapsama girebileceği anlatılmaktadır. Bu meyanda, tacirin elinde olmayan benzer olaylarda maddenin kapsamı içindedir. Ancak, hangi olaya dayandırılsa dayandırılsın zayi iddiasının samimi ve inandırıcı olması, hayatın mutad cereyanına açıkca aykırı düşmemesi gerekir. (Yargıtay 11. HD 10.01.2018 tarih ve 2016/6084 E. 2018/ 155 K. Sayılı ilamı) Tacirin, anılan yasa maddesinden yararlanabilmesi için bir taraftan ticari defterlerin ve belgelerin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziyaa uğramanın onun iradesi dışında, elinde olmayan bir nedenle meydana gelmiş olması zorunludur. Mücbir nedenlerin ispatı, bunu iddia eden tacire aittir. İleri sürülen mücbir nedenin dayandığı olayların defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olup olmadığı araştırılmalı ve irade dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması sonucu oluştuğunda mücbir neden kabul edilmektedir. Davacı tutmak ve saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeleri özenle korumakla yükümlüdür.
TTK’nın 82. maddesinde neler için zayi belgesi verilmesi istenebileceği tahdidi olarak gösterilmemiş, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerden söz edilmiştir. Bu nedenle, talebe konu belgelerin somutlaştırılması gerekmekte olup, genel kapsamlı bir zayi kararı verilmesi mümkün değildir. (Yargıtay 11. HD 08.12.2014 tarih ve 2014/12543 E.-2014/19170 K. Sayılı ilamı) Yine, ticari defter ve belgeleri için zayi belgesi düzenlenmesini talep eden tarafın zayi olduğunu iddia ettiği ticari defter ve belgelerin mevcudiyetine karine teşkil edecek ve bu konuda olumlu kanaat edinmesini sağlayacak bilgi ve belgeleri ibraz etmesi gerekir.
Somut olayda, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, davacıı şirkete ait ticari defterlerinin Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) sisteminden noter tasdiklerinin yaptırıldığının tespit edildiği, böylelikle bu defterlerin zayi olduğunun kabulü gerektiği, her yıl yapılması gereken yönetim kurulu karar defteri açılış ve kapanış tasdikine ulaşılamadığı, GİB portalında karar defteri tasdik belgeleri bulunamadığı için bu konuda bir tespit yapılamadığı, 50 adet faturanın 12.08.2015 tarihinde notere tasdik ettirilmiş olduğu, bunların haricinde başka satış belgesi tespit edilemediği, davacının zayi olar faturalarının kullanılmış dolu faturalar olduğunu beyan ettiği, fakat bu faturaların kimlere düzenlendiğinin tespitinin mümkün olmadığı, bu nedenle zayi olduğunun tespit etmenin de mümkün olmadığı, davacı şirketin diğer firmalardan mal ve hizmet alışlarını belgeleyen belgelerin zayi olup olmadıklarının tespit edilemediği, mal ve hizmet alış faturalarını düzenleyen karşı tarafın elinde de bir suretleri olduğundan gerektiğinde ilgili yerlerden temin edilebileceği, GİB BA formu sorgulamalarından temin edilebileceği, zayi olduğu iddia ediler SGK dosyaları, bildirimler ve bordroların yine fiili imkansızlıklar nedeniyle yerinde inceleme yapılamadığından zayi olup olmadıklarının tespit edilemediği, anılan yıllara ait SGK işyeri dosyalarından Sosyal Güvenlik Merkezinden ve bankalardan temin edilebileceği yönünde görüş bildirilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunun açık, dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanılan maddi deliller ile bu delillerin takdirinde ve verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.27.02.2023