Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1953 E. 2023/257 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1953
KARAR NO : 2023/257

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19.10.2022
NUMARASI : 2022/358 E. – 2022/684 K.
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 16.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16.02.2023
Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19.10.2022 gün ve 2022/358 E. – 2022/684 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, …A.Ş.’nin iflas neticesinde ticaret sicil kaydının silindiğini, şirketin serbest dolaşıma giriş beyannamesinden kaynaklanan verilerin ödenmesi için düzenlenen 01/02/2017 tarihli ceza kararının firmaya tebliğ edilemediğinden firma yetkilisisinin açtığı davada Vergi Mahkemesi tarafından ceza kararın iptaline karar verildiğini, vergi cezasının kesinleştirterek tahsil edilebilmesi için şirketin ihya edilmesi gerektiğini, belirterek; şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekilleri, iflas tasfiyesinin 2007 yılı içerisinde kapandığını ve 08/07/2007 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlandığını, …. idaresinin görevinin sona erdiğini, müflis firmanın yeniden ihyasının ancak tasfiye süresi içinde alacağını iflas masasına kaydettiren ve alacağı kabul gören alacaklılar tarafından istenebileceğini, tasfiye süresi içerisinde böyle bir talebin bulunmadığını, iflasın kapatılmasından itibaren 15 yılı aşkın süre geçtiğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, iflas tasfiyesinin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılması zorunlu olmadığı, iflas tasfiyesi kapanmadan önce gerçekleşen ama … idaresine bildirilmeyen 02/12/1997 tarihli serbest dolaşım giriş beyannamesi ile ilgili vergilerin tahsili için iflasın kapatılmasından sonra düzenlenen 01/02/2017 tarihli ceza kararının tahsilinin istenmesinin iflas yolu ile sicilden terkin edilen şirketin yasal anlamda ihyası nedeni olarak kabul edilemeyeceği, belirtilerek; davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, şirketin ödenmeyen vergi borcunun kanuni temsilcilerden tahsil edilebilmesi için alacağın şirket adına kesinleşmesinin ve şirket mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gerektiğini, şirketin sicilden silinmesi nedeniyle tebligat yapılamadığından alacağın kesinleştirilemediğini, alacağın tahsilinde kamu yararının bulunduğunu, tasfiye işlemlerinin gerektiği gibi tamamlanmadığından ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakıldığından şirketin ihya edilebileceğini, belirterek; kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekilleri istinafa cevap dilekçesi ile davacının istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, iflasın kapatılması nedeniyle sicilden terkin olunan şirketin ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Şirketin tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise tüzel kişilik ticaret sicilden silinse bile, tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. İİK’da iflas eden şirketin ihya edilemeyeceğine dair açık düzenleme bulunmamaktadır.
Tüzel kişi iflasın karar verilmesi ile infisah eder. İflas tasfiyesi sonucunda, infisah eden şirket, iflasın kapanmasından sonra ( İİK. m. 254 ) sicilden kaydının silinmesiyle tamamen ortadan kalkar ( TST. m. 51 ). Alacaklıların İİK.’ nun 236. maddesi uyarınca iflasın kapanmasına kadar alacaklarını masaya kaydettirmeleri mümkündür. İflasın kapanmasına kadar alacaklarını masaya yazdırmayan alacaklılar İİK. 253. maddesi çerçevesinde alacaklarını müflisten isteyebilirler. Ayrıca alacaklıların, iflas eden şirketin ileride her hangi bir şekilde mal edinmesi-mal varlığının ortaya çıkması halinde bunu talep edebilmesi bakımından, alacağının tespit edilmesi ve bunun ilama bağlanmasında hukuki yararı bulunmaktadır. (Yargıtay 11. HD’nin 31.10.2011 tarih ve 2010/3285 E. – 2011/17026 K. Sayılı ilamı)
Somut olayda; İflas yolu ile tasfiyeyi müteakip şirketin ticaret sicilden terkin edilmesi ile tüzel kişiliği sona erdiğinden ilgili şirkete usulüne uygun şekilde tebligat yapılamaması nedeniyle iflastan önceki dönemden kaynaklı 01.02.2017 tarihli vergi cezası kesinleştirilmemiştir. Dosyada mevcut kesinleşen İzmir 2. Vergi Mahkemesi’nin 2018/225 E. 2018/ 1780 K. sayılı dava dosyası kapsamından anlaşılacağı üzere 6183 AATÜKK’nun 35. maddesi gereğince vergi cezası nedeniyle şirket yöneticilerinin şahsi sorumluluğuna gidilebilmesi için öncelikle şirket adına kesinleşmiş bir kamu alacağının bulunması gerektiği ifade edilmiştir. Bu nedenle, ihyası istenen müflis şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesinden önceki döneme ilişkin bu vergi cezası nedeniyle şirket yöneticilerinin sorumluluğuna gidilebilmesi için şirketin yeniden ihyasını istemekte davacının hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir.
İflasın kapatılması nedeniyle sicilden terkin olunan şirketin ihyası istemine açılan davalarda davanın … İdaresi ve …. Memurluğuna husumet yöneltilmesi zorunludur. (Yargıtay 11. HD’nin 31.10.2011 tarih 2010/3285 E – 2011/17026 K. Sayılı ilamı) 2004 sayılı İİK’nun 223. Maddesi gereğince … idaresi üç kişiden oluşacağı, kararlarını çoğunlukla alacağı ancak toplantıya her üç … memurunun da katılmaması halinde … müdürününün …. idaresinin görevini yüklenerek … idaresi adına tek başına karar alacağı, toplantıya … idaresi memurlarından birinin veya ikisinin iştiraki halinde ise … müdürünün de bu toplantıya katılacağı, karar alınamaması halinde . … müdürünün oyu doğrultusunda işlem yapılacağı amirdir. Bu çerçevede, taraf teşkilinin sağlanabilmesi için öncelikle … müdürlüğünden atanan … memurlarının münferiden ya da müştereken görevlendirildiği sorularak, müştereken görevlendirildiğinin bildirilmesi halinde … memurlarından …’ın vefat etmiş olması nedeni ile anılan yasal düzleme kıyasen uygulanmak sureti ile … müdürü davaya dahil edilerek, yargılamaya devam ile davacının hukuki yararın varlığı dikkate alınıp, oluşacak sonuca göre usulü kazanılmış haklar gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.10.2022 tarih 2022/358 E. – 2022/684 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 16.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.