Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1910 E. 2023/338 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1910
KARAR NO : 2023/338

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13.09.2022
NUMARASI : 2022/400 Esas 2022/683 Karar
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 02.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.03.2023
Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.09.2022 gün ve 2022/400 Esas 2022/683 Karar sayılı kararın istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, davacılardan …’ya ait … plakalı aracı kullanan … 07.04.2021 tarihinde İzmir’in Bornova ilçesinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, davalı … Şirketi yapılan arabuluculuk görüşmeleri sonucu 04.04.2022 tarihinde anlaşmama tutanağı düzenlendiğini, dava konusu kazanın 3 aracın karıştığı bir maddi hasarlı kaza olduğunu, müvekkili normal yolunda seyir halinde 4 yol ağzı diye tabir edilen 3. Sanayi girişindeyken, davalı …’ya ait aracın kendi aracına arkadan çarpması sonrasında, bu çarpmanın etkisiyle müvekkil …’un kullandığı … plakalı …. marka araç dava dışı … ve …’nın aracına çarptığını, kazanın oluşunda, müvekkil kusurlu olmadığını, yolunda seyir halindeyken diğer aracın çarpması ile dava dışı … ve …’nın aracına çarptığını, kaza sonrasında müvekkillerin aracında yüksek bedelli hasar meydana geldiğini ve bu hasarların hala yaptırılmadığını, kazadan sonra, davalı …, 3. Sanayide esnaf olduğundan, araçlardaki hasarları, kaza kendi kusurlarından meydana geldiğinden yaptırmayı kabul ettiğini, kazadan sonra, taraflar bir kaza tespit tutanağı düzenlendiğini ve bu tutanağı … A.Ş. ye gönderildiğini, sigorta şirketinin kaza tespit tutanağına dayanarak ödeme yapmaması ve hasarı karşılamama kararı sonrasında durum davalının tamiri kabul etmesiyle sonlandığını, oysa müvekkilinin kusurlu olmadığını, müvekkillerinin park halindeki araca çarpmadığını, kendisine çarpıldığı için gayri ihtiyari çarpmak zorunda kaldığını, bu durumun kaza tutanaklarının incelenmesi ile açıkça görülebileceğini, somut olayda Borçlar Kanununda düzenlenmiş bulunan tazminat talep koşullarının tamamı gerçekleştiğini, hesaplanacak hasarın davalılar tarafından tazmin edilmesi kanuni zorunluluk olduğunu, Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi hükmüne göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünün yer aldığını ileri sürerek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutarak, 1.000,00 TL maddi tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak tarafımıza verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinin incelenmesinde müvekkiline ait olduğu ve sürücüsü olarak kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen aracın plaka bilgilerine rastlanılamadığını, dava dilekçesi ekinde sunulan trafik kazası tutanağı incelendiğinde ne kazaya karışanaracın maliki olarak ne de sürücüsü olarak tutanakta müvekkilin adına rastlanılamadığını, davacı tarafın bu davayı açarken müvekkilini neye dayanarak davalı olarak gösterdiği, ileri sürdüğü iddialarının yasal dayanağının ne olduğu anlaşılamadığını, kaza tutanağı incelendiğinde kazaya karışan araçların …,… ve … plakalı araçlar olduğu görüldüğü, … plakalı aracın malikinin davacı …, sürücüsünün … olduğu, park halinde olan … plakalı aracın malikinin … olduğu, … plakalı aracın malikinin …, sürücüsünün ile … olduğu açıkça görüleceği, İzmir 17.Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında yapılan bilirkişi incelemelerinde de kazaya karışan araçların sürücülerinin açıkça belirtildiğini, bu davada davacı tarafından …’un müvekkilin işçisi olduğu iddiası ileri sürülerek müvekkilinin davada taraf gösterildiğini, kazada adı bu yanlış bilgiye dayalı olarak yer aldığını beyan ederek davanın müvekkili yönünden reddini talep etmiştir.
Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacının talep ettiği tazminat tutarı açısından müvekkil şirkete yapmış olduğu herhangi bir başvuru bulunmadığını, kazaya karışan her iki araç malikinin de ticari işletmesiyle ilgisi olmayan dolayısıyla ticari iş niteliğinde olmayan bir trafik kazasından kaynaklandığını, davacı ile müvekkil şirket arasında da bir sözleşme olmadığı olayın haksız fiile dayandığı dikkate alındığında davanın Asliye ticaret mahkemesi değil Asliye hukuk mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğini, müvekkil şirkete yapılmış olan başvuruya ilişkin olarak hasar dosyası açılmış olup, Trafik Poliçesi Genel Şartları B.2.2. maddesi uyarınca sigortacının araç kaza tarihi itibariyle anlaşmalı olduğu onarım merkezinde onarılsaydı uygulanacak parça, tedarik, işçilik ve diğer hususlar çerçevesinde belirlenecek miktara göre ödeme yapma hakkının mevcut olduğuna ilişkin olarak … numaraya SMS yolu ile taraflara nolu numaraya bildirimde bulunulduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla Karayolları Trafik Kanunu 99/1 maddesi gereğince müvekkil şirketin sorumluluğu gerekli belgeler ile başvuru tarihinden itibaren 8 iş gün sonunda başlamaktadır. Dolayısı ile zarara ilişkin gerekli belgelerin müvekkile sunulduğu tarihten itibaren 8 iş günü sonunda temerrüt başladığından kaza tarihinden faiz talebi haksız olduğunu beyan ederek müvekkili yönünden davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilince dava dilekçesinde, 1.000,00 TL maddi tazminat isteminde bulunulduğu, tazminat isteminin ne miktarda hangi tazminat kalemlerinden oluştuğuna dair açıklık bulunmadığından bahisle, tevzi formu üzerine 25.05.2022 tarihinde 6100 sayılı yasanın 119/1-ğ ve 119/2 maddelerince açık bir şekilde talep sonucunu bildirmesi için ihtarat şerhi düşüldüğü, 30/05/2022 tarihinde şerhin ara karar kurulmak ve Uyap sistemine aktarılmak suretiyle gerekli işlemin yapıldığı ve ara kararın davacı vekiline tebliğ edildiği, sehven 119/1-ğ yerine 119/1-g yazıldığı ancak ne yapması gerektiği ve ne kadarlık süre içerisinde yapması gerektiğinin açıkça ara karara ” sonuç ve istem kısmındaki tazminat isteminin nelerden ibaret olduğunu bildirmediği anlaşılmakla açık bir şekilde talep sonucunu bildirmesi için” demek suretiyle gerekli ve yeterli derecede ihtarın yapıldığının anlaşıldığı, ancak davacı vekilince süresinde verilen dilekçe ile hasar ve değer kaybı tazminatı istendiğinin bildirildiği fakat bu istemlerin hangi miktarlardan ibaret olduğunun bildirilmediği, bu haliyle ara kararın gerekli şekilde yerine getirilmediği, bu durumda yargılama sonunda kabul ve ret miktarlarına ilişkin mahkemece bir değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı, avukatın icra ettiği vekalet görevinden dolayı zaten 6100 sayılı yasanın 119. maddesinde yazılı hususları mahkemece hatırlatılmaksızın bilmesi gerektiği, eksik icra edilen ara karar neticesinde davalı taraf açısından da kazanılmış hakların gündeme gelebileceği, ilgili hususun sonradan giderilebilecek eksikliklerden olmadığı, kanunun kesin süreye bağladığı hususlar ile ilgili olarak gerekli yaptırımlar mahkemece hüküm altına alındığında, hükmün kanunun koruması kapsamında kaldığından bahisle hukuki dinlenilme hakkının ihlali olarakta nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, aksi durumun davalının hukuki dinlenilme ve adil yargılanma haklarını ihlal edeceği ve mahkemece usul kanununun geniş yorumlanmasından kaynaklı olarak mahkemenin tarafsızlığına gölge düşürebileceği anlaşılmakla davacı vekilinin 6100 Sayılı Yasaya uygun surette talep sonucunu açık bir şekilde bildirmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili, ilk derece mahkemesince 6100 Sayılı Yasa’nın 119.maddesine uygun karar verilmediğini, verilen kesin süre ve ihtaratın yasanın düzenlemesine uygun bulunmadığından mahkemece davanın açılmamasına yönelik kararın yerinde olmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 07.04.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dosyada yapılan incelemede aralarında irtibat olduğu iddia edilen İzmir 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/216 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi yönündeki istemin Mahkemece 30.05.2022 tarihli ara karar ile reddine karar verildiği, yine Mahkemece aynı tarihli ara kararı ile “sonuç ve istem kısmında maddi tazminatın nelerden ibaret olduğu konusunda açıklık bulunmadığından 6100 S.Y’nın 119/1-g ve 119/2 maddeleri gereğince davacı vekiline açık bir şekilde talep sonucunu bildirmesi için 1 haftalık kesin süre verilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına” dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ara kararı ile karar verilmesini müteakip davacılar vekiline 05.06.2022 tarihinde ara karar evrakının tebliğ olunduğu, davacılar vekili tarafından 10.06.2022 tarihli dilekçe ile maddi tazminat taleplerinin müvekkilinin aracında oluşan hasarlara ilişkin onarım bedeli ve değer kaybına ilişkin olduğu yönünde dilekçe sunulduğu, bilahare mahkemenin 13.09.2022 tarihli oturumunda davacılar vekili tarafından “taleplerinin yarı yarıya” olduğu yönünde beyanda bulunulduğu görülmüştür.
6100 Sayılı HMK’nun 119.maddesinde dava dilekçesinin içeriği belirtilmiş, buna göre dava dilekçesinde “a) Mahkemenin adı, b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri, c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri, d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri, e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri, f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği, g) Dayanılan hukuki sebepler, ğ) Açık bir şekilde talep sonucu, h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası, (2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacılar vekilinin gerek dava dilekçesinde gerekse dosyaya sunmuş olduğu beyan dilekçesinde davalı şahıs ve sigorta şirketi yönünden hangi araç için ve hangi sıfatla maddi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılamamaktadır. Bu sebeple Mahkemece yapılacak iş , davacı tarafa HMK’nın 31. maddesine göre “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir.” yönündeki yasal düzenleme gereğince dava dilekçesi açıklattırmak suretiyle, davalı şahıs ve sigorta şirketi yönünden hangi araç için ve hangi sıfatla, ne miktarda maddi tazminat talebinde bulunduğunu açıklaması yönünden süre verilerek yargılamaya devamla esas hakkında hüküm kurulması gerekirken davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesinde isabet bulunmamıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince usule aykırı olarak davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-5 maddesi uyarınca davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-5 maddesi uyarınca KABULÜNE,
2-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.09.2022 gün ve 2022/400 Esas 2022/683 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-5 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02.03.2023