Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/191 E. 2022/1613 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/191
KARAR NO : 2022/1613

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20.04.2021
NUMARASI : 2020/747 Esas 2021/351 Karar
DAVANIN KONUSU : Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasından Kaynaklanan Hasar ve Değer Kaybı Tazminatı
KARAR TARİHİ : 04.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.11.2022
İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.04.2021 tarih 2020/747 Esas 2021/351 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 23.10.2016 tarihinde davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı aracın müvekkilinin sürücüsü olduğu araca çarpması nedeniyle müvekkilinin sürücüsü olduğu aracın hasarlandığını, değer kaybına uğradığını, kazanın meydana gelmesinde karşı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, yapılan delil tespiti neticesinde bilirkişi raporunda 31.300,00 TL hasar, 4.000,00 TL değer kaybı tespit edildiğini ileri sürerek, şimdilik 500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline, delil tespiti masraflarının yargılama gideri olarak hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle toplam talebini 22.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkili şirket ihbar yapılması üzerine hasar dosyası açıldığını, ekspertiz görevlendirilmek istendiğini ancak taraflarla görüşme sağlanamadığını, araçların görülemediğini, davacının araç maliki değil sürücü olduğu için tazminat isteyemeyeceğini, bu nedenlerle davacının tazminat başvurusunun reddedildiğini, kaza tarihinde 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlar yürürlükte olduğu için bu yeni genel şartlara göre değer kaybının belirlenmesi gerektiğini, araçta değer kaybı oluşmadığını, yokluklarında yapılan delil tespitini kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
KALDIRMA KARARINDAN ÖNCE VERİLEN İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı araç sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu, aracın pert olarak değerlendirilmesi gerektiği, aracın pert olması nedeniyle değer kaybına uğramayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile 22.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI: Dairemizce, mahkemce tefhim edilen kısa kararda “22.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiz ile” birlikte tahsiline karar verilmiş iken gerekçeli kararın hüküm kısmında kısa karardan farklı olarak “22.000,00 TL değer kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi” ile tahsiline dair hüküm kurularak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturduğu, gibi gerekçeli kararda aracın pert olması nedeniyle değer kaybı tazminatı istenemeyeceği belirtilmiş olmasına rağmen hükümde değer kaybına hükmedildiği belirtilerek gerekçe ile hüküm arasında da çelişkiye neden olunduğu, HMK’nın 31. maddesi uyarınca davacının 500,00 TL’lik tazminatın ne kadarının hasar ne kadarının değer kaybı tazminatı olarak açıklatılması gerektiği, davacı vekili, müvekkilinin zarara uğrayan aracın sürücüsü olduğunu ileri sürerek sürücü olarak tazminat isteminde bulunduğu, davalı vekilince davacının araç maliki olmadığı için tazminat isteyemeyeceği savunulmuş olmasına rağmen mahkemece bu iddia ve savunma hiç tartışılmadan ve hatta zarara uğrayan araç davacıya ait olduğu belirtilerek hüküm kurulduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı HMK’nın 353/1a-4-6 maddeleri uyarınca kaldırılmıştır.
KALDIRMA KARARINDAN SONRA VERİLEN İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davacı vekilinin 05/04/2021 tarihli dilekçesi ile 500,00 TL’lik istemin 450,00 TL’lik kısmının hasar zararına 50,00 TL’lik kısmının ise değer kaybı zararı istemine ilişkin olduğunu beyan ettiği, davacı sürücünün araç malikinden veya işleteninden teslim aldığı şekilde hasarsız hali ile aracı teslim yükümlülüğü bulunduğundan Yerleşik Yüksek Yargı Kararlarına göre sürücünün araçta oluşan hasar ve değer kaybı isteminde bulunma hakkının bulunduğu ve aktif husumet ehliyeti olduğu, araçta yedek parça + İşçilik + KDV olmak üzere toplam 28.964,28 TL hasar meydana geldiği, aracın hasarsız 2. ell piyasa değerinin 40.000,00 TL civarında olduğu, bu durumda aracın tamirinin aracın rayiç değerinin %50’sni aştığı bu nedenle ekonomik olmadığı, aracın sovtaj değerinin 18.000,00 TL civarında olduğu ve buna göre rayiç değerden sovtaj değerinin mahsubu sonrası tespit edilen 22.000,00 TL zararın doğduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 22.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesin karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna saşvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, hak sahibi olan araç maliki değil araç sürücüsünün tazminat istediğini, davacının kusurlu olduğun, müterafik kusurunun incelenmediğini, gerçek zarara ilişkin ödeme yapıldığın için müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, kusur durumunu tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, gerçek zararın tespiti için uzman bilirkişilerden rapor alınması icap ettiğini, hasar gören parçaların onarım ve eşdeğer parça ile değiştirilme durumlarında ödenmesi gerekecek miktarın belirlenmesi gerektiğini, değer kaybı taleplerinin teminat dışı olduğunu, araçta değer kaybı oluşmadığını, 01.06.2015 tarihli genel şartlar ekindeki hesaplama formülüne göre değer kaybının hesaplanması gerektiğini, davacıya ait aracın daha önce kazaya karışmış olması durumunda orjinalliği bozulacağından değer kaybının oluşmayacağını, eğer bir tazminata hükmedilecekse kıymet kazanma tenzili uygulanması gerektiğini, yokluklarında yapılan delil tespitini kabul etmediklerini, tespit masrafları dolaylı masraf olduğu için teminat dışı kaldığını, dava tarihinden ve yasal faize hükmedilebileceğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, zorunlu mali sorumluluk sigortasından kaynaklanan hasar ve değer kaybı tazminatı istemine ilişkin ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Mahkemece alınan bilirkişi raporunda sürcüler tarafından imzalanan maddi hasarlı kaza tespit tutanağı dikkate alınarak davacıya ait araç sürücüsünün kurallara uygun hareket ettiği, davalıya ait sigortalı araç sürücüsünün davacıya ait sürücünün geçişini tamamlamasını beklemeden dönüşe geçtiği için % 100 kusurlu olduğu, araçta 28.964,28 TL hasar meydana geldiği, aracın 2. el rayicinin 40.000,00 TL, sovtaj değerinin 18.000,00 TL tespit edildiği, pert total sayılması icap ettiği, buna göre 22.000,00 TL hasar istenebileceği belirtilmiş mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek hasar tazminatına hükmedilmiştir. Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverisyil olmakta kusur, hasara ilişkin istinaf itirazı haklı görülmemiştir. Davalı gereçek zarardan sorumlu olup bilirkişi raporundaki denetime elverişli hasar belirlemesi gerçek zarara uygun bulunmuşutr. Aracın pert sayılması nedeniyle araç değer kaybı hesaplanması mümkün olmayıp zaten mahkemece de değer kaybına hükmedilmediği için değer kaybına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. Yine delil tespiti giderlerine hükmedilmediği ve hasar tazminatına da dava tarihinden yasal faiz uygulandığı için bu yöndeki istinaf itirazları da incelenmemiştir. Davacı araç sürücüsü olarak zilyeti olduğu araçı teslim etmesi gerektiği için hasar tazminatını istemekte hukuki yararı bulunmaktadır. Davalı sigorta istinaf dilekçesine kadar ödeme savunmasında bulunmamış, istinaf aşamasında dahi bu yönde bir belge sunmamış olmakla bu kapsamdaki istinaf itirazları da haklı değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.502,82 TL’den peşin alınan 375,70 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.127,12 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04.11.2022