Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1902 E. 2022/1896 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1902
KARAR NO : 2022/1896

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17.09.2019
NUMARASI : 2018/1105 E. – 2019/908 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 21.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.12.2022
İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.09.2019 tarih 2018/1105 E. – 2019/908 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkiline ait ve yine müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile …plakalı araçlar 06.08.2018 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, kazanın meydana gelmesinde …plakalı araç sürücüsünün arkadan çarpma kusurunu ifa ettiği, asli kusurlu olduğu, davalı sigrta şirketi kazada kusurlu olan …plakalı aracın KZMM sigortasını tanzim eden şirket olup, müvekkiline ait araçta meydana gelen hasardan poliçe limitleri ile sorumlu olduğu, ayrıca kaza sonrası müvekkiline ait araçtaki hasar bedelinin tespiti amacıyla İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/139 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti talep edildiği ve anılan dosyada makine mühendisi bilirkişinin düzenlemiş olduğu raporda müvekkiline ait araçta 69.226,00 TL tutarın hasar geldiğinin mütalaa edildiği, alınan rapor üzerine 31.08.2018 tarihinde davalının resmi kayıtlı e-posta adresine başvuru yapıldığı ancak geri dönüş sağlanmadığı, bu nedenle müvekkiline ait araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 20.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/139 D.İş sayılı dosyasında sarf edilen 662,60 TL delil tespiti gideri ile 485,00 TL delil tespit vekalet ücretinden ibaret toplam 1.147,60 TL delil tespit giderinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 07.05.2019 tarihli sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile 20.000,00 TL’lik talebini 36.000,00 TL’ye arttırmıştır.
CEVAP : Davalı vekili, davacı tarafça müvekkili şirkete yapılmış bir başvuru olmadığı, müvekkili şirkete İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin usul ve yasaya aykırı 2018/139 D.İş dosyasının bilirkişi raporunun tebliğ edildiği, rapora itiraz edildiği, davaya konu kazanın meydan agelmesinde asıl ve asli kusurlu tarafın bizzat davacı olduğu, dolayısıyla müvekkili şirketin poliçe kapsamında hiçbir sorumluluğunun olmadığı, davacı tarafın talep ettiği hasar miktarının fahiş olduğu, müvekkili şirketten avans faizi talep edilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle davacı tarafça dava açılmadan evvel müvekkili şirkete başvurmamış olmakla, iş bu davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, davacı taraf delillerinin taraflarına tebliğine, davanın sigortalıya ihbarına, davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, alınan bilirkişi raporunda dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacıya ait araçta trafik kazası nedeniyle meydana gelen hasar onarım bedeli dikkate alındığında, aracın pert-total kabul edilmesinin gerektiği, bu kapsamda davacıya ait aracın kaza tarihi itibarıyla 2.el rayiç değeri olan 60.000,00 TL’den 20.000,00 TL sovtaj değeri düşüldüğünde davacının bakiye 40.000,00 TL hasar tazminatı talep edebileceği, ancak davaya konu sigorta poliçesinde maddi zararlar için araç başına sigorta teminat limiti 36.000,00 TL olarak gösterilmiş olduğundan davalı … sigorta poliçesindeki sigorta teminatı limitiyle sorumlu olduğundan bu miktar üzerinden davanın kabulüne ve 36.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren sigortalı araç ticari araç olmadığından yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, ayrıca İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/139 D.İş sayılı dosyasındaki delil tespiti giderlerine ilişkin talebin gerekçeli kararın yargılama gideri bölümünde nazara alınmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacının davalı … şirketine usulüne uygun başvuru yapmaksızın işbu davayı açtığını, İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/139 D.İş dosyasında alınan bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ edildiğinden bu rapora itiraz ettiklerini, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte ıslah edilen miktar yönünden ıslah tarihinden faiz işletilmesi gerektiğini, davanın belirsiz alacak olarak istenemeyeceğini, bu nedenle hukuki yarar yokluğundan reddi yoluna gidilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğuna ilişkin kararın hatalı olduğunu, tespit dosyasında aracın çekici üzerinde adliyeye getirilmek suretiyle incelemenin yapıldığını, bunun sağlıklı bir inceleme olmadığını, işbu raporun esas alınamayacağını, davacıya ait aracın 29.11.2017 tarihinde de çok benzer bir kazaya karıştığını, bu durumun bilirkişi raporunda değerlendirilmediğini, delil tespit giderlerinin taraflarına yüklenmesinin yerinde olmadığını, dava konusu kazada iki araç hasar görmekle davalı şirketin sorumluluğu açısından ve gerekirse hasarlar arasında proporsiyon uygulanması gerektiğinden iki yıllık zamanaşımı süresinin beklenmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta oluştuğu iddia olunan hasar bedeline ilişkin tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunun 5. maddesiyle değişik 2918 sayılı Kanunun 97. maddesi ile zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir. HMK’nın 114. maddesinde dava şartları gösterilmiş, 115/2. maddesindeki “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklindeki düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir. HMK’nın 114. maddesinde gösterilen dava şartı olarak belirlenen bir çok hususun tarafça giderilebilecek bir noksanlık olarak görüldüğü madde gerekçesinden de anlaşılmaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrası “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu” belirtilmiştir. Yargıtay 4. ve 17.Hukuk dairelerinin yerleşik uygulamalarında KTK’nın 97. maddesinde düzenlenen , dava şartının tamamlanabilir dava şartı olduğu, kabul edilmektedir. Somut olayda, davacı tarafça davadan önce tespit mahkemesinde alınan bilirkişi raporuyla kep üzerinden müracaatta bulunulduğu, mahkemeye tüm belgelerin sunulduğu ve rapor alınarak karar verildiği anlaşılmakla, dava şartı eksikliği bulunmadığından, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde değildir.
06.08.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur oranları yönünden dosyada alınan 06/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda sürücü Vedat İşleyen’in 2918 Sayılı KTK’nun araçlar arasındaki mesafeyi kapsayan 56.maddesinin (c) fıkrasını ihlal ettiği, aynı Kanunu trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan haller içeren 84.maddesinin (d) fıkrasına göre kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu (%100 oranında) olduğu, diğer araç sürücülerinin kazanın oluşumunda kusurlarının olmadığı yönündeki değerlendirme kazanın oluş şekline uygun ve dosya kapsamı ile uyumlu olarak değerlendirilmiştir.
Öte yandan dava konusu trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta KDV dahil toplam 69.266,00 TL hasar meydana geldiği, dava konusu aracın kaza tarihi itibarıyla 2.el piyasa rayiç değerinin 60.000,00 TL olduğu, sovtaj bedelinin ise 20.000,00 TL olduğu, bu nedenle davacıya ait araçta oluşan hasar bedelinin (aracın 2.el hasarsız piyasa rayiç değeri 60.000,00 TL – sovtaj bedeli 20.000,00 TL =) 40.000,00 TL olduğu, ancak davalı … şirketinin sigorta limitinin 36.000,00 TL olması nedeniyle 36.000,00 TL ‘den sorumlu olduğu, hasar bedelinin araç rayicini % 50’si aştığı durumlarda aracın tamirinin ekonomik olmayacağı, bilirkişi tarafından aracın pert-total işlemi yapıldığı takdirde sovtaj bedelinin raporda belirtilmediği, dava konusu aracın model ve markası dikkate alındığında bilirkişi raporunda bu hususun da irdelenmesi gerektiği, şayet araç pert total kabul edilerek aracın sovtaj bedeli de belirlenmek sureti ile hasarsız piyasa rayici ile sovtaj bedeli arasındaki farkın hasar miktarı olarak belirlenmesinin gerektiği ( Yargıtay 17. HDB’nın 18.05.2016 tarih ve 2016/3196 Esas – 2016/6047 Karar Sayılı ilamı), bu itibarla alınan bilirkişi raporunun hükme esas almaya elverişli ve yeterli mahiyette bulunduğu anlaşılmakla, davalı tarafın istinaf istemleri yerinde değildir.
6100 Sayılı HMK’nın belirsiz alacak davasının düzenleyen 107. madde hükmüne göre, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir. Dava dilekçesinin istem kısmında, davanın açıkça belirsiz davası olarak açıldığının belirtilmemiş olması, açılan davanın kısmi dava olduğunun kabulü için yeterli olmayıp, dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirilerek, davanın niteliği belirlenmelidir. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası olup davacının tazminat miktarının ancak rapor alındığında belirlenebilecek olması dikkate alındığında davanın belirsiz alacak davası olduğu kanaatine varılmıştır. ( Yargıtay HGK’nun 24.02.2022 tarih ve 2019/11-220 E. – 2022/376 K. Sayılı ilamı ) Bu sebeple belirsiz alacak davası olarak işbu davanın açılamayacağı ve davalı tarafın dava konusu kazada iki araç hasar gördüğünden davalının sorumluluğu açısından ve gerekirse hasarlar arasında proporsiyon uygulanması gerektiğinden bahisle iki yıllık zamanaşımı süresinin beklenmesi gerektiğine yönelik istinaf nedenleriyerinde değildir. (Davaya dayanak teşkil eden poliçedeki araç ve kaza başına belirlenen teminat limitlerine nazaran)
Öte yandan 6100 Sayılı HMK’nın 326.maddesi gereğince yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği yönündeki yasal düzenlemeye nazaran, davacı yanca İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesine müracaat ile yaptırılan 2018/139 D.İş sayılı dosyasındaki giderlerden davanın açılmasına sebebiyet veren davalının sorumlu tutulması yerindedir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 2.459,16 TL’den peşin alınan 614,80 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.844,36 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 21.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.