Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1880 E. 2023/128 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1880
KARAR NO : 2023/128

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20.10.2022
NUMARASI : 2022/726 Esas
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 26.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26.01.2023
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.10.2022 tarih 2022/726 Esas sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, daha evvel mahkemeden tedbiren tasfiye memurunun görevden alınması talep edilmiş ise de, mahkemenin kanuni dayanağı ve gerekçesi bulunmayan kararı ile talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verildiğini ve İzmir 4. ATM’ne başvuruda bulunabileceklerinin belirtildiğini, ancak tasfiye memurunu atayan İzmir 4. ATM’nin verdiği hatalı kesinleştirme kararı ile dosyadan el çektiğini, mahkemeye başvurduklarını ancak söz konusu mahkemenin hiçbir taleplerine cevap vermediğini, fesih kararının kaldırılması için yaptıkları istinaf başvurusunun İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince temyiz yolu açık olmak üzere karara bağlandığını, bu bakımdan kararın kanun yolu denetimi sırasında söz konusu mahkemenin artık herhangi bir karar vermesinin de mümkün olmadığını, bu nedenle tasfiye memurunun görevinin durdurulmasını yeniden talep etmek gerektiğini ileri sürerek, talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 23.09.2022 tarihli önceki karardan rücu edilerek, tasfiye memuru olarak görev yapan …’in görevinin 19.09.2022 tarihli dilekçelerindeki sebeplerle tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, mahkemece taleplerinin bu aşamada red edilecek olursa, kendisinden görevine devam etmesi için, müvekkilinin ortaklık payının korunması için en az 100 milyon TL ‘lik teminat göstermesine, teminat miktarı yüksek bulunursa, şirketin mal varlığının değerinin keşfen belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davalı …’in İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/232 Esas-2022/135 Karar sayılı kararı ile tasfiye memuru olarak atandığı, dosyanın istinaf incelemesinde olduğunun anlaşıldığı, tasfiye memurunun görevine geçici veya kesin olarak son verme yetkisinin atayan mahkemede olduğu, bu nedenle mahkemece başka bir mahkemenin atadığı tasfiye memurunun görevinin durdurulması konusunda değerlendirme yapılarak karar verilemeyeceği, bu halin yetki aşımı mahiyetinde olduğu, yine tasfiye memurunun hangi şartlar ve teminatlar ile atanacağının atayan mahkemenin takdirinde olduğu kanaatine varılmakla, tasfiye memurunun görevinin tedbiren durdurulması, kendisinden teminat alınması yönündeki ve davacı vekilinin 17.10.2022 tarihli dilekçesindeki yerinde olmayan tüm taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, mahkemenin görevli olup verilen red kararının yerinde olmadığını, tedbirin tüm şartlarının mevcut olup dava süresince tedbire hükmedilmesi gerektiğini, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/232 Esas sayılı dosyasında verdiği kararın kesinleşmediğini, davalı …’in İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davada görevden alınması gerektiğini, davalı şirketin hukuksuz bir şekilde daha fesih olmadan tasfiyeye sürüklendiğini, tasfiyeye giriş genel kurulunun ertelenmesi talebinin gerekçesiz olarak tasfiye memuru … tarafından reddedildiğini, şirketin milyonlarca lira zarara uğradığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını, …’in görevinin dava boyunca tedbiren durdurulmasını, talebin bu aşamada reddi halinde davacının avukatlık payının korunması için en az yüz milyon liralık teminat alınmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Talep, davacı yanca davalılar aleyhine açılan genel kurulun tedbiren durdurulması istemli davada tasfiye memuru olarak atanan …’in görevini tedbiren durdurulması, tasfiye memurundan teminat alınması istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.02.2022 tarih 2019/232 Esas 2022/135 Karar sayılı ilamı ile davacı … tarafından, davalı … Şirketi aleyhine açılan ticari şirketin fesih ve tasfiyesi hakkında açılan davanın davanın kabulü ile, … Müdürlüğü’nde “…” sicil numarasında kayıtlı davalı … Şirketi’nin fesih ve tasfiyesine, davalı şirkete tasfiye memuru olarak …’in atanmasına, tasfiye memuru için tasfiye sonuçlanıncaya kadar aylık 5.500,00 TL ücret takdirine, ileride şirket mal varlığından karşılanmak üzere şimdilik 4 aylık tasfiye memuru ücreti olan 22.000,00 TL’nin tasfiyeye başlanmadan önce davacı tarafça mahkeme veznesine depo edilmesine, tasfiye memurunun, kararın kesinleşmesinden ve 4 aylık ücretin yatırılmasından sonra göreve başlanmasına, TTK’nın 533. Maddesi gereğince tasfiye sonuna kadar davalı şirketin unvanına “Tasfiye Halinde” ibaresinin eklenmesine, karar kesinleştikten sonra durumun tescil ve ilanına karar verilmiş, işbu karara karşı fer’i müdahil …. ve ile fer’i müdahil … tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ve fer’i müdahillerin bu başvuruları üzerine mahkemece verilen 10.05.2022 tarihli ek karar ile fer’i müdahillerin mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun sıfat yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve verilen bu ek karara karşı adı geçen fer’i müdahiller tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ise de, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 16.09.1996 tarihli 9574/10324 sayılı emsal kararında da belirtildiği şekilde fer’i müdahillerin istinaf başvurularının sıfat yokluğu nedeniyle reddine ilişkin karara karşı istinaf yoluna gidilmiş olması mahkeme kararının kesinleşmesini ve infazını engellemeyeceğinden ve mahkemenin verilen 18.02.2022 tarihli 2019/232 Esas 2022/135 Karar sayılı kararı davacı vekili Av. …’a 03.04.2022 tarihinde davalı vekili Av. …’a 03.04.2022, tasfiye memuru …’e 14.04.2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup taraflarca yasal süre içerisinde istinaf yoluna başvurmamış olduğundan mahkeme kararının 29.04.2022 tarihinde kesinleştiğine ilişkin kesinleşme şerhinin düşüldüğü görülmüştür.
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.10.2022 tarih 2019/232 Esas sayılı ek kararı ile, TTK’nın 537/2 maddesi uyarınca vaki istemler üzerine mahkemece …’ün 26.09.2022 tarihli ve …. vekilinin 27.09.2022 havale tarihli dilekçelerindeki tasfiye memurunun görevine son verilmesine ilişkin istekleriyle ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş olduğu görülmüştür.
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/726 Esas sayılı dosyasında verilen 13.01.2023 tarihli kararla davalı tasfiye memuru …’in TTK 537.maddesi uyarınca görevden alınması talebini değerlendirmeye kendisini tasfiye memuru olarak atayan İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan bu davalı hakkındaki davanın İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, karar kesinleştiğinde bu talebe ilişkin davanın davacısı …, davalısı … olmak üzere tefrik edilerek ayrı bir dosya oluşturulup, İzmir 4. ATM’ye gönderilmesine, davalı şirketin 2017/2018/2019/2020/2021 yılı genel kurullarının toplantıya çağırılması talebinin reddine, davacı vekilinin TTK 437.maddesi uyarınca şartları oluşmayan bilgi alma talebini reddine dair kesin olmak üzere karar verildiği, gerekçeli kararın henüz yazılmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamının değerlendirilmesiyle, İlk Derece Mahkemesi’nce davacı vekilinin ihtiyati tedbir taleplerine yönelik olarak, tasfiye memurunun görevine geçici veya kesin olarak son verme yetkisinin atayan mahkemede olduğu, bu nedenle mahkemece başka bir mahkemenin atadığı tasfiye memurunun görevinin durdurulması konusunda değerlendirme yapılarak karar verilemeyeceği, bu halin yetki aşımı mahiyetinde olduğu, yine tasfiye memurunun hangi şartlar ve teminatlar ile atanacağının atayan mahkemenin takdirinde olduğu kanaatiyle, tasfiye memurunun görevinin tedbiren durdurulması, kendisinden teminat alınması yönündeki ve davacı vekilinin 17.10.2022 tarihli dilekçesindeki yerinde olmayan tüm taleplerinin reddine yönelik ara kararında herhangi bir usul ve yasaya aykırılık görülmemiş olmakla davacı tarafın istinaf istemi yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı yönünden istinaf karar harcı olan 296,40TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 215,70 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 26.01.2023