Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1845 E. 2023/86 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1845
KARAR NO : 2023/86

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2022
NUMARASI : 2020/753 Esas 2022/162 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 19.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19.01.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24.02.2022 gün ve 2020/753 Esas 2022/162 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacı şirketin dijital pazarlama çözümleri ve web tabanlı yazılım geliştirme projeleri alanında faaliyette bulunduğunu, davalının davacı şirkette 07.05.2018 tarihinden istifa ederek ayrıldığı 13.11.2018 tarihine kadar çalıştığını, kendisine verilen kullanıcı adı ve şifre ile davacının veritabanına çevrimiçi olarak erişebildiğini, şirketten ayrıldıktan sonra aynı sektörde faliyet gösteren rakip şirketlerde çalışmaya başladığını, bu durumun taraflar arasındaki iş sözleşmesi ile kabul edilen haksız rekabet yasağına aykırılık teşkil ettiğini, belirterek; 15.000,00-TL cezai şartın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunu, davalının davacı firma nezdinde iş sözleşmesine bağlı olarak 6 ay gibi kısa bir süre çalıştığını, sözleşme ile sadece davalı aleyhine düzenlenen tek taraflı cezai şartın geçersiz olduğunu, davalının davacı müşterileri ile görüşmediğini, bu müşterilerin yeni şirketle çalışmaya başlamaları için bir çaba sarf etmediğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın taraflar arasındaki hizmet akdinin rekabet yasağına dayandığı, 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu uyarınca hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına bakmakla görevli mahkemenin İş Mahkemeleri olduğu, uyuşmazlıkların çözüm yerinin iş mahkemelerinin olduğu gerekçesiyle görevsizlik dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, görevli ve yetkili mahkemenin İzmir İş Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, haksız rekabete ilişkin hükümlerin ticari dava sayıldığını, bu davalara bakmakla asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, taraflar arasında akdedilen haksız rekabet sözleşmesinin ihlalinden kaynaklanan cezai şartın tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle iş mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş sözleşmesinin feshinden sonraki döneme ilişkin kararlaştırılan rekabet yasağına dayılı olup, rekabet yasağına ilişkin TBK’nın 444 vd. maddelerinde düzenlenen hükümler doğrudan hizmet sözleşmesinin bir unsuru olarak görülemeyeceği gibi rekabet yasağının işçi-işveren arasındaki hizmet sözleşmesinin ve buna bağlı olarak iş ilişkisinin sona ermesinden sonra hüküm ifade edecek mahiyette olması, işçinin tek taraflı bir taahhüdü suretiyle de oluşturulması mümkün bulunmakla, rekabet yasağının ihlali halinde ortaya çıkacak uyuşmazlıkların iş ilişkisinden yahut hizmet sözleşmesinden kaynaklandığının kabul edilemeyeceği, işçinin bizatihi hizmet sözleşmesinden ve buna bağlı olarak oluşan iş (hizmet) ilişkisinden kaynaklanan rekabet etmeme ve işverene ait sırları saklama yükümlülüğünün TBK’nın 396. maddesinde tanımlanan ve kanundan kaynaklanan işçinin özen ve sadakat borcu ile ilişkili olduğu, TBK’nın 444. maddesinde tanımı yapılan ve taraf iradesine bağlı olarak ortaya çıkan rekabet etmeme taahhüdünün (rekabet yasağının) ise açıklanan bu karakteri nedeniyle işçinin kanundan kaynaklanan özen ve sadakat yükümlülüğünün bir devamı yahut işçinin bu borcunun, sözleşme sona erdikten sonra da devamına olanak sağlayan bir düzenleme niteliğinde olmadığı, işçinin hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonraya ilişkin sır saklama yükümlülüğünün TBK’nın 396. maddesinin son fıkrasının ikinci cümlesinde özel olarak düzenlendiği, doğrudan kanundan kaynaklanan bir yükümlülük niteliğinde olduğu, bu yükümlülüğün serbest iradeye dayalı rekabet etmeme taahhüdünden hukuki karakteri itibariyle ayrışmakta olduğu, kanunda birbirinden farklı nitelikteki bu iki kavrama ilişkin hükümlerin, açıklanan ayrışmaya uygun olarak farklı bölümlerde düzenlendiğinin gözden kaçırılmaması gerektiği, TBK’nın 444 vd. maddelerinde düzenlenen rekabet yasağına ilişkin hükümlerin ve buna bağlı olarak bu yasağın ihlali halinde ortaya çıkacak uyuşmazlıkların mutlak ticari dava niteliğinde olduğu, anlaşılmakla davaya bakmakla görevli mahkemenin TTK’nın 4/1–c ve 5. maddesi gereğince Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. ( Yargıtay 11. HD’nin 03.12.2021 tarih ve 2021/1534 E. – 2021/6881 K, 17.05.2018 tarih ve 2016/11603 E. – 2018/3697 K., HGK’nun 29.02.2012 tarih ve 2011/11-781 E. – 2012/109 K, 9. HD’nin 07.02.1019 tarih ve 2015/33389 E- 2019/2979 K sayılı ilamları )
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; eldeki davaya konu uyuşmazlıkta davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olup İDM tarafından yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyecek şekilde taraflar arasındaki uyuşmazlığın kaynağının iş sözleşmesi olduğundan bahisle iş mahkemesinin görevli olduğuna dair görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla; ilk derece mahkemesince hatalı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi uyarınca tarafların istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24.02.2022 tarih ve 2020/753 Esas – 2022/162 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi gereğince kesin olmak üzere 19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.