Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1825 E. 2023/105 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1825
KARAR NO : 2023/105

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/10/2022
NUMARASI : 2021/94 Esas 2022/651 Karar
DAVANIN KONUSU : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 20.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.01.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07.10.2022 gün ve 2021/94 Esas 2022/651 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, müvekkili şirketin … Bölgesi’ndeki adresinde 22.03.2019 tarihinde kısa devre elektrik kontağından kaynaklandığı tahmin edilen yangın meydana geldiğini, müvekkili şirkete ait eşyalar ile birlikte 2 adet bilgisayar kasası, fatura ve irsaliyeler, serbest bölge işlem formları ve tüm resmi evrakların yanarak zayi olduğunu, bu belgelerin zayi olduğunun İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Dairesi Başkanlığı İtfaiye Yangın ve Acil Müdahale Şube Müdürlüğü’nün 03.04.2019 tarihli Yangın Raporu ile müvekkili şirketçe öğrenildiğini iddia ederek; müvekkili şirketin 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ait Serbest Bölge Onaylı Envanter Defterleri, EK 343832 – EK 343950 nolu serilerdeki faturalar, AO 675228 – AO 675500 nolu serilerdeki sevk irsaliyelerinin TTK’nın m.82/7 hükmü uyarınca zayi nedeniyle iptaline, müvekkil şirkete zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, TTK’nın 82/7. maddesi uyarınca ticari defter ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi doğal afetlerle veya hırsızlık gibi eylemlerle ziyaa uğraması halinde zayi belgesi verileceğinin düzenlendiği, TTK’nın 82/7. maddesinde, zayi belgesi verilmesini gerektirecek zayi olma durumları sınırlı olarak sayılmamış ise de, tacirin zayi belgesi isteyebilmesi için, defterlerin zayi olmasında kusur ve sorumluluğunun bulunmaması, tedbirli bir tacir gibi davranmasına rağmen zayi olayına engel olamamış durumda olması gerektiği, ziya durumunun tacirin iradesi dışında meydana gelmesinin zorunlu olduğu, davacının zayi olduğunu belirttiği defterlerin 2012-2018 yıllarına ait serbest bölge onaylı envanter defterleri olduğu, İzmir Serbest Bölge Müdürlüğünün 06/12/2021 havale tarihli cevabı yazısında 2012-2018 yıllarına ait kayıtların elektronik ortamda firma ve müdürlüklerince görüntülenebildiği bildirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davacı vekili, ilk derece mahkemesince, hükme esas alınan İzmir Serbest Bölge yazı cevabının hatalı yorumlandığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, envanter defterinin sadece stok kayıtlarından ibaret olmadığını, mücbir sebep nedeniyle itfaiye raporuyla da belirtildiği şekilde zayi olan envanter defterlerinin dosyaya sunulan bilirkişi raporuna rağmen davanın reddine dair kararın isabetsiz olduğunu, İzmir Serbest Bölge Müdürlüğü tarafından mahkemeye gönderilen 04.06.2021 tarihli yazıda; “10.03.1993 tarih ve 21520 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliği’nin 23. Maddesi gereğince, fatura ve sevk irsaliyelerinin takibinin Serbest Bölge Müdürlüğü’nce yapılmadığı, kullanıcılar Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliği hükümleri kapsamında serbest bölgede gerçekleştirdikleri faaliyetlerini bilgisayar veri işleme tekniği yoluyla yapar. Bu konudaki uygulamanın zamanlaması ve kapsamı hakkındaki hususlar Genel Müdürlükçe çıkarılacak tebliğ/genelgelerle düzenlenir” şeklinde cevap verildiğini, 06.12.2021 tarihli yazı cevabında “Serbest Bölgede 2012 yılından beri Serbest Bölgeler Uygulama Programına geçildiği, firmaların stok kayıtlarının aldıkları e-imza ile girilen bu programda tutulduğu, 2012 ila 2018 yılları arasındaki kayıtların bu kapsamda elektronik ortamda firma ve Müdürlük tarafından görülebileceği” şeklinde cevap verildiği, mahkemece 2012 ila 2018 yılları arasında serbest bölge onaylı envanter defterlerinin ve serbest bölge işlem formlarına dair kayıtların elektronik ortamda tutulup tutulmadığı hakkında İzmir Serbest Bölge Müdürlüğü’nden bilgi talep edilmesi üzerine İzmir Serbest Bölge Müdürlüğü tarafından verilen 30.09.2022 tarihli yazı cevabında “Serbest bölgeler uygulama programının yürürlüğe girdiği tarih 02.07.2012 den 31.12.2018 yıllarına ait serbest bölge işlem formlarının raporu ekte gönderilmektedir ” şeklinde cevap verildiğini, envanter defterleriyle ilgili herhangi bir cevap verilmediğini, tacirin envanter defterinde sadece stok listesinin yer almadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla yetersiz serbest bölge müdürlüğü yazı cevabının hatalı olarak, elektronik ortamda görüntülenebildiği şeklinde yorumlandığını, oysa yazı cevabında sadece stok kayıtlarından bahsedildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, gerekçeli kararda yangında zayi olan faturalardan hiç söz edilmediğini, oysa fatura basım şirketine müzekkere yazıldığını, yangında zayi olan dava konusu faturaların ve sevk irsaliyelerinin basım şirketince basıldığı cevabının verildiğini, yangında zayi olan belge ve kayıtlar açık olmasına rağmen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, yangın sonrası olay yerindeki yangın söndürüldükten sonra, olay yerindeki işlemler ve fotoğraflar analiz edilip, olaya müdahale eden ekip, ilgili ve yetkili birim ve amirleri tarafından yangın raporlarının olay tarihinden sonra düzenlenerek ilgililerine olaydan sonraki tarihlerde teslim edilebildiğini, müvekkili şirketin yangın raporunu ilgili itfaiyeden 03.04.2019 tarihinde makbuzla temin ettiğini, yangın kaynaklı zararın ve yanan eşya-demirbaş-evrak vb. hususların neler olduğunun yangın raporuyla tespit edilebildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, TTK’nın 82/7. maddesi hükmüne göre açılmış zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinafa başvuran tarafın istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebeplerle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.
HMK’nın 297/2. maddesi, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmünü içermekte olup, mahkemece, davacının taleplerine sıra numarası verilerek tek tek, kabul ve ret konusunda hüküm kurulması gerekmektedir.
Somut olayda, dava dilekçesinde davacı şirkete ait 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ait Serbest Bölge Onaylı Envanter Defterleri, EK 343832 – EK 343950 nolu serilerdeki faturalar, AO 675228 – AO 675500 nolu serilerdeki sevk irsaliyeleri hakkında da zayi belgesi verilmesi talep edilmiş olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince davacının zayi olduğunu belirttiği defterlerin 2012-2018 yıllarına ait serbest bölge onaylı envanter defterleri olduğu, İzmir Serbest Bölge Müdürlüğünün 06.12.2021 havale tarihli cevap yazısında 2012-2018 yıllarına ait kayıtların elektronik ortamda firma ve müdürlüklerince görüntülenebildiğinin bildirildiğine dair gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, İzmir Serbest Bölge Müdürlüğü’nün 06.12.2021 havale tarihli yazısında elektronik ortamda görüntülenebilen kayıtların firmaların stok kayıtları olduğu belirtilmiş olup, zayi belgesi talep edilen ticari defter, fatura ve zevk irsaliyelerin bu yolla görüntülenmesinin mümkün olup olmadığı hakkında ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi yerinde değildir. Ayrıca ilk derece mahkemesince faturalar ve sevk irsaliyeleri ilgili olarak olumlu veya olumsuz herhangi bir hüküm kurulmamış olması da isabetsiz olup, davacı vekilinin istinaf itirazları yerindedir.
Bu durumda ilk derece mahkemesince davacı tarafın davanın esasıyla ilgili olarak gösterdiği deliller hiç değerlendirilmediğinden ve bazı talepler ile ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğinden dolayı, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07.10.2022 tarih, 2021/94 Esas 2022/651 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.20.01.2023