Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1792 E. 2022/1725 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1792
KARAR NO : 2022/1725

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13.09.2022
NUMARASI : 2022/704 E.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 25.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25.11.2022
İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.09.2022 tarih 2022/704 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, davalı tarafça müvekkilleri hakkında Ödemiş İcra Müdürlüğünün 2020/4087 E.sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkilleri ile davalı arasında ticari ilişki bulunmadığını, müvekkillerinden …’ın davalı tarafa çek cirolayıp vermediğini, müvekkillerinin davalı alacaklıya muaccel ve müstakbel herhangi bir borçlarının bulunmadığını, çek incelendiğinde kambiyo senedi vasfını taşımadığını, kambiyo vasfını yitirmiş olduğunu ileri sürerek bonoya dayalı başlatılan takipten dolayı borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiş olduğu davada ayrıca takibin tedbiren durdurulmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARARIN ÖZETİ : Mahkemece, İİK 72 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında tedbiren takibin durdurulamayacağından tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir talebi reddedilen davacılar vekili, HMK 209 maddesi gereğince takibin tedbiren durdurulması gerektiğini, müvekkili …’ın bu çeki davalıya cirolayıp vermediğini, icra takibi ile süreçten haberdar olunduğunu, diğer müvekkillerinin de çekte yer alan ciro kapsamında herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkillerinin davalıya karşı muaccel ve müstakbel borcu bulunmadığını, dosyaya sunulan belge ve icra takibi kapsamında yaklaşık ispat husususun müvekkilleri yönünden gerçekleştiğini, Yargıtay içtihatları gereği menfi tespit davasında ispat yükünün davalıya ait olduğunu, müvekkilleri ile davalı arasında herhangi bir şekilde hukuki ilişki bulunmayıp borçlu olmadığını, çek incelendiğinde kambiyo senedi vasfını taşımaması ve diğer çekteki imzaların müvekkillerine ait olmaması, dava dilekçesinin sonuç kısmında öncelikle teminatsız denilerek bir talepte bulunulmuş olup teminat karşılığında takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebini içerdiğini, bu konuda bir değerlendirme yapılmaksızın verilen kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek takibin tedbiren durdurulmasını istinaf konusu etmiştir.
GEREKÇE:Talep, başlatılan icra takibine karşı açılan menfi tespit davasında tedbiren takibin durdurulması istemine ilişkindir.
Davacı vekili, çeke dayalı başlatılan takiple ilgili olarak açtığı meni tespit davasında müvekkilleri ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, borç doğurucu işlem söz konusu olmadığını, çekteki imzaların müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, menfi tespit isteminde bulunduğu davada ayrıca tedbir isteminde bulunmuş, mahkemece tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
İİK’nın 72/3. maddesinde ” İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu geçikmeden doğan zarraları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, dava açılmadan evvel davacılar hakkında icra takibi başlatıldığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Konuyu düzenleyen İİK 72/3 maddesinin ilk cümlesi gereğince, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında tedbiren takibin durdurulamayacağı amir hükmü gereğince ilk derece mahkemesince takibin durdurulması yönündeki tedbir talebinin reddedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemektedir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 133,00 TL’den peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 52,30 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir isteyen davacılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 25.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.